Hasan Yavuz BAKIR
MİLYONLARIN HAYALİNE VURULAN PRANGA…SİSTEMSİZLİK
Benim Halkımın yaşadığı büyük sıkıntıların sebebi sözde bilirkişilerdir.
Benim Halkımın yaşadığı; Yoksulluğun, Acıların, Güçlü Bir Ülke Hayalinin gecikmesinin en büyük nedenlerinden biri de Sözde Aydınlardır.
Benim Halkımın Güzelliklere duyduğu özlemin sebebi Sistemsizlikten beslenenlerdir.
………
Milyonlarca insanı bir araya getirmeyi başaran spor sektöründen bir örnekle başlayabiliriz sohbetimize.
Farkındaysanız sektör diye tanımladım.
Oysa yakın bir tarihe kadar, kazanmanın dayanılmaz çekiciliğinin Güzel Oyun duygusuyla birleştiği eşsiz bir paylaşımdı spor.
Ayrıştırmayan, bir araya getiren..
Ve çaba sarf etmekle yeteneğin birleşmesi sonucu ortaya çıkan haklı gurur göstergesiydi spor.
Şimdi ise parası olanın kazandığı, duyguların görünmez olduğu bir curcuna…
Türkiye, olağanüstü dinamizmine rağmen bir çok alanda olduğu gibi sporda da sistemi oluşturmayı başaramayan ülkelerden bir tanesi olarak gösterilebilir.
Yaşam tarzı, toplumsal algı ve Merkezi Yönetimle Yerel Yönetimler arasında ki sorunlar bu alanda verilebilecek örneklerden bir kaçı.
Dünyanın farklı bir köşesinde, herhangi bir spor dalına gönül verin ya da hangi takım taraftarı olursanız olun en net ortak özellik güzel oyun beklentisidir.
Fanatik gurupları konu dışında tutacak olursak milyonlarca sporsever güzel oyun keyfini yaşamaya hasret.
Özellikle Türkiye gibi henüz sistemini tam olarak yerleştiremeyen ülkeler maalesef güzel oyun beklentisini cevaplayamıyor. Bu durum sporseverlerin spor alanlarından uzaklaşmasını sağladığı gibi art niyetli insanların spor - rant ilişkilerini de en üst safhaya ulaştırıyor.
Türkiye’de onlarca alanda hissedilen sorunların başlangıç noktaları arasında büyük benzerlikler var. Gelişigüzel yaşam tarzı toplumsal gelişmeyi engellediği gibi var olan gücün pasif kalmasına da sebep oluyor. Kısacası plansızlığın faturası gelecek kuşakları etkileyen büyük bedeller ödettiriyor
Eğitimde, sağlıkta, sosyal aktivitelerde en önemlisi, çocuklarının geleceğine yönelik planlamada bile ciddi bir plansızlık içinde olan ülkenin Toplumsal Kalkınma konusunda sorun yaşamamasını beklemek hayalcilik olur.
Türkiye’de varlığına oybirliği ile karar verdiğimiz sistemsizliğin çok uzun bir sürece yayılmasının altında ciddi gerçekler olduğunu sürekli dillendiririz. Hepimize göre bu durumu tetikleyen genel sorun ekonomik problemler.
Toplumsal refahın sağlanamadığı ülkelerde her türlü sorun yaşanır tezinden yola çıkarak, sorunları tetikleyen şıklar bölümünde, ekonomiye hak ettiği payı ayırmak elbette mantıklı fakat bana göre esas sorun farklı.
Sivil toplumun, inisiyatif almadığı ülkemizde sorunların uzun zamana yayılmasında ki en büyük etken, o ülkenin yarattığı olanakları vicdansızca sömüren sözde aydınların varlığı.
Yakın tarihimize baktığımız zaman Dünya’nın kabul ettiği önemli işler yapan toplum aydınlarını görebiliyoruz ama maalesef teknoloji çağında, olağanüstü imkanların olduğu bir dönemde, ülkemiz adına, akil insan hanesine yazabilecek çok fazla isim bulamıyoruz.
Çünkü başkasının adamı olmak, başkasının gücünün gölgesinde meydan okumak daha kolay geliyor. Bu sayede bireysel bakış açımız doygunluğa ulaşırken toplumsal sorumluluğumuzun yerlerde sürünüyor olmasına binlerce kılıf bulabilecek bir pişkinlik çıkıyor ortaya.
Türkiye son 50 yıldır ne çektiyse, Aydın diye adlandırılan fakat geçkin yaşlarına rağmen aydınlanamamış insanlarından çekti.
Sözde kamuoyunu bilgilendirme, bilinçlendirme konusunda uzman olan bu isimler maalesef toplumsal barışın zedelenmesi için kendilerine biçilen görevleri layıkıyla gerçekleştirmeye çalıştılar.
Çok iyi bildikleri konularda bile kamuoyunda kaotik bir ortam yaratıp hizmet ettikleri alanlara katkı sağlamaktan kaçınmayan sözde aydınlar, Spor’dan Siyasete, Ekonomiden Dış Politikaya kadar bir çok alanda milyonlarca insanı aldatmaya çalıştılar.
Özellikle güçsüz Türkiye imajına hizmet etmek için organizasyonlar tertip edilmiş olduğu gelişen teknolojiyle birlikte gün yüzüne çıkmaya başladı.
Gelişen teknoloji sadece bazı gizli kalmışlıkları gün yüzüne çıkarmakla yetinmedi. Dünya’da olup biteni yakından takip eden, eğitimi çok daha fazla önemseyen büyük kitlelerin oluşmasına sebep oldu.
Yakın bir zamana kadar sövüp saydığı kendi tarihine daha çok sahip çıkmaya başlayan milyonlarca insan sözde aydınların planlarına çomak sokmaya başladı.
Şu bir gerçek ki vatandaş yakın tarihe kadar çok etkin olan, kanıtsız iddia, itham ve yalan haber durumlarını çöpe attı. Artık her iddianın arkasında ki gerçek nedenin daha fazla önemsenmeye başlanmış olması toplumsal huzurun bozulması için görevlendirilen isimlerin şapkalarını düşürdü.
Birden fazla konuda bilirkişi pozisyonunda olup toplantılardan toplantılara gezip kendilerine zorla konuşma rezerve ettiren isimler yakın bir tarihte büyük bir oranda deşifre edilmiş olacak. Türk Halkı artık bilgi kaynağında sonuca ulaşmayı çok daha önemser duruma geldi.
Bu değişim şüphesiz gerçek sorunların saklanmasını ortadan kaldıracağı gibi yapılması gerektiği halde engellere mahkum edilen bir çok toplumsal olayında önünü açacak.
Türk Halkı ne çektiyse sözde aydınlarından çekti.
Uzun yıllardır büyük bir özenle görevlerini yerine getiren bu isimler bilgiye yenik düştüler. Bilinçlenen ve eğitim konusunda tarihi adımlar atan milyonlarca vatandaş artık oyuna gelmiyor.
Çok yakın tarihte sözde aydınların gerçekte aydınlanmayı başaramamış insanlar olduğunu yüksek sesle konuşmaya başlayacak olan Güzel ülkemin Güzel İnsanları, yıllardır bin bir zorlukla hizmet vermeye çalışan, sürekli önleri kesilen gerçek aydınların en büyük destekçileri olacaktır.
Güzel Ülkem ne çektiyse her şeyi biliyormuş gibi davranan yorumculardan çekti.
Spordan Siyasete bir çok alana sızıp, gerçek başarının ortaya çıkmasını engellemek için asırlardır değişmeyen en büyük silah olan dedikoduyu kullanan birkaç kötü adam, bilgi toplumuna doğru hızla ilerleyen milyonlarca insan sayesinde artık etkisiz hale geldiler.
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan ya da değişik nedenlerle farklı ülkelerde yaşamlarını sürdüren milyonlarca Türk Vatandaşı, Güzel Oyun, Güzel Siyaset, Güzel Ekonomi, Güzel Haber, Güzel Yorum duygusuna duyduğu hasreti yavaş yavaş gidermeye başladı.
Bilgi Çağına, eğitim koşullarını tam anlamıyla yenileyerek dahil olmaya çalışan Türk Halkı, kalkınmanın önünde duran en büyük engel olan Sistemsizliği de ortadan kaldırmayı başaracaktır.
Şimdi endişe etme sırası Sistemsizlikten beslenen ve yıllardır köşe başlarını tutup verilen görevleri yapmaya çalışan küçük ama etkin guruplarda.
Gerek ülkemizde gerek ülke dışında yaşayan milyonlarca vatandaşımız hasret duyulan güçlü Türkiye hayalinin gerçekleşeceğine her geçen gün biraz daha güçlü bir inanç duyuyor. Ve üstelik artık biliyor ki bilgiye ne kadar çok sahip olunursa başarıya ulaşmak o kadar kolaylaşıyor.
Türkiye’nin sırtında ki kamburlar, Bilgi çağına ayak uydurmaya başlayan milyonlarca insanın gözünde her gün biraz daha belirginleşiyor. Malum bu halk sırtında ki kamburları her zaman atmayı başarmıştır.
Tarih bu konuda ki en büyük tanıktır.
hyavuzbakir@hotmail.com