Yavuz ATALAY
YAVŞAK MA…
Yavşak...
‘Mavşak…
Ayıp oluyor, Demirören…
Senin karşında, sen yok!
(Yıldırım Demirören’in, “Ben bu yav**k Sadri’ye söyledim” cümlesine itafen.)
Onca dinlenme vakasına rağmen, bu isimler hala devletle kafa bulur gibi, aralarında gizlice konuşuyorlar… (Onlara göre gizlice)
İlhan Cavcav, Yıldırım Demirören, Halil Ünal arasında ki, “Trabzonspor sevgisi” temalı konuşmalar:
Erzik: Fenerbahçe’ye neden ceza vermiyorsunuz?
Demirören: Bu işi kendi aramızda halledeceğiz, disiplin kurulunu oyala.
Erzik: İmkansız.
Demirören: Bu yavşak Sadri’ye söyledim UEFA’ya yazı göndermeyin diye. Laz kafa işte.
***
Demirören: İlhan Abi (Cavcav) UEFA’ya mail gidiyormuş Trabzonspor’dan.
Cavcav: Bunlar manyak mı yahu?
Cavcav: Kafalarına sı****m bunların. Halil ile (Ünal) konuşalım Trabzon konusunu kökten çözüp küme düşürelim. Bi’ sorun Galatasaray olur, onu da korkuturuz.
Demirören: Evet. Galatasaray ile Bursaspor sorun yapar sadece. Bakan ile bir görüşeyim, onları aşarız.
***
Cavcav: Basını ayarlayalım. Siyasiler Feneri kurtarmamız yönünde olumlu işaret verdiler.
Ünal: Bayramdan sonra açıklama yapalım. Basını ayarlayalım. İşi punduna getirelim. Basına kademe kademe haber yaptırıp, milletin zihnine yerleştirelim.
Cavcav: Başarılı olamazsak da Trabzon’u susturmuş oluruz.
***
İlhan Cavcav toplantı bitiminde, Demirören’in yanına gider ve şunu der: Sadri Şener toplantıya gelmedi. Şimdi basına bir açıklama yap ve Şener’in ağzının payını ver.
***
Demirören’in basın açıklaması: Sürüden ayrılanı kurt kapar…
Sert yazmayayım, yazmayayım diyorum ama ne yapayım?
Bu adamlar sorsanız, ülkeyi, ülke futbolunu, milleti düşünüyor…
Böyle bir şey olabilir mi?
Herkes çıkarsın formasını, bir düşünsün…
Artık mesele, Fenerbahçe, Trabzonspor, şike, kupa meselesi değil…
Mesele; bu ülkenin nereye gittiği…
Kimler tarafından götürüldüğü…
Bugün Fenerbahçe için Trabzonspor’u satanlar; yarın başka bir şey için Fenerbahçe’yi, daha büyük ve başka şeyler için de ülkeyi satarlar…
O zaman ne yapacağız?
Ben Fenerbahçeliyim, Trabzonsporluyum, Galatasaraylıyım, Beşiktaşlıyım; bu ülkeyi satamazsınız mı diyeceğiz?
Şu anda hiçbir şey yapmamamız nedeniyle, doğru yanlış bakmadan herkesin kendi takımını haklı görmesi nedeniyle, gözü kapalı saçma sapan insanları desteklememiz nedeniyle, bu fırsatları, bu insanlara biz veriyoruz…
Vermeyelim.
Kupalar, gelir gider…
Futbolcular, antrenörler, başkanlar gelir gider…
Bu ülke bir giderse; bir daha gelmez…
O zaman görürüm ben Fenerbahçeliler ile Trabzonsporluları…
Bırakın kavgayı filan, biri ötekini 500 kilometre öteden görse, sarılmak için koşacaklar birbirlerine…
Bunların olacağını bildiğimiz halde halen daha böyle fırsat veriyorsak biraz da suçlu bizleriz…
Ve söyleyeceğim son söz şudur ki: Yıldırım Demirören’in onurlu ve şerefli futbol için istifa etmesi; Halil Ünal’ın Kulüpler Birliği Başkanlığını bırakması ve İlhan Cavcav’ın artık futbolu, futbolcuyu ve ülkeyi sömürmemesi, gerekmektedir…
Gelelim konuşmalara…
Yıldırım Demirören’in cehaleti, herkesçe bilinir.
Okul diplomasını bile, babası almıştır.
Kaldı ki; halen daha bu devirde Trabzonlulara Laz diyebilecek kadar genel kültür ve coğrafya bilgisinden yoksun bir kişiyi daha başka nasıl nitelendirebilirsiniz ki?
Basın açıklamasında da çıkmış: Sürüden ayrılanı kurt kapar diyor.
Demirören halen daha Federasyon’un başında olduğuna göre, sürü hoşuna gitmiş…
Na Gili Na… (Ne demek istediğimi anlayan anladı!)
En çok güldüğüm, İlhan Cavcav’ın: “Kafalarına sı****m bunların” cümlesi oldu…
İlhan Cavcav…
Yaş 76 mı ne?
Nasıl denk getirecek bu yaşta, çok merak ediyorum…
Halil Ünal’ı anlatmaya gerek yok…
Hababam Sınıfı eski filmlerinden birinde Ahmet karakteri oynuyordu.
Hemen hatırlatayım…
Mahmut Hoca’nın eski bir öğrencisi, okumak için Mahmut Hocaya gelir, sonra Mahmut Hoca bunu okula alır, sonra Hababam Sınıfı; aramızda olmak istiyorsan şunu yap, bizi seviyorsan şunu yap, diyerek ne kadar kötü iş varsa yaptırır…
İşte Halil Ünal’ın durumu da aynen bu!!!