Müslüman, mutlu ve huzurlu insan olmalıdır. Çünkü onun hayatından sevinçler, hiç eksik olmaz. O, namazını kılar , bayram eder; orucunu tutar bayram eder; kurban keser, eti ve derisi ile bir fakire veya düşküne yardımda bulunur. Bunları yaparken mutluluğu yüzünden okunur. Zekatını verir, fakire, fukaraya infakta bulunur, dini sorumluluğu yerine getirmenin mutluluğunu iç dünyasında yaşar.
 

Bayramlar, büyüklerimize saygının ve küçüklerimize sevgi, merhamet ve şefkatin öğretildiği ve bizatihi yaşandığı coşkulu zamanlardır. Eğer bayramlarımız gereği gibi değerlendirilmezse, evvela ailede meydana gelecek bu savrulma, içeriden bu kuruma büyük zarar verecektir. Manevi değer yargılarının askıya alındığı bütün toplumlarda, ailenin iki temel direği olan anne ve babaya karşı saygı ve sevgi bağları zayıflayacaktır. Mümkün olduğu sürece dini bayramlarımızı bütün aile bireyleriyle birlikte kutlamamız gerekir. Böylece çocuklarımıza bayram coşkusunu yaşatmak suretiyle onların tarihine, kültürüne, değerlerine, milletine, medeniyet ve dinine yabancılaşmasını sağlamış oluruz.
 

Bayramlar aynı zamanda sosyal birliğimizin ve dirliğimizin güçlendiği günlerdir. Özellikle başta anne ve babalarımız (Benim annem ve babam rahmetli olmuşlar) olmak üzere bütün büyüklerimizi ziyaret edelim. Ben ve benim gibiler ise anne-baba ve yakınlarının mezarlarını mutlaka ziyaret etmelidirler. Eğer uzakta eş dost akraba ve yakınlarımız varsa ki; mutlaka vardır, onların bayramları kutlanmalıdır.
 

Bu mutlu günlerde, hastalar ve özellikle varsa huzur evlerinde kalan vatandaşlarımız ziyaret edilmeli., onların gönülleri alınmalıdır. Yetimler, öksüzler ve şehit çocukları sevindirilmeli, onların bu günlerde mutlu olmaları için maddi ve manevi anlamda elimizden ne geliyorsa esirgenmemelidir.
 

Bu vesile ile bütün okurlarımın ve Rizeli Hemşerilerimin idrak edeceğimiz Mübarek Ramazan Bayramımızı tebrik eder; Cenab-ı Allahtan sağlık ve mutluluklar temenni ederim.

Selam ve dua ile…