Hükümet, seçim öncesinde vatandaşın gönlünü kazanmak, onları madden ve manen hoşnut etmek için hemen hemen her sahada nice teşvik uygulamaları yaparken bu mahkûmiyet kararlarının tam da seçim öncesinde açıklanması nasıl yorumlanacaktır?

 

Yargı kararına laf yok, tamam da; bu kararlar bayram ve seçim sonrasına tehir edilemez miydi?

 

Bu mahkûmiyet kararları; bu sanıkların eş ve dostlarına, akrabalarına, sevenlerine, (sanıklar işveren ise personeline) bayram ve seçim teşviki(!) midir?

 

 

 

***

AK Parti ve hükümet yetkilileri bu kararlar için de; acaba “Yargı bağımsızdır, yargıya saygılıyız, yargıya müdahale edemeyiz!” gibi bir açıklama yapabilecekler midir?

 

***

Artık anlatmaya gerek yok, her şey görüldüğü gibi!

 

 

***

Af ve mağfiret ayında ceza ve mahkumiyet olmamalı!..

 

Ramazan ayı; kardeşliğin, birlik ve beraberliğin, sevginin ve hoşgörünün sadece konuşulduğu değil, yaşandığı ve yaşatıldığı ay olmalı!

 

Hangi makam ve mevkide olursa olsun… 

Hangi siyasi parti mensubu olursa olsun…

Hangi dini, felsefi veya mezhebi düşüncede olursa olsun; bu ayda, her müessese ve her şahıs gönül kırıcı söz ve fiillerden kaçınmalıdır.

 

***

Siyasi partiler; üsluplarını yumuşatmalı, sıkılan yumrukları tokalaşmak için açmalı...

 

Resmi daireler, özellikle Vergi Daireleri, SGK, Belediyeler, Zabıta ve Emniyet (Trafik) vatandaşın kusurlu hareketlerini; ceza yerine ikaz ve tavsiye mesajları ile disipline etmeli, tahakkuk etmiş ceza ihbarnamelerinin tebliği tehir edilmeli…

 

Hükümet, idarî, malî ve cezaî sahalarda yapacağı af kapsamındaki hukukî düzenlemelerini bu ayda yapma gayretinde olmalı…

 

Mahkemeler; karar aşamasına gelmiş davalarda BERAT ve TAHLİYE kararlarını bu aya yetiştirme gayretinde olmalı, CEZA ve MAHKÛMİYET kararlarını ise Ramazan sonrasına tehir edebilmeli… 

 

***

“Ey Nefsim! Seni sen yapan benim., beni de ben yapan sensin. Ya yola gel beraber gidelim ya da yoldan çekil ben Hakk’a gideyim.” (Hz. Mevlana)

 

Vesselam…

Ahmed Çıtlakoğlu

08.06.2018 / 24 Ramazan 1439