Ahmed ÇITLAKOĞLU
Kedimizi suçlayarak ayağa kalkamayız!..
Tamam, içinde bulunduğumuz halden, düştüğümüz tuzaktan bizler suçluyuz… Gafletimizin sebepleri de biliniyor. Ancak bu sebepleri bugün tekrarlamanın bizlere bir faydası olmayacak, tuzaktan kurtulmamıza katkı sağlamayacaktır.
Çırpınarak tuzaktan kurtulmanın, bataklıktan çıkmanın mümkün olmayacağını herkes bilmesini bilir ama yine de çırpınma refleksinden kendimizi kurtaramıyoruz.
***
Esasında Şeytan ve askerleri, ABD ve sair emperyalist şer odakları ve de Yahudiler; fıtratlarının gereğini yapıyorlar.
Lakin biz Müslümanlar, bugüne kadar fıtratımızın gereğini yapmadık/yapamadık.
Peki, içine düştüğümüz/düşürüldüğümüz tuzaktan, elimizi kolumuzu, ağzımızı dilimizi bağlayan gaflet bantlarından kurtulmak için bugünlerde ne yapmalıyız?.. Bugün bunları konuşmamız gerekmez mi?
***
Öncelikle birbirimizi suçlamaktan, aciz olduğumuzu tekrarlamaktan vazgeçmeliyiz..
Ayağa kalkma için, bir ve diri olmak zorundayız.
Bir ve diri olmak; kenetlenmek demektir.
Kenetlenmek; siyasî, mezhebî ve fikrî farklılıkları terk etmek ve kusurları örtmek demektir!
***
Kudüs kararını protesto eylemlerinde etkili netice alabilmek için:
Başta devlet ve hükümet yetkilileri olmak üzere bütün siyasî parti sözcüleri, tartışma ve ayrıştırma üslubunu, tahrik ve nefret dilini terk etmelidir…
ABD ve İsrail’i kınama adına Türkiye’de faaliyet gösteren Yahudi iş adamları ve iş yerlerine muhtemel provokatif eylemlerine zemin hazırlanmamalı ve fırsat verilmemelidir.
Türkiye’de faaliyet gösteren Yahudi iş adamları ve Gayrimüslim Cemaat temsilcileri, Kudüs kararını müştereken kınama bildirisi yayınlamalı ve protesto eylemlerine fiilen katılmalıdır.
Yahudi iş adamlarının Kudüs kararını protestosuna katılmaları; Müslümanlara yardım değildir, kendi menfaatlerini koruma adına akıllı tüccar hamlesi demektir!
***
Bizler bu topraklarda yıllardır azınlıklarla, Yahudilerle, Musevilerle birlikte yaşadık… Bundan sonra da birlikte yaşayacağız.
Dışımızdaki şer güçleri, hem Müslümanların kendi aralarındaki, hem de sair din mensuplarıyla huzur içinde birlikte yaşamalarında rahatsızlar…
Bu şer güçleri hem Müslümanların, hem de sair din mensuplarının huzurunu bozmak istiyorlar.
ABD organizatörlüğünde önce Ortadoğu’daki halkı Müslüman ülkeleri birbirine düşman etmek için Katar krizi hazırlandı… Bu krizi skandal ve küstah Kudüs kararı takip etti. Bunu başka skandal kararların takip edeceği meçhul değil!
***
Bizler bugüne kadar dünyadaki nice Gayrimüslim devletlerle ticarî; askerî, kültürel ortaklıklar kurduk, bundan sonra da yine kurulacak, yine birlikte yaşanacaktır.
İnsanlık barışını ve huzurunu bozmak isteyen iç ve dış şer güçlerinin oyununu, bu ülkede yıllardır barış ve huzur içinde beraber yaşan Müslümanlar ve sair din mensupları birlikte bozmalıdır.
***
Hak verilmez, alınır…
Müslümanlar haklarını çiğnetmemeli ve almalı… Ancak önyargılarla, hissî ve fevrî değil aklıselimle hareket edilmeli, geçici değil kalıcı, yıkıcı değil yapıcı eylemler yapılmalı.
***
"Yahûdîler sizinle savaşacaktır! Fakat netîcede siz onlara musallat kılınacaksınız! Öldürme o kadar şiddetli olacak ki, bir kaya parçası: ‘Ey Müslüman! Şu arkamda duran kişi bir Yahûdî’dir. Onu öldür!’ diye haber verecektir.”(Müslim, Fiten, 81)
“Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.” (Mâide, 51)
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
09 Aralık 2017 / 21 Rebiul’evvel 1439