Serpil TUNCER
ÇAY İÇMENİN KÜLTÜRÜNÜ DE SATABİLMELİYİZ
Büyük şehrin vagon tipli yeni metrosunda seyahat ederken arkamdaki koltukta oturan bir bayan elindeki cep telefonundan hattın karşındaki dinleyene ‘’Çayı ocağa koy, geliyorum ‘’diyor. Bir kaç dakika sonra diğer koltukta oturan biri arkadaşına ‘’Hava amma da soğudu. Eve gidince yapacağım ilk şey çay demlemek ‘’diyor. Saat, akşamın dokuzu ve nedense beni de bir çay içmek duygusu sarıveriyor.
Yurdum insanı çay içmeyi çok seviyor çünkü çay içmek bu toplumun kültürünün bir parçası. İnce belli bardak ve demleme usulüne yardımcı olan çaydanlık… Başka bir toplumda bu iki öğeyi bulamazsınız. Türk ulusu böyle çay içer ve dünyanın hiçbir yerindeki uluslar çay içme kültürünü bizim gibi doya doya yaşayamazlar. Çay içmek, bizde aynı ortamı paylaşmanın ve dostluğu artırmanın bir unsurudur.
Çayı üreten ve pazarlayan bir pazar ağımızın olmasına rağmen bu ülkeye ait olan çay içme kültürünü de pazarlamamız lazım. Kültürü de pazarlamak satış unsurları arasında yer almalıdır. Bu da şu demek; bardak, çaydanlık hatta semaver satışında patlama… Fuarlarda, özellikle yurt dışındaki tanıtımlarda kendi kültürümüzle tanıtım yapmamız gerekmektedir. Bizim toplumuzda olmayan poşet çay nasıl yavaş yavaş kültürümüze girmişse biz de başka kültürlere uzanabilmeliyiz. Artık küreselleşmenin içindeyiz. Sınırların anlamını yitirdiği zamanlardayız. Buradan çay üreten firmalara duyurulur.
Çayın yanında, çay içme kültürümüzü pazara koymanın zamanı geldi de geçiyor bile.