Tuncer ERGÜVEN
SÜRİYE – İRAN –PKK İTTİFAKİ VE TÜRKİYENİN YALNIZLIĞI
Temmuz ayında Türkiye Suriye arasındaki olası bir çatışmada İran-İrak -Barzani-Suriye-İsrail-Yunanistan- Güney Kıbrıs ın ters yaptırımları ile karşılaşacağımızı ABD,AB ve NATO nun bizim yanımızda fiili desteklerinin olmayacağını ,hatta Barzani ve PKK yı illegal desteklemeyi hızlandıracaklarını,Rusya nın Türk ekonomisine yaptırım uygularken Ermenistan ında geri kalmayacağını öngörmüştük.
Bugün geldiğimiz noktada Suriye de rejimin yıkılmasını desteklediğimiz ayenen belli.Fakat muhalif guruplardan yani bir bakıma müttefikimiz olması gereken guruptan gelen iki ses var.Dinci olduğunu söyleyen bir gurup sıra Türkiye ye gelecek derken Barzani ye dost derken ,onun eğittiği ve desteklediği Suriyeli Kürtleri muhalif gurup Esad işbirliği içinde Kürt kuzey koridorunu geliştirirken ,Şemdinli de Irandaki PKK kamplarından ve Kuzey İrak PKK kamplarından gelen PKK militanlarının yarattığı kaosu ve o bölgede çalışmayan,aksayan güvenlik sistemi zafiyetini izlemekteyiz.
Iran komutanları ,devlet başkanı açıkça ülkemizi tehdit etmektedir.Ülkemizde Iranın Şah ve Humeyni dönemlerinden beri ülmeiz aleyhine olduğunu görmemezliğe gelerek sadece kendi mezhepleri ve dini anlayışlarına göre uyguladıkları şeriat yöntemlerini ülkemize yaymaya çalışırken onları bağrına basanlara sormak isteriz.
Iran tarihin hangi döneminde Türkleri kabullenmiştir? Tarihin derinliklerine baktığımızda Gazneliler,Selçuklular,Timurluları ,Osmanlıyı ,Türkiye Cumhuriyetini her zaman ve her fırsatta yıkmamaya çalışmıştır. İranın yani Acemin Türk düşmanlığı Yunanlıdan ve Arap tan asgari 500 yıl öndedir.
Kısaca İrandaki yönetim ister suni olsun ,ister Şafii olsun Acem –pers devleti anlayışı Türk Milleti düşmanıdır.
Düşmanıdır çünkü bugünkü Iran topraklarını ya Türk devletleri işgal etti veya
Safeviler ,kaçarlar gibi Türk kökenli ailelelrin devletleri olarak tarih sahnesinde yer aldılar.Bu nedenle 4 000 yıllık Iran topraklarındeki yönetimlerin asgarı 1500 yılı Türk yönetimidir.
Ayrıca bağdatı yöneten ,halifeye kendi parasını bastırıp hütbesini okutan Selçuklu Türkleri aslında halifeliğin Araplardaki hakimiyetine son vermesi ,selçuklulalrın Mekke Medine yi almaları nın meydana getirdiği tarihsel kinleri günümüze kadar tazeliğini korumaktadır.
Suriyede ,mezapotamyada Suriye selçuluları,ırak Selçukluları devletleri,Suriye Atabeyliği Böniler ,Musul atabeyliği Zengiler, birer TÜRK devletleridir.Bu beylikleri Artuklular ,akkoyunlular,Karakoyunlular Afşar ve safevi hanedanı ,kaçar hanlığı dulkadır oğulları beylikleri bugünkü Iran-Irak-Suriye coğrafyasındaki TÜRK egemenlikleridir.
Bu egemenlikleri kuranlar egemenliği mensup oldukları İslam dini adına değil,mensup oldukları Türk gurupları adına kendi hanedanlıkları için kurmuşlardır. Elbette bu insanların ,toplulukların dini İslam dır. Fakat dini bağlılıkları KUM kenti anlayışı ,memluk veya Emevi-Abbasi halifesi anlayışı değildir. Fakat.devlet olma ,millet olma geleneğini mensup oldukları yüce İslam dini veya mezheplerinden değil ırklarından-ait olduklarına inandıkları etnik kökenlerinden –millet aile ,dil bağlarından almaktadırlar.fakat her şeyden önce Hoca Ahmet yesevi nin günümüzde de geçerli olan islamı anlayış ve yorumları da egemenlikleri de yol almalarına ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu olarak ortaya çıkarken egemen olurken ve yükselirken itici güç olarak inanç dünyamızda renklenirken arap-emevi İslam anlayışı etken değildir.
Ancak gerileme ve yıkılış döneminde emevi İslam anlayışının egemen olması yıkılışı sağlayan sebeplerden biridir.BU etken Osmanlıyı müspet bilim ve müspet ilime dayalı üretim anlayışımızdan,Türklük anlayışından uzaklaşmamıza sebep olmuştur.
Oysa Osmanlı devletinin mayası Oğuz Türkmenliği ve Selçukluluk devlet geleneğidir.Osman bey döneminden beri Anadolu Türklüğü ile yükselmiştir.
Anadolu Selçuklu devletinin yıkılışından sonra Anadolu da sahne alan Mengüçler beyliği,çaka beyliği,Dilmaç oğlu ,Çubuk oğlu, Danişmendi ,Saltuklu,İnaloğulları,Ahlat şahlar,Artuklular,Çobanoğuları,Akkoyunlular,Karakoyunlular,Timer,safeviler,Avşar hanedanı , Türk ve İslam beylikleridir.
800 lu yıllardan 1800 lere Iran-Irak-Suriye-Yukarı mezopotmaya ve Anadolu coğrafyasında Müslüman Türklerin egemenlikleri var.Osmanlı egemenliği Türkiye Cumhuriyeti egemenliği ile halen devam etmektedir,Türk İslam egemenliği önceside Türk egemenlikelri bulunmaktadır.Bunlara ilaveten İslam olamayan Peçenek,Kuman,Kıpçak,İskitler,Kimerler,Hunlar,Timur,Cengiz,sakalar,sabirler egemenlikleride yer almıştır.
İşte tüm bunların yanıda Armenler,Kürtler,Zazalar,Kırmançlar,Nasturiler ,keldaniler,Araplar,Helenler,Likyalılar,frıkyalılar ,etiler ve kuman Türkerlinden olan Trabzon Pontus devleti, Proto Türkler gurubuna koyabileceğimiz Lazların ataları tzaniler,kolhisler ,moyskilerde,makronlar,farslarda bu coğrafyanın insanlarıdır fakat egemenleri değildir.Egemenler Türklerdir.
İşte bu nedenledirki Iran-Irak-Suriye ,raplar ve azınlıklar Ermeniler ,Kürtler Türklere düşmanlık güderler.Bunlar içinde en önemli Türk düşmanı ve din düşmanlığı güden 2000 yılı aşkın süredir Türklere düşman IRANDIR.
Tüm bunları çok iyi bilen ,sker,tarihçi,sosyal bilimci,düşünür,staratejik teorisyen devlet adamı,Cumhuriyetin Kurucusu,İmamı azamdan sonra İslama en büyük hizmet veren MUSTAFA KEMALİN Türk tarifine bir kez daha bakmak istiyorum.
Şimdi Atatürkün bu tanımına bakalım ve kendimize bu tanım içinde yer bulmaya çalışalım.Göreceğiz ki Atatürk bizi ,bugünkü coğrafyamızdaki yaşayanları tarif etmektedir. Ankara Atatürk Orman Çiftliğinde ATATÜRK e ''Türk nedir?'' diye sormuşlar. işte ATA 'nın cevabı;
"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
GAZİ MUSTAFA KEMAL"
Bu görüşün içinde kendisine yer bulamayan bir Anadolu ve orta doğu insanı varmıdır,acaba.Benim görüşüme göre bu tarifte tüm Asyalılar,anodolu halkları kendisine bu 7000 yılık süre içinde yer bulmaktadır.Bulamayanların başında Iranlılar –Araplar –Ermeniler-Kısmı Kürtler gelmektedir. Bunarlın bizimle dost görünmeleri hayaldır.Bunlar düşmandır.Bunu bilerek barış içinde yaşamalıyız.
Barışa gerçeği görmemeye gelerek ,tavizler vererek,düşmanlığa pirim vererek ulaşamayız.Oyunu kurallarına göre oynamaz isek barışa değil bölünmeye parçalanmaya gideriz.
Iran PKK ya sürekli desteklemiştir.1994-1995 ler de Iran kamplarından Şemdinli ye,Hakkari ye,Vana terörist gönderme yataklığını yaptığı için Başbakan Çiller, Zeli kampının bombalanmasından sonra Iran da ki kamplarında bombalanmasının emrini vermiş,uçaklarımızı geri çevirenler ; bizi Iranla savaşa sokacaktı diyerek siyaset yapmışlardır.
Bugün Iran dış ileri bakanı Türkiye de iken başkanları ve genel kurmay başkanları Türkiye ,Türklere yani eski efendilerine tehdit savurmaktadırlar.
Şimdi Irandan siyasi destek alan,Iran gibi olma hayalini kuran ve Iranın ülkemize hakim olacak Şafii rejimini ihraç edebilmesi için yataklık yapanlar nerede duruyorlar.bana göre Iranın yanındadırlar.Bölücü Kürtlerin ,Barzani nin ve Esadın yanındadırlar.
Bu yoldan çıkış yolu ulusal ve üniter birlik anlayışı yani Mustafa Kemal anlayışıdır.
Mustafa Kemalın 7000 yıllık etnisite tarifinde birleşmeye mecburuz.Bu birleşmenin yapıştırıcısı Türklük ve Türkçe ve mezhepler üstü ,tarikatlar üstü İmami Azam Ebu Hanefi anlayışı,Ahmet Yesevi anlayışı ,Mevlana-Yunus Emre-Hacibektaşi Veli anlayışı yani TÜRK islamidır.
Bu anlayışı Araplar-İranlılar –Yunanlılar,AB,ABD ve Rusya nın iyi karşılamadığını unutmamalıyız.