Orhan YAZICILAR

Orhan YAZICILAR

YENİ BİR YILA GİRERKEN; YILBAŞI KUTLAMALARI, MİLLİ PİYANGO, VESAİRE VESAİRE...!

Öncelikle; gireceğimiz yeni bir yılın ülkemize; milletimize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini dilerim.


MİLLİ PİYANGO:
Piyango; birçok açıdan çok mahsurlu bir uygulama.. Öyle zannediyorum ki devlet bu gelir kapısından vazgeçmek istemiyor. Başkaları yiyeceğine millet yesin demeye getiriyor. Ancak devletin böyle düşünmesi onu mahzurlu olmaktan çıkarmaz.
Peki ne gibi mahsurları var?

Bir kere sırf yılbaşını cazip hale getirmek için hayal pompalanıyor. Kumara ve şans oyunlarına yatkın insanlara zemin hazırlanmış olunuyor. Şans oyunlarının bir bağımlılık türü olduğunu ve kontrol edilemez ise işin kumar bağımlılığına kadar vardığını bizzat psikologlar söylüyor.

Ayrıca piyangodan kazanılan para hak edilmiş bir kazanç değil. İnsanlar belki bana da çıkar ümidi ile alıyor ama kime çıkacağı belli değil. Sosyal dayanışma sayılmaz, çünkü fakirin, ihtiyaç sahibinin kazanacağının garantisi yok. Hak edilmiş bir para değil, çünkü emek yok, bilgi yok, beceri yok. Kazanan kişinin parayı ne amaçla kullanacağı belli değil. Kötü bir amaç için kullanırsa alan kişi de onun günahına ortak olmuş oluyor, bu ada ayrı bir vebal.

Bugüne kadar piyango çıkıp da sonu iyi olan duyulmadı, hep kötü haberler okuduk. Bir kişiye bu kadar büyük para verip hayatının kararmasına aracı olmak da ayrı bir vebal..

En kötüsü de insanlara hayal pazarlamak.. İnsanlara ümit verip arkasından psikolojik çöküntü yaşatmak.. Zira nice fakir dişinden tırnağından artırıp bilet alıyor. Çıkmayınca da verdiği paraya yanmaya başlıyor. Ümitlerinin boşa çıkması ayrı bir üzüntü..

En hayırlı kazanç, kişinin elinin emeği, alnının teri ile kazandığıdır. Biz zengin olmakla değil, helal kazanç temin etmekle mükellefiz. Piyango kapitalizmin bir oyunudur. Amaç insanların ayaklarını yerden kesip daha fazla harcama yapmaya, daha fazla tüketmeye zorlamaktır.

Yılbaşı çamı da bunlardan birisidir. Modern bir hurafedir. Dilek ağaçlarına ve türbelere çaput bağlamaktan farkı yoktur. Çam ağacı süslemek, Batı adeti olması ve çok para harcanması yönüyle daha kötüdür.

Müslümanların kestiği kurbanlara demediğini bırakmayan çağdaş cahillerin yılbaşında yapılan hindi katliamına sessiz kalması da ayrı bir garabet..

İçki günahını saymıyorum. Onlar için zaten bahane çok.. Beni en çok üzen de içki üzerinden çağdaşlık edebiyatı yapanlar ki tek dertleri kendilerini kötü hissetmemek.. Ancak Allah’ın kötü dediğine bütün dünya entelleri birleşse iyi yapamaz. Onlar kendilerini kandırmak yetinseler iyi, insanları da etkiliyorlar ki insan buna üzülüyor.

Yılbaşı yaklaşırken tekrar tekrar bunları yazalım ki belki birilerine fayda verir.

Aslında kutlanacak bir şey yok, ancak madem kutlayacağız günah bari işlemeyelim. Yeni yıla hayırlı işlerle girelim. Şahsen benim için yılbaşı bir rakam.. Beni geçmişe götüren ve çoğunlukla hüzünlendiren, yılları saymaktan öte bir anlamı olmayan bir rakam...
Hayırlı yıllar dilerim...

Önceki ve Sonraki Yazılar