Ahmed ÇITLAKOĞLU
“Kızını dövmeyen dizini döver !
“Kızı kendi haline bırakırsan ya davulcuya, ya zurnacıya gider!”
“Cennet annelerin ayakları altındadır.”
***
Günümüzde çoğu erkeklerin hem hedefi, hem de en tehlikeli yol tuzağı: “Üç Sa” diye de formüle edilen; Kasa-Masa-Nisa (Para, Makam ve Kadın)…
Nice hanımların da hedefi; kariyer sahibi olmaktır.
Aman ya Rabbî!.. Bu hedefler uğruna neler feda edilmiyor, ne değerler kaybedilmiyor ki!
***
Bir Müslüman’ın (sıfatı, mesleği, yaşı ne olursa olsun) söz ve fiilleri sadece kendini değil, onun şahsında bütün Müslümanları bağlar.
Bir Müslüman, “Bak şu Müslüman’a!.. Böyle Müslüman olur mu?” dedirtecek hareketlerden kaçınmalıdır… Hele toplumda tanınmış bir kimlik sahibi ise çok daha hassas olmalıdır.
Beyefendiler kadar, hanımefendiler de, özellikle başörtülü, hatta sadece başı örtülü değil tesettürlü hanımefendiler çok daha hassas olmalıdır.
Bugün nice başı örtülü öyle hanımlar var ki, maalesef nice Müslüman ailelerin kanayan bir yarası…
Bu öyle bir yara ki, başı örtülü, lakin başörtüsü dışındaki bütün kıyafeti Allah Resulü (sav) Efendimizin “giyinik çıplaklar” tasvirini andıracak biçimde kadınlığı ve kadınsılığı olabildiğince teşhir eden bir giyim tarzı…
Rengârenk bir başörtüsünün altında etek ve pardesünün de bulunmadığı, vücut hatlarını tamamen saran bir giyim tarzı, hatta çantanın ayakkabıya uydurulmasına varıncaya kadar, başörtüsü renginde makyaj moda hastalığı…
Kıyafetin ötesinde, sözde tesettürlü hanımların mahremleri olmayan erkeklerle baş başa, birlikte bulunmaları, gezmeleri; eleştirilmediği gibi, tesettürlü hanımlar ve İslamî hassasiyeti olduğu bilinen beyler tarafından da alkışlanabiliyor!
Müslüman camia için fevkalade üzüntü verici olan; yanlış bir fiil görüldüğünde münasip şekilde ikaz etmek yerine, üstelik onu alkışlamak!
Bilerek veya gafletten yanlış bir harekette bulunan bir Müslüman’a müdahale edilmemesi/edilememesi yanında üstelik alkışlarla adeta teşvik edilmesi ve onura edilmesi ne ızdırap verici bir hadise!
***
Tesettüre uygun olmayan giyim tarzı yanında, mahremiyet hükümlerine uygun olmayan tavırlar; kıyafet serbestliği ve serbest hareket hürriyeti kapsamında savunulamaz…
Bu mes’eleye çözüm aramak, yozlaşmış tesettüre ve mahremiyet dışı hareketlere dur demek, kıyafete ve kişi hürriyetine müdahale değildir.
Bu mes’ele; bir kişinin ferdî inanç hak ve hürriyetinin kullanılması da değildir.
Başörtüsünün altına saklanarak dinin kesin emirlerinden tesettür ve mahremiyet hükmünü kimsenin dejenere etmeye, yozlaştırmaya hakkı olamaz.
İslam’ın tesettür ve mahrem hükümlerini benimsemeyen kişilere söylenecek bir sözümüz şimdilik olamaz… Onlar istedikleri gibi giyinme ve davranma hürriyetine sahiptirler!
Lakin tesettür ve mahrem hükümlerini bilen ve inanan hanımefendiler şayet nefislerine hâkim olamıyorlarsa, hiç değilse başörtülerini de geçici olarak çıkartsınlar(!) da hareketlerinin kirli salgısı sair Müslümanların üzerine sıçramasın!
Tesettür hayâ ölçüsüdür… Hayâ imandandır…
Haram ve helal hassasiyeti olan Müslümanlar için:
Bir kız, bir erkeğin arkadaşı olamaz!..
Bir kadın, bir erkeğin ya annesidir, ya kızıdır, ya kardeşidir, ya evlenmek üzere akitleştiği nişanlısıdır, ya da nikâhlı eşidir.
Kadından erkeğe arkadaş olmaz/olamaz!
Bir erkek, bir kızın arkadaşı olamaz!
Bir erkek, bir kadının ya babasıdır, ya oğludur, ya kardeşidir, ya evlenmek üzere akitleştiği nişanlısıdır, ya da nikâhlı eşidir.
Erkekten kadına arkadaş olmaz/olamaz!
“Bir erkekle bir kadın halvet ederse, (yalnız kalırlarsa) üçüncüleri şeytan olur.” (Tirmizi)
***
Ey tesettürlü hanımefendiler!
Geliniz bir “kariyer” uğruna, daha fazla dünyalık sefası uğruna sahip olduğunuz o güzelim manevi değerleri feda etmeyiniz!
Yarın “Ey vah!.. Ben ne yapmışım. Keşke…” dememek için, hesaba çekilmeden önce; kendinizi hesaba çekiniz!
Ey kız annesi hanımefendiler!
Yarın “Dizlerinizi dövmemek için… Ey vah!.. Ben ne yapmışım. Keşke…” dememek için kızlarınızın elinde tutunuz, onları nefsanî duygularının peşinde koşmaktan, faydasız emellerinin esiri olmaktan kurtarınız!
Cehennemin yollarının iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğu unutulmamalıdır.
“İnsan vardır fark edilmez süsünden / Ama farksızdır koyun sürüsünden
Her gördüğün şekle kapılma / İnsan anlaşılmaz görüntüsünden” (Ömer Hayyam)
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
22 Aralık 2016 / 22 Rebîu’l-Evvel 1438