Orhan YAZICILAR
ASRIMIZIN EN GEÇERLİ MESLEĞİ "YALAKALIK"
Rize'nin cadde ve sokaklarında, kurum ve kuruluşlarında bu tarz sanatkarın sayısında artış olduğunu söylemek mümkün.
Bunlar hareket tarzını, hava durumuna, güneşe, rüzgara göre ayarlayanların, puan almak, şirin görünmek, köşelerde yer kapmak için, siyasete, makama, yönetime, genel müdüre, müdüre atabildiği kadar takla atanları, havada üç-beş defa dönüp yere düştükten sonra bir düz, bir ters takla daha atanları görmek mümkün.
Ben Rize olarak diyorum ama; bu meslek Türkiye’ de en geçerli meslek...
Herkesin (şerefli insanın) yapabileceği bir sanat değildir.
Bahsettiğim sanatın okulu, mektebi, medresesi, diploması, sertifikası yoktur. Asrın en geçerli mesleği, en çok kazandıran, köşelerde yer tutulmasına sebep olan bahsettiğim sanat "Yalakalık"...
Bu sanat sahiplerinin yüzleri,insan yüzünden çıkmış, camış derisi kaplamış..
Bir saniye sonrasının ne olacağının bilinmediği dünyamızda; hiç ölmeyecekmiş gibi, dünyada tohumluk kalacakmış gibi kurumlarda yer tutmak.. Makam sahibi olmak ve hoş görünmek için gün boyu birlikte çalıştığın, başına bir iş geldiğinde yanında olacak arkadaşını harcayarak puan kazanmak, makam sahibi olmak insanlıkla, şerefle, bağdaşmadığı gibi şeref sahibi olan, insan olan er kişinin de yiyebileceği bir sanat değildir "yalakalık". Çünkü İnsanın mayasında, kanında olması şarttır.
Ceket ilikler, “Evet efendim, haklısınız efendim, doğrudur efendim, siz haklısınız efendim, siz ne söylerseniz doğrudur efendim, en büyük sizsiniz başka büyük yok efendim ” onun alfabesidir.
İşin şekli önemli değildir onlar sadece yalakalandığı kişiye odaklanır.
O ne derse onaylar, değişik bir gülümseme içeresinde yalakalandığı kişi ve kişilerin etrafında döner.
Yalaka kişi üretmez, üretemez. Çünkü onlarda üretme, hizmet etme, çalışma, doğru, dürüst, şerefli ve namuslu bir hayat sürme yeteneği yoktur, hal böyle olunca çareyi yalakalık yapmakta bulmaktadırlar.
"Gelelim yalakalanan kişiye"...!
Aslında çok fazla da çözebilmiş değilim yalakalığa maruz kalan kişinin ruh halini.
“Evet efendim, öyledir efendim” diye etrafında dolaşan kişinin kendisine bir şey katmadığını anlıyor mudur?
Ben çözemedim....!