HEP BERABER YANACAĞIZ

Dost, “-Seni seviyorum.” diyen kişi değildir.
Düşman da, “-Yanlış yapıyorsun.” diyen kişi değildir.
Gerçek dost; hatalı eylemlerinde seni uyarabilen, doğru hareketlerini de başkalarına anlatan kişidir. İdeolojik dostun, senin zayi olmanı istemez. Bunun iki gerekçesi vardır: Birincisi,seni sevdiği için, seni kimseye yedirmek istemez. İkincisi ise; ideoloji nizin mağlup olmaması için daima senin dik durmanı sağlamaya çalışır.
Dünyanın en tehlikeli düşmanı, senin her hareketini alkışlayan kişidir. Çünkü, bu davranışıyla doğrularla yanlışları harmanlayarak emeklerinin heba olmasını sağlayacaktır. Şayet uyanık olmaz da alkışlara aldanırsanız, yıkılmanız mukadder olacaktır. Bu taktik dünyada ‘yahudi taktiği’ olarak da bilinir. Lider ile yönetici arasındaki fark da burada kendini gösterir.
Öyleyse, doğru insanlarla yola çıkacaksın.
Gurubuna katılan yanlış insanları iyi tahlil edecek, zararından kendini korumasını becereceksin.  Öyle zamanlar olacak ki; düşmanını yanında tutmayarak cezalandıracaksın. Zaman gelecek, dostunu uzaklara gönderecek ve ideolojine bekçilik yaptırabileceksin. Her halükarda dostunu ve düşmanını tüm zerresine kadar tanıyabileceksin.
Zaman da gelecek; alkışların tehlikesini, eleştirilerin kadife şevkatini farkedebileceksin. Farkedemezsen, seni yiyecek vampirleri kucağına saklarlar da ruhun bile farketmez.
Bir de, her hareketini alkışlayan aşıklar çıkacak. Sana sevgilerinden yanlış yapmayacağını düşünen temiz insanlar olacak. Hissedemezsen, bu alkışlar da seni yanıltırabilir. Hep doğru yaptığını zannedebilirsin. Aşka aldanmayacaksın. Bazen ‘aşk,sevgilinin eğri bacaklarını düz görme sanatıdır’ diyenleri dinleyeceksin.
Daha da vahimi, senden olduğunu söyleyip seni aldatanlar olacak. Senin adına zulüm yapacak ve gözlerden düşmeni sağlayacaklar. Temiz duygulular derdini sana anlatamayacak ve yürekleri  yanacak.  Yıkılmak istemiyorsan senden ıraktaki sevenlerine ulaşmasını becerecek ve yüreklere su serpmesini becereceksin.
Ünlü Türkmen komutan Ebu Müslim el-Horasani, haşmetli Emevi devletini yıkmayı başarınca herkes şaşırır. 37 yıllık ömrüne böylesi büyük başarıyı sıkıştırabilen komutandan başarısının sırrı sorulunca der ki; “-Onlar dostlarını ihmal ettiler. Nasılsa bizdendendir diye düşünerek yönetime yaklaştırmadılar. Düşmanlarını da susturmak için yanlarına aldılar. Hem dostlarını kaybettiler, hem düşmanlarını  ödüllendirdiler. İki büyük düşman cephesi oluşturdular. Bir devleti yıkmak için başka silah icat etmeye gerek kalmadı. Bu silahı kullandım ve Emevi Devleti’ni kolayca yıktım.”
Her ‘seviyorum’ diyen sevdalı değildir.
Her eleştiren de düşman değildir.
Gün gelir seni yemek isteyenler ‘yedirmeyiz’ diye haykırırlar, inanmayacaksın.
Yanlış insanlarla doğru iş yapılmaz.
***
En nefret ettiğim söz; zamanı geçtikten sonra “Sen haklıymışsın!” sözüdür. İnşallah yakın gelecekte böyle bir söz duymam. Onsekizinci kez sıfırdan başlamaktan korkuyorum. Söz ustalarını ihmal edenler,günü gelince kendilerinin iptal olmasını kendi elleriyle hazırlamıştır.
Vicdani görevim gereği hatırlatmak istedim. Kimse alkışlamak zorunda değil. İbrahim değilim ki ateşi ‘serin ve emniyetli’ yapayım. Yangında hep beraber yanacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar