***

Erbakanzadelerle Saadet Partisi arasında yıllardır ceryan eden bu tartışmanın arkasındaki esas sebep; maddî mirasın kavgası değil, manevi ve siyasî mirasın kavgasıdır.

Bu meselenin manevî ve siyasî boyutu olmasaydı böyle bir miras kavgası yaşanmazdı. 

 

Erbakan Hocamızın siyasî mirasını sahiplenenler, onun evlatlarına sahiplik yapamadılar.

Millî Görüşçülerin sözde ağabeyliğini üstlenenler, maalesef Hocamızın evlatlarına ağabeylik yapamadılar!

 

Hocamızın evlatlarına Hocamızın hatırına binaen gereken saygı ve sevgi maalesef gösterilemedi.

Hocamızın evlatları, “Hocamızın bize birer emaneti” olarak görülemedi.

 

Bir eşeğe bile sahibinden dolayı “hatır” gösterilir diyenler, Erbakan’ın evlatlarına onun hatırına binaen saygı gösteremediler/göstermediler.

 

 

 

“Saadet Partisi’nin kullandığı bina ve sair mallar, Erbakan’ın şahsının değil Milli Görüşçülerin ortak malıdır… Çocukların miras talebi, hak değildir” diye çocuklarını yanlış yapmakla, emanete ihanet etmekle suçlayanlar; Erbakan’ın emanet bıraktığı evlatlarına “emanet” muamelesi yapmayanları nedense görmek istemezler.

 

Fatih Erbakan, babasından hukuken ve manen intikal eden binaya giremeyecek/sokulmayacak, babasının hatırına binaen parti teşkilatında onun sıfatına uygun saygı gösterilmeyecek; o da bu saygısızlık karşısında, “hukuksa hukuk, alın size hukuk” diyerek hukukî haklarını kullanmaya kalkışacak; sonra da tek suçlu gösterilecek, öyle mi?

 

Size emanet bırakılan evlatları sizler kapı dışarı edeceksiniz, evlatlar da kendilerine reva görülen tavırlara misilleme olarak hukukî miraslarına el koyunca; feveran edeceksiniz!.. Hadi oradan!

 

***

Bu mesele; Milli Görüş adına, Müslümanlar adına, Siyaset adına, “ERBAKAN” adına; yakışmayan, olmaması gereken, fevkalade elem verici bir hadise… Yazık hem de çok yazık!

 

Bu meselede kimin, hangi tarafın haklı/haksız olduğu hiç önemli değil. 

Bu miras tartışmasına hiç sebebiyet verilmemeliydi, bu süreçte böyle devam etmemeliydi ve de bu safhaya gelmemeliydi.

 

Nahoş hacizin esas sorumlusu çirkin kavganın mimarlarıdır, sözde ağabeylerdir!

Ancak evlatlar, hukuken haklı olsalar da manen haklı oldukları pek söylenemez!

Hataya hatayla karşılılık verilmez.

Neticede bu kavganın manen kazanını olmaz!..

Keşke bu noktaya hiç gelinmeseydi. 

 

“Nefsinin istediğini yapıp da bir de “inşallah” demek Allah’la alay etmektir. Kimi kandırıyorsun?” (Hz. Mevlana)

 

Vesselam…

Ahmed Çıtlakoğlu

07 Ekim 2017 / 17 Muharrem 1439