Orhan YAZICILAR
GERÇEK DOSTLUKLAR KALDI MI?
Bir kızıl derili kabilesi başkanlarıyla birlikte karına binmiş hızla gitmektedirler.
Ve hiç beklenmedik bir anda kabile reisi aniden durdu.
Sebebini soranlara:
Çok hızlı geldik...larımız arkada kaldı, onları bekleyelim der!...
Bu hikayeyi duyduğumda beri bana çok şey hatırlatır.
Anlayabilen.....
Hayatın çarkları arasında öyle çok dönüyor ve öyle hızlı tur atıyoruz ki!...
Ne sevdiklerimize,
Ne dostlarımıza,
Ne arkadaşlarımıza zaman ayıramıyor,
Gittikçe onlardan uzaklaşıp yalnızlaşıyoruz.
Birer birer eski dostlarımızı, yakınlarımızı kaybediyoruz değerli dostlar..
“Bir göz aşinalığı var aramızda
"Sanki seninle kırk yıllık dost gibiyiz ikimiz”
Göz aşinalığı olmayan insanların sanal ortamda sanal dostluklar kurduğu bu devirde....
Dostluk tanımını yeni baştan hatırlatan bu şarkının yanında
Şu unutulmayası şarkıyı bile unuttuk!
“Unutulmuş birer birer
Eski dostlar eski dostlar
Ne bir selam, ne bir haber
Eski dostlar eski dostlar.”
Bu şarkıyı bir on on beş sene evvel daha çok söyler daha çok dinlerdik sizce de öyle değimli ?
Zira dostluk, sevgi, arkadaşlık, aşk, sadakat, gibi kavramlar henüz tedavülden kalkmamıştı.
Bütün bu kavramların hayatımızda çok saygın ve dokunulmaz yerleri vardı.
Ve her birimizin düzinelerce dostu,
Gerçek arkadaşı vardı sırtımızı dayadığımız.
Peki ya şimdi?
Şimdi hem sanal, hem banal hem de umarsız bir hayat felsefemiz var artık utanılası.
Çocuklaşan kadınlar,
Kadınlaşan erkekler,
Egosu tavan yapmış gençler,
Kemalatını kaybetmiş ihtiyarlar korosu şeklinde...
Bu sözde hayat kavgasında kendimize yer kapmaya çalışıyoruz.
Bütün gidişatımız ve niyetlerimiz sadece para, şan ve şöhret için ne yazık ki...
Etrafımızda derin, ilim ve irfan sahibi,
Sözü senet sayan, cemal ve kemal sahibi insan arıyoruz....
Ve her defasında derin bir hiçlik içerisinde, gönül yorgunluğu ile sukut-u hayal içinde bedbaht oluyoruz.
Fakat bütün bu erdemlere sahip insanların azalmasına biz sebep olmadık mı?
Kabul edelim ki; sözde gelişen dünyanın arz- talep dengesine bağlı olarak böyle bir toplumu bizler inşa ettik ne yazık ki…
Gönül kentlerinde eskiye dair ne kadar abide varsa yakıp, yıkıp tarumar ettik.
Ve yerlerine yenilerini diktik en sun'isinden.
Her ne olduysa hepsi bizim eserimizdir...
Boş yere etrafta suçlu aramiyalım.
Bütün suç bizim !