Tuncer ERGÜVEN
ÜLKEDE SON DURUM VE BAŞKOMUTANLIK
Türkiye cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş boyutta bir savaşın içindedir ve yalnızdır.Gerçek manada bir askeri ve stratejik müttefiki yoktur.
Neo Osmanlı politikası ile Orta doğu ,Balkanlarda hatta Kafkasya da saygınlık kazanmak,oradaki ülkelerde itibar kazanmak ülke olarak mümkün değildi.Ancak hitap edeceğiniz bir toplum katmanını kazanabilirdiniz.Fakat bunu uluslar arası iş birliğine veya sizin paralelinizde ülke veya halk durumuna getiremezsiniz.
Nitekim Davut beyin ,beyninden fışkıran ve iyi niyetli olduğundan şüphem olmayan stratejik derinlik fırtınasını bedelini bugün Türkiye ve Maalesef hükümetimiz ödeyecektir.
Enver Paşanın da kafasında stratejiler ,fırtınalar vardı.Gerileme ve yıkılma dönemindeki Osmanlı devletini tekrar eski ihtişamlı imparatorluk günlerine döndürecek inançla ihtilal ile Osmanlı harbiye nazırı ve orduları komutanı olmuştur .PTT memurluğundan paşalığa ,oradan sadrazamlığa yükselmiş İngiliz sever Damat paşa ve daha üstte dini lider halifemiz ile aynı unvanı paylaşan ve ordularımızın esas komutan padişahımız vardı.
O günkü padişahın eğitimi dört duvar arasındaydı ,ataları olan Beyazıt,Fatih,Yavuz,Kanuni standardında eğitilmemişti,ordunun başına geçecek ,emir verecek,sevk ve idare edecek karakter ve kabiliyete sahip değillerdi.
Sadrazam ve bakanlar kurulu Türk milliyetçisi ,ulusalcı değildi.Esasen Osmanlıcı oldukları da bana göre şüphelidir.Bana göre koltukçu idiler.İşte bu doku içinde gerçekten iyi niyetli ,milliyetçi bir Enver Paşa vardı.fakat tecrübe,bilim,akıl ve kabiliyet olarak yeteneksizdi.
Nitekim Sarıkamış ta teftiş ettiği ordunun kabiliyetini göremeyecek kadar saf ve temizdi fakat verdiği emirle felakete sebep olurken şüphesiz bilgisizliğin, tecrübesizliğin , kabiliyetsizliğin bedelini yenilgi ve binlerce şehit ve esir vererek bedel ödedik.
Ödenen bedel Türk milletinin ödediği bedeldir. 5 Milyon Km2 lık bir ülke sevr antlaşmasını getiren sonuçla devletine son vermiş,damat paşalar kaçmış,başkomutan padişah baba esir İstanbul da yaşarken mutlu olma yolarına başvurmuş ,cumaları saltanat arabasına gidebilmiştir.Enver ise önce müttefiki Almanlara ,sonra savaş ilan ettiği Ruslara giderken son olarak Asya da hedefleri için Türklük için savaşarak ölmüştür.
Ancak hayallerinin esiri omuştur.
İşte Ülkemizde ve kurumlarımızda zaman zaman , Enver paşalar,damat Feritler e rastlarız,hepsi iyi niyetlidir fakat bilgi,tecrübe ve yetenekleri yetersiz oldukları için attıkları adımların nereye varacağını bilemezler.Ancak adım atacak yer kalmayınca gerçeği anlarlar.
Ülkede iç savaş var.Başka bir ülkenin iç işlerine insanlık adı altında yön vermeye çalışmışız ve sonunda 150 000 göçmen beslemekteyiz (Bir zamanlar Kürtleri de beslemiştik),Iran ve Irak hududumuzda manevra yapıyor ,Barzani her zaman gibi topaç gibi dönüyor,Suriye Türkiye ile savaşı göze alabiliyor,İsrail Kıbrıs rum tarafı ile askeri ittifak imzalıyor,Rusya sopa gösterirken Ermenistan ve Yunanistan da beklenen kıpırdanmalar başlarken,Nato ve ABD bizi PKK ve Suriye konusunda yalnızlığa itiyor.
Bu arada PKK kürt isyanı hızla yol kat ediyor,şehitlerimiz her gün artıyor ve haberlere baktığımızda PKK saldırgan olurken TC kendi topraklarında savunma yapıyor.Davut bey hala daha beni anlayamıyorsunuz derken Beşir bey açılıma ülkeyi ve hükümeti inandırmaya çalışıyor.
Bu ortamda TSK nın yasal görevlerini başarıp başaramadığı konusunda kuşkularımız artmaktadır.
Yani TSK ülke iç ve dış güvenliği için yapması gereken görevlerde başarılı olamıyor, O halde başarısız komutan ve Yöneticilere ne yapılır. Görevden alınır veya istifa etmeleri söylenir.
Ben şahsım olarak Genel Kurmay başkanı ,baş komutanımızın bu görevi sürdürüp sürdürmeyeceğini veya neden sürdürdüğünü merak etmekteyim.
Sinan Meydanın Aklı-Kemal kitabında Atatürkün Kürt Politikası bölümünde kürt isyanları listesini buraya aktarıyorum.
1812-1914 Kürt isyanları;
1-Babanzade Abdurrahman Paşa isyanı 1806-1808 ,Süleymaniye
2- Babanzade Ahmet Paşa İsyanı 1812 süleymaniye
3-Zaza aşiretleri isyanı 1818-1820 Dersim,
4-Revandu< yezidi isyanı 1830-1833 Hakkari ve çevresi
5- Mir Muhammed İsyani 1832-1833 ,soran
6-Kör Mehmet Paşa isyani 1830-1833 erbil,Musul,Şirvan
7-Garzan isyanı 1839 ,Diyarbakır
8-Bedirhan Bey isyanı 1843- 1847 ,Hakkai ve çevresi
9-Yezdan İzzettin şer İsyanı 1855,Bitlis,
10- Bedirhan Osman Paşa isyanı 1877-1878 Cizre-Midyat
11-Şeyh Ubeydullah İsyani 1912 Mardin
12- Emin Ali Bedirhan isyanı 1889-Erzincan,
13- Bedirhan Halil ve Al Remo isyanı 1912 mardin
14-Molla Selim ve şeyh Şehabettin isyanı 1913-1914
Cumhuriyet Dönemi İsyanları
1- Nasturi İsyanı 1924,
2- Jilyan harekatı,şeyh sait İsyanı 1925
3- Birinci Şewmdinli İsyanı (Seyit taha ve Seyit Abdullah baskını),raskıtan ve Raman 1925
4- Eruhlu Yakup ağa ve oğulları ;güyen isyanı(Çölemerik baskını)
5- Haco İsyanı,Sason isyanı 1925
6- Birinci Ağrı isyanı 1926
7- İkinci Şemdinli İsyanı ,Koçuşağı aşirteti isyanı 1926,
8- Mutki aşireti isyanı 1927
9- Haskkari isyanı(beytulşebab baskını)
10- İkinci ağrı isyanı 1927
11- Bicar isyanı 1927
12- Resul Ağa isyanı 1929
13- Tendürük İsyanı 1929
14- Savur İsyanı 1930
15- Zeylan İsyanı 1930
16- Tutakh Ali Can İsyanı-Barzan şeyhi Ahmet İsyanı,Üçüncü Şemdinli baskını
1930
17-Buban Aşireti isyanı,Abdurrahman isyanı,dersim isyanları 1937-1938 ,
Bu isyanları yapan liderler ,Kürt asıllı bey,ağa,şeyh,seyitlerdir.hepsi dini önderliklerini kullanarak kendi aşiretlerine bir devlet sahibi yapabilmek için yabancıların desteğinde bu hareketleri yapmışlardır,onlara bu coğrafyada yaşam hakkı ve itibar sahibi yapan Türklüğü arkadan ihanetle vurmaya kalkmışlardır.Genelde bu hareketlerini diğer aşiretler desteklememişlerdir.Fakat bir sonrakinde kendi aşiretleri adına isyan etmekten geri kalmamışlardır.
Devletin bu isyanları bastırmasında en önemli unsur isyancı aşirete diğer aşiretlerin katılmamasının hatta onlara karşı devletin yanında olmasının yararlarını görürüz.