Kürt meselesine dair evvelki yazılarımda da değindiğim bir husus vardı: Bu meselenin psiko-sosyal alt yapısı, felsefesi, perde arkası, plan yapıcıları, iç-dış mihrakları karanlıktır, kirlidir ve üstelik yerli değil. Savunulacak bir tarafı olsa hakkaniyetle ölçülür, samimane düşünülür, insaf edilir savunulurdu ama bugünün Türkiye’sinde silahlı bir mücadelenin, üstelik terör meşrepli bir mücadelenin zerre miktar savunulacak yanı yoktur. 

Böylesi bir mücadele her ne surette olursa olsun özellikle Kürt vatandaşlarımızın aleyhinde sonuçlar doğurur. Terörle aynı karede görüntü vermek bir algı bütünlüğü oluşturur zihinlerde ve neticede kardeşlikten, birlikten yana olan vatanperver Kürt kökenli vatandaşlarımız da bu algının içinde debelenir. Şükür ki milli vicdanımız kucaklaşmaktan, kardeşlikten, birlikten, beraberlikten yana olmayı şiar edinmiştir. Fakat bu şiar çok da zorlanmamalı. Sözüm odur ki Kürt adını kullanarak kendini maskelemiş, iyice çirkinleşmiş, çirkefleşmiş terör meşrepli her türlü teşebbüse karşı ilk ve en başta tavır alması gerekenler Kürt kardeşlerimizdir. 

Bugün, Doğunun tahribatını telafi etmek için milletimize başvurulsa ülkemizin her karış toprağından her çeşit insanımız üzerine düşeni fazlasıyla yapar. Çünkü o, ülkemizin her karış toprağını kendi toprağı bilir, o toprakta yetişmiş her bir insanı kendi insanı olarak görür. Başka da bir hesap gütmez.Alicenap karakterlidir.

Bugünün Türkiye’sinde ayrılıkçı teşebbüslerin zemini yoktur artık. 

Yeni Türkiye, bırakın kendi topraklarını ayrıştırmayı, vaktiyle ayrışan ata yadigârı toprakları dolaylı yollarla kendine bağlama yolunda ilerliyor. Dünyanın tepesine oturmuş efendiler de bunun farkında. Ve bundan sebeptir çıkan fırtına, kopan kıyamet…

Bugünün Türkiye’sinde ayrılıkçı teşebbüslerin zemini yoktur artık. 

Doğulu Batıdan hayatını kazanmaktadır, Güneylisi Kuzeyde. İç içe olmuş hayatlarımız, yüz yıllardır bizi biz yapan inançlarımız, harmanlanmış kültürlerimiz, birlikte omuzladığımız mücadelelerimiz ortada dururken ayrılık hesapları tutmaz. Tutsa da tutmazdı, tutamazdı. 

Bugünün Türkiye’sinde ayrılıkçı teşebbüslerin zemini yoktur artık. 

Belki yıkılmaya yüz tutmuş Osmanlı’nın çıkmazında fırsatçı azınlıkları hesaba katarak, acaba Türkiye’de de böyle bir şey mümkün olur mu diye kollarını sıvayanlar bir de avuçlarını yalasınlar. Gardı düşmüş bir imparatorluğun mirasyedileri bir şekilde ana topraktan koptular evet. Fakat şimdi gardını almış bir Türkiye var. Ufkunu 2071’lere dikmiş bir Türkiye var. Dünyanın efendiler koltuğuna oturmaya azmetmiş bir Türkiye var. Yanlış hesap içinde olan ancak bedel öder, tuzlanmış avucunu yalar.

Yokuşlarda susamaya azmetmiş bir Türkiye’den kopan, kopmaya çalışan, kopmaya meyleden kaybeder. Biliyoruz, maalesef biliyoruz… İçinde en çok hain barındıran ülkelerden biriyiz. Fakat onlar da bilmelidirler ki, hainler öyle ya da böyle, er ya da geç maskelerini düşürüyorlar, düşürecekler ve onlara rağmen Türkiye’miz menziline ulaşacak, efendiler koltuğuna oturacaktır.

Ötenin berinin emri, teşviki, cephane temini, azmettirmesiyle işe koyulup bir şekilde ayrılıkçı maksada ulaşıldıvarsayalım. Ey Kürt kardeşlerim!Elin Rus’u, İngiliz’i, Alman’ı, Acem’i sizi kendi halinize mi bırakacak sanıyorsunuz. Bir Suriye, bir Irak, bir Afganistan olacağınızı nasıl göremezsiniz. Güçlü Türkiye, Kürt halkının geleceğini garantileyebilecek tek seçenektir. Ve güçlü Türkiye’ye en çok Kürt vatandaşlarımızın ihtiyacı var. Daha evvel de zikretmiştim. 2023’e kadar Doğu ve Güneydoğu topraklarını Türkiye’den koparmak için türlü senaryolar devreye sokulacaktır. Çünkü o bölge refah ve bereket kaynağı bakir ve mümbit bir bölge. İştahı kabarmış emperyalistler iş başında. 

Ama yedirtmeyiz. Kaderin üstünde bir kader olduğunu bilir, göklerden gelen kararın yanında dururuz. 

Ey Kürt kardeşlerim! Yerli olmayan, nahak yere kirli emellerle sizleri peşlerinden sürükleyenlere karşı uyanık olunuz. Sizden olmayıp sizdenmiş gibi görünenleri belleyin, belletin. Sizi felakete itelemelerine müsaade etmeyiniz.

Ve artık sona doğru yaklaşıyoruz…

Öyle ya da böyle terör ve destekçileri temizlenecek. Bunda şüphe yok. Fakat öyle bir duruşunuz olsun ki bir daha bu türden kirli eller yamacınıza dahi yaklaşamasın.

Enerjimizi israf ettirecek işlerden Allah bizi korusun. Yapılacak çok iş var, yol uzun…

Bu iş bitecek ama…

Ey Kürt kardeşlerim! Son noktayı siz koyun… 

 

Ahmet ÇİÇEK

ahmtcick@hotmail.com