Orhan YAZICILAR
HERKES KURAL HATASI YAPIYOR!
Nüfusun neredeyse yüzde 85’i Şehirlerde yaşıyor. Ancak şehirde yaşamanın bir bedeli olmalıdır. Bir kuralı olmalıdır. Öyle istediğim hareketi, istediğim şekilde ya da canımın istediği gibi yaparım. Böyle bir yaşam tarzı yoktur. İstediğim gibi kirletirim, istediğim gibi bağırırım, çağırırım. Yok böyle bir şey…. Dolayısıyla şehirde yaşamanın bir bedeli olmalıdır.
Şehirlerde yaşayanların hayatlarını kolaylaştıracak kurallar vardır. Bu kurallara uyulması halinde yaşamımızın nasıl kolaylaştığını göreceğiz.
Bazı kurallar vardır ki, yasaya, kanuna bile gerek yoktur aslında.
Bunları şöyle sıralayalımisterseniz…
Mesela çevremizin temiz tutulması..
Aynı alanlarda yaşayan insanlara saygı gösterilmesi…
Başka insanların rahatsız olacağı hal ve davranışlardan uzak durulması…
Marketlerde bile insanların önüne geçmeye çalışılmaması…
Bunları çoğaltabiliriz…
Bunlar, insanların hayatlarını kolaylaştıran, toplumların birbirlerine karşı yakınlaşmasını sağlarken saygısını artıran davranışlardır.
Bu davranışları bir toplumun çoğunluğu yapıyorsa bilin ki o toplum medeni bir toplumdur. Elbette istisnalar olacaktır. O insanları da toplum kendi içinde zaten eritecektir.
Dediğim gibi bunlar insanların hayatını kolaylaştıracak kurallardır. Bu kurallara uyulduğunda göreceksiniz hayat daha kolay olacaktır.
Bir de çok önem verdiğim insanların canlarını etkileyen kurallar vardır.
Başta; şehir içi yaşamı etkileyen trafik kuralları. Burada sürücülerden çok yayalara dikkat çekmek istiyorum.
Sürücüler zaten bir kural hatası yaptığında cezalarını çekiyorlar.
Ama yayalar öyle mi?
Kesinlikle hayır!...
Bizim Rize’de maalesef yayaları alabildiğince vurdum duymaz, bilinçsiz daha da ötesi sanki kasıtlı davranışlar sergiliyorlar.
Özellikle yayaların üstünlüğüne öncelik veren düzenlemelerle birlikte tuhaf bir davranış içerisine girdiler. Dikkat ediyorum.
Araçların üstüne üstüne yürüyen mi ararsınız…
Karşıdan karşıya geçerken gevşek gevşek yürüyen mi ararsınız…
Bu gevşeklik yetmezmiş gibi tabir caizse mal mal araç içine bakan mı ararsınız…
Yok yok yani.
Yahu, arkadaş…
Elbette yayaların önceliği var ama, lütfen bununda suyunu çıkarmayalım. İntihar eder gibi araçların önüne atlamayalım. Hem kendi canınızı hem de sürücünün hayatını tehlikeye atmayın.
Yayaların özellikle dikkatimi çeken önemli bir davranış hatası daha var. Kaldırımlarda kimse nerde yürüyeceğini, nasıl yürüyeceğini bilmiyor sanki. Herkes her yeri kendi sanıyor.
Benim bildiğim trafik kuralları yayalar ile başlar. Kaldırımda yürümesini bilmeyenleri araç kullanırken düşünemiyorum bile.
Bunun en çarpıcı örneği ise yaya kaldırımları.
Rize’de dikkat edin yayaların geçişleri sırasında. Herkes birbirinin üstüne üstüne yürüyor.
Omuzlar çarpışıyor…
Neredeyse düşmeler yaşanıyor…
Çocuklar kayboluyor.
Tartışmalar çıkıyor.
Birbirlerinin üzerine öyle gidiyorlar ki sanki cenk mübarek.
Oysa orada da kural aynıdır.
Sağdan gideceksin. Gideceksin ki; daha çabuk karşıya geçesin, çarpışmayasın ve tartışmayasın..
Ama yok…
Adam üstüne üstüne geliyor.
Belediyeler bu kuralı bilmeyenler için yaya geçiş noktalarına işaret koymuş.
Hiç değilse ona bakın.
Dedim ya…
Hayatımızı kolaylaştıran basit kurallar vardır. Bunlara uyarsak daha medeni oluruz.