SAMSUN VEZRİKÖPRÜ İLEÇESİNDE ABDULLAH SAKA , 30 METREKARELİK İŞ YERİNDE DEDE MESLEĞİ KALAYCILIĞI YAŞATMAYA ÇALIŞIYOR

SAMSUN VEZRİKÖPRÜ İLEÇESİNDE ABDULLAH SAKA , 30 METREKARELİK İŞ YERİNDE DEDE MESLEĞİ KALAYCILIĞI YAŞATMAYA ÇALIŞIYOR

Samsun'un Vezirköprü ilçesinde dede mesleği olan kalaycılığı yaşatmaya çalışan Abdullah Saka, mesleğin son temsilcilerinden olarak 30 metrekarelik işyerinde...

"Vezirköprü'nün Tarihî Bedesten'inde Kalaycılığın Son Temsilcisi: Abdullah Saka

Samsun'un Vezirköprü ilçesinde, tarihî Bedesten içerisinde konumlanan 'Kalaycılar Çarşısı', unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarının ve eski mesleklerin yaşatıldığı ender mekânlardan biri olarak biliniyor. Bu nadide çarşıda kaybolmaya yüz tutan mesleklerden biri de kalaycılık. Bu kıymetli mesleği yaşatmaya çabalayan tek usta ise 30 metrekarelik mütevazi atölyesinde, dedesinden kalan mirası neredeyse yarım asırdır sürdüren Abdullah Saka.

Dedesinden edindiği bilgilerle kalaycılık sanatını geliştiren Abdullah Usta, bu zanaatı gelecek nesillere aktarmak için özverili bir mücadele veriyor. Küçük atölyesinde bakır ve kalayı ustalıkla işleyen Saka, eşsiz eserlere imza atıyor. 'Kalaycılar Çarşısı'nda kalaycılığın son temsilcisi olarak bilinen Abdullah Saka, mesleğin zorluğuna rağmen geleneği sürdürme azmiyle tanınıyor. Geleneksel el sanatlarının yaşatılmasında önemli bir rol oynayan Saka, kalaycılık mesleğine olan sevgisiyle ve özverisiyle dikkat çekiyor.

"İnsanoğlu yerleşik hayata geçtiği günden beri kalay kullanılmaktadır"

Kalayın en çok bilinen yönünün geçmişten bugüne Türk mutfağıyla özdeşleşmiş olduğunu belirten Usta Abdullah Saka, "Kalay bakır kaplarla ayrı düşünülemez. Her şeyden önce yemek pişirmek için kullanılan bakır gereçler havayla temas etmesi sonucu oluşan zararların önüne geçerek sağlıklı bir işlem görmesine sebep olan kalay hem bakırı, hem içerisinde pişirilen yemeği hem de insan vücudunu korumasıyla dikkat çekmektedir. Bu durumda bakır kaplara kalaylama yapılarak hayat veren kişiye kalaycı denilir. Kalay insanoğlu yerleşik hayata geçtiği günden beri kullanılmaktadır, haliyle kalaycılık da o günden bugüne değin gelmektedir. Şimdi ise kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alıyor" ifadelerine yer verdi.

"Ben toz toprakla oynarken çocuklar gibi şen oluyorum"

Geleneksel kalaycılığın 9 yaşından beri hayatının bir parçası olduğuna değinen Abdullah Saka, "Bu işi "Kalaycı Bilal Usta" lakabıyla anılan dedemden öğrendim. 1971 yılından bu yana da aktif olarak mesleği icra ediyor, geçimimi sağlıyorum. Dedem kalayı temizlerken ben nasıl yaptığını izlerdim. O zamanlar dedemin temizlik için kullandığı gereçler kum, çamur, nişadır gibi malzemelerdi. İlk zamanlar çamur ellerimi yara yapar, toz toprak boğazımı tahriş ederdi. İlerleyen zamanlarda ise çamurla oyalanmanın stresimi azaltmaya yardımcı olduğunu fark ettim. Ben toz toprakla oynarken çocuklar gibi şen oluyorum. Ancak, geldiğimiz noktada bu eski zanaatın varlığını sürdürmesi, fabrikaların çoğalması ve endüstriyel üretimin artmasıyla beraber daha zor hale geldi. Eskiden çırak yetişirdi şimdi ise hazıra düşkünlük var, maalesef yetişmiyor. Birkaç genç öğrenmek için gelmişti onlar da dayanamadı, bıraktı gitti. Birdenbire kolay yoldan çok para kazanma isteği insanları el emeğinden uzak tutuyor" diye konuştu.

"Köprülü Mehmet Paşa'nın yemekleri de bakır kaplarda pişermiş"

Abdullah Saka, kalaycılığın Osmanlı dönemine kadar geçmişi olduğunu ve önemine değinerek, "Vezirköprü'nün 140 köyü mevcut bu köylerin hiç birinde doğalgaz yoktur. Hem ısınmak hem de yemek pişirmek amacıyla odun ve kömür kullanılır. Soba üzerine çelik tencere gibi envaiçeşit malzeme konulup yemek pişirilmeye çalışılırsa o tencere bir zaman sonra, kararmaya başlar kirlenir ve daha içinde yemek pişmeyecek hale gelir. Bakır kap kalaylanır sıfır gibi olur ama gel gör ki çelik tencere öyle olmaz. Haliyle sağlığa zarar verir, bundan dolayıdır ki milletin efendisi, kırsal kesimde yaşayan vatandaşta yemeklerini kalaylanabilir bakırlarda pişirir. Osmanlı döneminde Vezirköprü'ye sadrazam olarak atanan Köprülü Mehmet Paşa'nın da yemekleri bakırlarda pişer yine bakırlarda servis edilirmiş. Bu da aslında bizlere kalaycılık mesleğinin mazisinin nereye kadar dayandığının bir göstergesidir" şeklinde konuştu.

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.