15 Temmuz’u takip eden ilk haftada, başta TSK, Yargı ve Emniyet mensupları olmak üzere binlerce FETÖ şüphelisi kamu görevlisi meslekten ihraç edildi, açığa alındı… Binlerce gözaltılar ve tutuklamalar oldu.

 

Darbe teşebbüsünün hemen ardından yapılan ihraç ve açığa almalar; Devletin çok önceden hazırlıklı olduğunun göstergesiydi…

 

Calib-i dikkattir ki; aradan 7-8 ay geçmesine rağmen hala bütün vilayetlerde eş zamanlı FETÖ operasyonları devam ediyor, gözaltılar ve tutuklamalar vuku buluyor.

Görülen o ki, bu operasyonlar bundan sonra da devam edecek ve kolay kolay da bitmeyecek gibi…

 

Ancak, bu noktada sorgulanması gereken bir husus var:

Devletin ve Hükümetin, FETÖ’yü terör örgütü listesine almasına, FETÖ’ye üye olan, onlarla irtibatlı ve iltisaklı görülenlerle amansız mücadele yürütmesine rağmen, son günlerde tutuklanan, belki bundan sonrada tutuklanacak olan FETÖ şüphelisi kamu görevlileri; onların amirleri, müdürleri ve yakın mesai arkadaşları tarafından bugüne kadar nasıl olur da fark edilmezler?

 

 

Tutuklanan FEÖ şüphelileri arasında onlara yardım ve yataklık yapan amir ve yakın mesai arkadaşlarının da bulunduğu haberi bugüne kadar pek duyulmadı.

 

Şimdiye kadar FETÖ’den tutuklananlar arasında “yardım ve yataklıktan şüpheliler” bulunmaması demek; ya “FETÖ’cüler, kendilerini hala çok iyi gizliyorlar”, ya da “FETÖ’cüler korunuyor” demektir!

 

Terörü yardım ve yataklık yapanlar, ucu kime dokunursa dokunsun, ister siyasetçi, ister bürokrat; teröristler kadar takip edilmediği ve hesap sorulmadığı müddetçe terörle mücadelede sağlıklı başarı elde edilmesi mümkün olamayacaktır!

 

Terör suçlularının icraatlarının faturasını kim ödeyecek?

15 Temmuz’dan sonra, özellikle son aylarda FETÖ’den tutuklananlar arasında yargı ve emniyet mensupları bulunuyorsa, onların FETÖ’cülük duygularıyla verdikleri hissî karar ve uygulamalarıyla mağdur edilen vatandaşların hakları ne olacaktır?.. Bu mağduriyetin faturasını kimler üstlenecek veya kimlere zimmet çıkartılacaktır?

“Terör örgütüne yardım etme suçunun; örgüt üyelerine bilerek ya da isteyerek barınma, nakletme, istihbari bilgi sağlama, örgüt mensuplarının araştırma ve yakalanmalarını engellemeye yönelik imkân sağlama gibi her türlü yardımı kapsadığı; bu itibarla terör örgütü mensuplarına kullanmaları için araç sağlamasının ‘silahlı terör örgütüne yardım etme’ suçu oluşturacağı gözetilmelidir.” (Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararı)

 

Vesselam…

22 Mart 2017 / 23 Cemâziyelahir 1438