Ben bu cümleyi düşündükçe, yapmak ile ödevli bulunduğum sorumlulukları hatırlıyor, hayatın çok kısa olduğunu anlıyor, günümü yaşamam gerektiği gibi (Topluma bir şeyler katmaya, bilgi havuzu olan kişilerden kendi havuzumu doldurmaya) yaşamaya çalışıyorum.

Zaten hayat bir gün, o zaman o günü çok iyi şekilde yaşamak ve yaşattırmak gerekmektedir.

Bir hadis-i şerif..

‘’Hiç ölmeyeceğini zanneden biri gibi çalış, yarın ölecek biri gibi de tedbirli (Ahirete hazırlıklı) ol.’’

Birey olarak bu düşünceyi kendimize empoze etmek, sorumluluklarımı ve toplum bilincini düşünerek yaşamak ve bu bilinci aşılamam gerekmektedir.

Bu çok kısa ömür zarfında;

Ailemi nasıl yetiştirmeliyim, akrabalarıma nasıl davranmalı ve nasıl davranmaları yönünde bilgi vermeliyim, komşularıma nasıl yardımcı olmalıyım, insanlara nasıl yardımcı olabilirim.

Ailemizle ilgili bireyleri iyi anlamak, her görüşe değer vermek, yanlış var ise doğruyu güzel anlatmak, yargılamadan doğruları aşılamak, Aile bütünlüğüne yakışır şekilde toplumda yaşamanın önemini vurgulamak gerek.

Aslında birey olarak herkesin birer Toplum Hekimi gibi olmamız, hastalıklara erken teşhis koymamız gerekir.

Bunu başara bilir isek, günümüzde yaşanan toplumsal olayların minimize olduğunu göreceğiz.

Bir günlük hayatımızı iyi değerlendirmek gerek, günü kırıcı olmadan yapıcı olarak geçirmek, akşam evde yatağa yattığımızda sabah’ın olmayacağını düşünüp, rahat bir şekilde uyumak.

Emin olun ki; bir kez bunu dener isek, çok rahat bir uyku alacağınızdan hiç şüphem yok.

Evet, 

Her sabah kalktığımda ‘’Hayat bir Gün’dür.! O’da bugün’’ cümlesini kuruyorum.

Dün gitti, yarın ise meçhul, o zaman hayat bugün…..!