Tuncer ERGÜVEN
HEMOPTERA- RİCANİA RİCANİİDAE LERE KARŞI
HEMOPTERA- RİCANİA RİCANİİDAE LERE KARŞI
TARIM BAKANLIĞI VE ÇAY-KUR DAN BEKLENEN
Tuncer Ergüven
Sarp hududundan Sürmene ye kadarki şeritte bir kelebek günlük yaşamı zehir etmektedir.
Tarım bakanlığı ve il tarım müdürlüklerindeki yetkililerin ilk görüldüğü zaman talep ettikleri kimyasal mücadeleye karşı çıkan ,’’ Bizim çaylarımıza bu zararlının etkisi yoktur.Aman sakın ilaç kullanmayalım.Bizim çaylarımızda zirai ilaç artığı yoktur bu özelliğimizi koruyalım ‘’ akılını tarım bakanlığına vermelerinden dolayı bölgede zirai ilaç kullanımı yasaklanmıştır,veya kısıtlanmıştır.
Sanırım bu fikrin sahibi gelen bilgilere göre ÇAY-KUR dahileridir.Kimseye büyütmek veya küçültmek istemiyorum.Fakat Ziraat Mühendisi diplomanız var ise ve entomoloji ,zirai mücadele okumuşsanız bunu söylemezsiniz.
İşin alfabesinde bu vardır. Fakat her Ziraat mühendisi entomoloji ve zirai mücadele okumaz.Eğer okumamışsan , bir bilene sormadan devleti yanıltamazsın,yanıltmamalısın.
4-5 yıl önce yapılan bu veya yaptırılan bu yanlışın sonuçlarını yaşamaktayız.Çay bahçelerimiz kelebek ve larvalarının yarattığı zararlardan geçilmiyor.Çay toplayanlar toplayıcılar ve insanlar yolda ,cafe de bize sormaktadır.’’ Çay bahçesinde yaprak toplarken sürü ile kelebek kalkıyor,sürgünlerde hastalık var,bu zararlıya ne yapmalıyız.Bu yapraklardan nasıl çay yapılır ‘’ diye sormaktadır.
Her türlü gerçek dışı rivayetlere tanık olmaktayız. Resmi kaynaklardan bildiğimizi geçen hafta yazmıştık.Yeni bir gelişme yok .
Bilinen gerçek şu şudur. Zararlıya karşı önlem için ya tabiat kendi içinde çare bulacaktır veya Samsun 19 Mayıs ve Erzurum Ziraat Fakülte araştırma enstitüleri çare aramakta,araştırma yapmaktadırlar.
Bu çalışmaların sonucuna kadar galiba resmi yetkililerden bir ses gelmeyecek.
Sorumluluk duyan bir yurttaş olarak geçen hafta bu zararlı ile top yekun yapılması gereken yöntemi yazmıştık. Galiba kafaları basmadı ki kimseden bir ses yok.Esasen bir ses de beklememekteyiz.Fakat Çay bahçesine,topluma karşı yedikleri ekmeğe karşı saygı duyarak ne düşündüklerini açıklamaları gerekmektedir.
Önerimiz organik ev yapımı zirai ilaç idi ve ham maddeleri Tütün ,Isırgan yaprağı,Ceviz yaprağı ve bordo bulamacı konsantresinin zararlının konukçu olduğu tüm bitkilere atılmasını önermiştik.Bu öneriyi yapmadan Bakanlıktaki özel yetkiliden doğrulamayı almıştık.
Bu hafta sonu Batum da daha önce bu konuda mücadele etmiş bir uzman arkadaşla yaptığımız görüşmenin detaylarını paylaşacağız.
Önümüzdeki 10 gün içinde sulfit ve bakteri ihtiva eden bir yapraktan verilen bir mineral gübreye konsantrasyonunu artıracak bordo bulamacı karması ile mart ayından itibaren kullanılacak ve zararlı ile kesin mücadele sağlayacak bir önerimizi hem ÇAY-KUR a hem de il tarım müdürlüklerine resmi olarak yapacağız.
Fakat biz ÇAY-KUR ve Tarım müdürlüklerinin ne önerdiğini bilmek istemekteyiz.
Daha önemelisi bu kelebek ÇAY BİTKİSİNE ZARAR VERMEZ diyen beylerin Valilik ve Çay-kur tarafından kamu oyuna açıklanmasını beklemekteyiz.Eğer böyle bir yaklaşım yok ise bu zararlı Sarp hududunda görüldüğü zaman neden müdahale edilmemiştir,Kim müdahalede görevini ihmal etmiştir,açıklanmasını beklemekteyiz.