Ahmed ÇITLAKOĞLU

Ahmed ÇITLAKOĞLU

Rektör seçimi… Rektör nasıl olmalı?

 Rektör; bir üniversitenin tüzel kişiliğini temsil eden, yönetimden, eğitim ve öğretimin düzenli yürütülmesinden sorumlu, profesör unvanına sahip akademik ve idarî en üst düzey yetkili idarecidir.
Üniversite rektörlerinin seçilme ve atanma usulü hem Anayasada hem de 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda düzenlenmiştir.
“Devlet üniversitelerinde rektör, profesör akademik unvanına sahip kişiler arasından görevdeki rektörün çağrısı ile toplanacak üniversite öğretim üyeleri tarafından seçilecek adaylar arasından Cumhurbaşkanınca atanır… Bu toplantıda en çok oy alan altı kişi aday olarak seçilmiş sayılır. Yükseköğretim Genel Kurulunun bu adaylar arasından seçeceği üç kişi Cumhurbaşkanlığına sunulur.  Cumhurbaşkanı, bunlar arasından birini seçer ve rektör olarak atar… Rektörün görev süresi 4 yıldır. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilirler.” (Yükseköğretim Kanunu md. 13)
 
Mezkûr mevzuattan anlaşıldığı üzere, üniversitelerin seçim yoluyla belirleyeceği 6 aday, YÖK tarafından 3’e indirilerek Cumhurbaşkanı’na bildiriliyor. Cumhurbaşkanı da bu 3 kişi arasından birini rektör olarak atıyor…
 
Üniversitelerde adayların belirlenmesi safhasında (ki aday sayısının 6 olma mecburiyeti var)  en çok rey alanlara itibar edilirken, gerek YÖK’ün 6 adayı 3’e indirirkenki seçiminde, gerekse Cumhurbaşkanının rektör atamasında “en fazla rey alan adayı” tercih zorunluluğu bulunmamaktadır.
 
***
Rektör nasıl olmalı? 
Rektör adayı olabilmek için mevzuatın aradığı gerekli ve asgari şart; profesör unvanına sahip olmak ve 67 yaşını doldurmamış olmaktır.
Rektör olmak için aynı üniversitede öğretim görevlisi bulunma şartı bulunmamaktadır… Başka üniversitelerde görevli profesörler de rektör adayı olabilir, seçilebilir ve atanabilirler.
 
Her ne kadar rektörlük için hukuken bağlayıcı ve sınırlandırıcı kriterler belirlenmemiş olsa da uygulamada bazı kriterler aranmalıdır… 
Hassaten rektörün “kimin” olmasından ziyade rektörün “nasıl biri” olması gerektiği üzerinde durulmalıdır.
 
Bir rektörde aranması gereken en önemli kriterlerden biri; yöneticilik ve idarecilik kabiliyetinin olmasıdır. Akabinde;
-  Farklı siyasî ve ideolojik görüşteki kişilerle iyi geçinebilecek, adil ve hoşgörü sahibi olmalı…
- Üniversitenin gelişmesi ve daha iyi hizmet verebilmesi için (kadro ve mali destek açısından) hükümet ve YÖK ile iyi geçinebilecek, kendini atayan siyasî iradeyle ters düşmeyecek biri olmalı.
- 6 aday arasında mevcut rektöründe bulunduğu yerlerde, tercih edilecek yeni adayın mevcut rektör adayından (özellikle ehliyet ve liyakat hususunda) daha üstün meziyetleri bulunmalıdır. 
- İkinci dönem adaylık hakkını kullanan rektörlerin 4 yıllık faaliyet raporları değerlendirilirken akademik başarıları yanında siyasî iradeyle uyumlu çalışma performansı ve kadrolaşma faaliyetleri de nazara alınmalıdır.
 
***
Akademi siyasi iradeye ram olmamalı!..
Akademi siyasî irade ile uyumlu olmalı, lakin daima siyasi iradeye ram olmamalı… Tamamen onun istekleri doğrultusunda şekillenmemeli… 
Siyaset akademiye, akademi siyasete fazla müdahale etmemeli… 
Akademi; özgür, bağımsız, bağlantısız, ancak siyasetle irtibatlı, kopmayan ayrı bir parça olmakla birlikte bütünden farklı olmayan bütün içinde kendi fonksiyonunu icra eden bir konumda olmalı.
 
Geçmişte, 12 Eylül’de (özellikle bazı kesimlerce çokça eleştirilen) generallere ve siyasetçilere selam duran ve alkış tutan rektörler dönemine zemin hazırlanmamalı.
Yanlış, her zaman ve her zeminde yanlıştır!.. 
Bir fiili yanlış diye eleştirenler, o (yanlış) fiilin failleri farklı olduklarında farklı tavır sergilememeli.
 
“Devlet görevleri için güvenilir ailelere mensup, ehliyetli, tecrübeli, hayâlı, önceden beri dine hizmet ettiği bilinen kişileri seç. Ahlâklı, dürüst, iffetli ve izzetli kimseler dünyanın cazibesine kapılmaz ve işlerin sonunu da düşünür.” (Hz. Ali’nin yöneticilere öğütleri)
 
Vesselam…
07 Ocak 2016 / 27 Rebiülevvel 1437
 
Önceki ve Sonraki Yazılar