Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kongre salonunda düzenlenen açılış töreninde konuşan Canikli Afrin'e yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı'nda Türkiye'ye yöneltilen tavsiyelere "Biz terörle mücadele ediyoruz, terörü temizlemeye çalışıyoruz, terör belasını önce ülkemizin sonra bütün dünyanın başına bela olmaktan kurtarıyoruz. Nereden çıktı şimdi teröre karşı tavsiyeler, rahatsız mı oldunuz? Eğer bundan rahatsız olduysanız sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.


 

AK Parti Siyaset Akademileri'nin Türk siyasetini derinden etkilediğini ve etkilemeye devam edeceğini dile getiren Canikli "Siyaset akademimizin gerçekten Türk siyaset tarihinde açtığı bu çığır son derece önemlidir ve Türk siyasetini derinden etkilemiştir, bundan sonra da etkilemeye devam edecektir. Bu vesile ile yeni dönem siyaset akademimizin de hayırlara vesile olmasını diliyorum" dedi.

Tarihin Türkiye'nin aktif katılımıyla şekillendiğini dile getiren Bakan Canikli "Tarih içerisinde bulunduğumuz süreç içerisinde çok hızlı akıyor gerçekten. Bütün dünyada hızlı akıyor ama özellikle bulunduğumuz coğrafyada. Her geçen gün her şey değişebiliyor. Ülkelerin sınırları değişebiliyor ve milyonlarca insan farklı coğrafyalara gidebiliyor, yer değişebiliyor. Muhtemelen 100 yıllar önce de tarih bu şekilde akıyordu, aradaki temel faktör şu; o yıllarda maalesef bu millet ve bu milletin devlet olan organizasyonu tarihi değişimleri gelişmeleri izlemenin dışında çok fazla bir seçeneğe sahip değildi. Bunun sonucunda tarih bizim arzu etmediğimiz bir şekilde sonuçlandı. Arada ki fark şu tarih yine çok hızlı bir şekilde ilerliyor ama biz seyretmiyoruz. Tarihi yönlendiriyoruz. Başkomutanımızın liderliğinde tarihi Türkiye'nin aktif katılımıyla tarih yazılıyor, şekillendiriliyor" şeklinde konuştu.

 

"ABD sözünü yerine getirsin"

ABD'nin DEAŞ'ın temizlediğini dair resmi açıklama yaptığını ve şimdi "Verilen silahları geri toplama" sözünün yerine getirmesi gerektiğini dile getiren Canikli sözlerine şu şekilde devam etti:

"YPG, PYD bir terör örgütüdür. Herkesin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nın Suriye uzantısıdır. Bunu bütün muhataplarımıza anlattık. Bunu kabul ettiler, kabul etmek zorunda kaldılar. Tamam buraya kadar güzel. Bu terör örgütünün temel amacı, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmak. Dolayısıyla bu terör örgütünün çalışmalarının bertaraf edilmesi bu millet için bir görevdir, zorunluluktur, haktır. Peki, o terör örgütü senin müttefikin olan Türkiye'nin toprak bütünlüğünü hedef alıyor. O zaman ne yapılması gerekir, müttefik hukukunun bir gereği olarak o terör örgütünün hain hedeflerine ulaşmaması için Türkiye'ye destek vermesi gerekir. 

Madem müttefikiz madem dostuz. 60 yıldan beri Türkiye NATO'nun en güçlü ülkelerinden birisi olarak bütün maliyetlere katlanmış ve soğuk savaş döneminde Sovyet blokuna karşı NATO ittifakının en uç, serhat kuvveti olmuş ve Risk almış aynı zamanda. Düşünün NATO Sovyet blokuna karşı kuruluyor ve Sovyet blokuna karşı en uzun sınırları olan ülke Türkiye. Uzun yıllar boyunca Türkiye müttefik olmanın gereğini harfiyen yerine getirmiş, bedel ödemiş, maliyetlerine katlanmış bir ülke. Şimdi böyle bir tablo söz konusu bırakın destek vermeyi, DEAŞ diye ortaya çıkartılan Sünni, taşeron, bölgeyi dizayn etmek amacıyla oluşturulan fiktif bir örgüte karşı o terör örgütüyle ortaklık yapıyorsun. Bize para ile satmadığın sofistike silah sistemlerini, füze sistemlerini ona veriyorsun. Neredeyse 30 bin kişilik orduyu donatacak kadar mühimmat, araç sistemi, silah, araç, gereç her şeyi veriyorsun. Diyoruz ki 'Bakın biz müttefikiz, siz benim düşmanıma yarın bize karşı kullanacağı silahlar veriyorsun'. Bana karşı kullanacak, kime karşı kullanacak. 'DEAŞ tehdidi bittiğinde onlarla işimiz kalmayacak, ortaklığımız bitecek ve verdiğimiz silahları da toplayacağız' dediler. 'İnsanlık için artık tehdit değildir' diye DEAŞ'ın bittiğini resmen kendileri ilan ettiler. O zaman dedik 'Buyurun verilen sözleri yerine getirin. Bu terör örgütüyle o taktiksel ilişkinizi gerektiren neden de ortadan kalktı, bunu bitirin. Bu sefer daha başka gerekçelerle, ilişkilerini daha da güçlendirerek planlar çalışmalar yapmaya başladılar. Bütün iyi niyetinize, bütün gayretinize rağmen bu sorunları çözemiyorsanız Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Farklı yöntemler, gizli kapaklı, el altından, Türkiye'yi hedef alan bir takım çalışmalar olursa 81 milyon Türk milletini karşısında bulacağını asla unutmamalı. Bu milletin gerektiği zaman en kolay yazdığı şey destandır. Allah bu milleti destan yazdırmak zorunda bırakmasın."

"Eğer Sivil Zayiat hassasiyetimiz olmasaydı, çok kısa süre içerisinde Afrin'e girer her tarafı yerle bir eder hiçbir problemimiz olmazdı" diyen Canikli "1 tane bile masum insan zarar görmesin diye, hem mirasımızın hem inancımızın gereği olarak dikkatli davranıyoruz. Biz terörle mücadele ediyoruz, terörü temizlemeye çalışıyoruz, terör belasını önce ülkemizin sonra bütün dünyanın başına bela olmaktan kurtarıyoruz. Nereden çıktı şimdi teröre karşı tavsiyeler, rahatsız mı oldunuz. Eğer bundan rahatsız olduysanız sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 

Canikli daha sonra Rize Valiliği'ni ziyaret ederken, ardından karayolu ile Giresun'a hareket etti.