Orhan YAZICILAR
MÜSLÜMAN COĞRAFYASI NEDEN YILLARDIR KANIYOR…
Bosna Hersek,Filistin,Lübnan,Suriye,Mısır,Cezayir,Tunus,Somali,Irak,Afganistan,Pakistan ve uzayıp giden bir liste…
Bu ülkenin hemen hemen hepsi Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu coğrafyalar.
Diğer bir tarafta krallıkla yönetilen Müslüman ülkeler,Suudi Arabistan,Yemen Vb…
Peki neden bir türlü huzura kavuşmayan bir coğrafyadır İslam coğrafyası.
Kur’an-ı Kerimde açık hükümleri olmasına rağmen neden kardeş kavgası bir türlü bitmez Müslümanlar arasında…
Yönettikleri ülkelerde siyasi güçlerine güç katmak için en değerlilerini bile yozlaştırmaktan korkmayan bir insan güruhuyla karşı karşıyayız Müslüman ülkelerde.Hemen hemen hepsi büyük abinin güdümünde,dolayısıyla İsrail’in.
El-Kaide Müslümanları katlederken Allah’u Ekber diyor,karşısında mücadele eden Hizbullah da.Fakat kime sonuç yarıyor diye sormuyor,soruyorsa da umurunda değil.
Irak,Saddam Hüseyinden sonra bir türlü huzura kavuşamadı,mezhep kavgalerında hergün onlarca insan hayatını kaybediyor.Keza benzerleri artık Suriye ve Mısır da artarak devam ediyor.
Emperyalizm Müslüman ülkelerde çok rahat nüfuz edebiliyor.Aynı Allah’a ve Peygambere inanan insanlerın arasında mezhepsel ayrılıklardan dolayı çok rahat fitne sokuluyor.Saldırganlar Allah adına yaptıklarını iddia ediyor ama katlettiği kişinin de aynı Allah’a ve Peygamber’e inandığını umursamıyor;kendine güre haklı gerekçeyi çok rahat uydurabiliyor.Bunu yaparken başka Müslüman ülkelerden de çok rahat destek bulabiliyor.
İşte Suriye olayında ikiye ayrılan Müslümanlar Mısırda da ikiye bülünmüş durumda.Suudi Arabistan açıktan Mısır’da darbeci generali destekliyor,Esad’ı İran’ın desteklediği gibi.
Türkiye’de 1980 öncesi benzer kavgalar yaratılmak istendi ve mezhepsel ayrılık iyice kaşındı.Fakat Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzyıla yaklaşan devlet kültürü her şeye rağmen öyle sağlam atılmış ki;Türkiye’nin kör topal yürüyen demokrasi tecrübesine rağmen emperyalizmin azdığı son dönemde ve başındaki kişilerin ülkeyi %50 ve diğer %50 bülme çabalarına rağmen vatandaşlarının çoğunluğu birbiriyle her şeylerini paylaşabileceğine inanıyor.
Türkiye’de yaşayan yurttaşlar olarak Müslüman coğrafyasında ki yaşatılmak istenen toplumsal ayrılık tohumlarını Anadolu’ya ekmemeliyiz ve bu fitneye gelmemeliyiz.
Unutulmamalıdır ki herkes ölümü tadacaktır,bugün dünya da saltanatlarını sürdürenler elbet o kefeni giyecek ve hesap gününü bekleyecektir.Bizler,bu ülkenin bir paydaşı olarak birbirimizin yaşam şekline,inancına ve mezhebine saygı göstereceğiz.Herkes inancını ve inancının emrettiği inandığı kurallarla yaşamakta özgürdür.Göreceksiniz daha özgür bir Türkiye daha müreffeh bir Türkiye olacaktır.
Bu ülkenin hemen hemen hepsi Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu coğrafyalar.
Diğer bir tarafta krallıkla yönetilen Müslüman ülkeler,Suudi Arabistan,Yemen Vb…
Peki neden bir türlü huzura kavuşmayan bir coğrafyadır İslam coğrafyası.
Kur’an-ı Kerimde açık hükümleri olmasına rağmen neden kardeş kavgası bir türlü bitmez Müslümanlar arasında…
Yönettikleri ülkelerde siyasi güçlerine güç katmak için en değerlilerini bile yozlaştırmaktan korkmayan bir insan güruhuyla karşı karşıyayız Müslüman ülkelerde.Hemen hemen hepsi büyük abinin güdümünde,dolayısıyla İsrail’in.
El-Kaide Müslümanları katlederken Allah’u Ekber diyor,karşısında mücadele eden Hizbullah da.Fakat kime sonuç yarıyor diye sormuyor,soruyorsa da umurunda değil.
Irak,Saddam Hüseyinden sonra bir türlü huzura kavuşamadı,mezhep kavgalerında hergün onlarca insan hayatını kaybediyor.Keza benzerleri artık Suriye ve Mısır da artarak devam ediyor.
Emperyalizm Müslüman ülkelerde çok rahat nüfuz edebiliyor.Aynı Allah’a ve Peygambere inanan insanlerın arasında mezhepsel ayrılıklardan dolayı çok rahat fitne sokuluyor.Saldırganlar Allah adına yaptıklarını iddia ediyor ama katlettiği kişinin de aynı Allah’a ve Peygamber’e inandığını umursamıyor;kendine güre haklı gerekçeyi çok rahat uydurabiliyor.Bunu yaparken başka Müslüman ülkelerden de çok rahat destek bulabiliyor.
İşte Suriye olayında ikiye ayrılan Müslümanlar Mısırda da ikiye bülünmüş durumda.Suudi Arabistan açıktan Mısır’da darbeci generali destekliyor,Esad’ı İran’ın desteklediği gibi.
Türkiye’de 1980 öncesi benzer kavgalar yaratılmak istendi ve mezhepsel ayrılık iyice kaşındı.Fakat Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzyıla yaklaşan devlet kültürü her şeye rağmen öyle sağlam atılmış ki;Türkiye’nin kör topal yürüyen demokrasi tecrübesine rağmen emperyalizmin azdığı son dönemde ve başındaki kişilerin ülkeyi %50 ve diğer %50 bülme çabalarına rağmen vatandaşlarının çoğunluğu birbiriyle her şeylerini paylaşabileceğine inanıyor.
Türkiye’de yaşayan yurttaşlar olarak Müslüman coğrafyasında ki yaşatılmak istenen toplumsal ayrılık tohumlarını Anadolu’ya ekmemeliyiz ve bu fitneye gelmemeliyiz.
Unutulmamalıdır ki herkes ölümü tadacaktır,bugün dünya da saltanatlarını sürdürenler elbet o kefeni giyecek ve hesap gününü bekleyecektir.Bizler,bu ülkenin bir paydaşı olarak birbirimizin yaşam şekline,inancına ve mezhebine saygı göstereceğiz.Herkes inancını ve inancının emrettiği inandığı kurallarla yaşamakta özgürdür.Göreceksiniz daha özgür bir Türkiye daha müreffeh bir Türkiye olacaktır.