Ahmed ÇITLAKOĞLU

Ahmed ÇITLAKOĞLU

Bugün TEFEKKÜR günü!..

 Bugün, ülke ve milletin kaderini etkileyecek önemli bir karar gününün(16 Nisan) arefesi…
Bugüne kadar herkes (Evetçiler de Hayırcılar da) çok konuştu.  
Her iki grubun sözcüleri, düşüncelerinin gerekçelerini anlatarak milleti ikna etmek için bütün propaganda imkânlarını kullandılar.
 
Her gün onlar konuştu, millet dinledi… 
Yarın sadece bir gün, millet konuşacak, hatta konuşmayacak sadece karar verecek… 
Onlar (hem Evetçiler, hem de Hayırcılar) milletin kararı karşısında hep birlikte, yüksek sesle “EVET” diye haykıracak!
Yarın “millet ne diyorsa o!” olacak!
 
***
Bugün, karar öncesi, sağlıklı ve isabetli karar verebilmesi için milletin tefekkür zamanı… 
Bugüne kadar dinlenilenlerin sakin ve salim kafayla tahlil zamanı!
 
İnancımız o dur ki, ameller niyetlere göredir.
Eğer bir kişi, “sevdiğim kişi, müntesibi olduğum parti ve teşkilat lideri” öyle istediği için değil de, sandık başına gittiğinde; kendi bağımsız ve hür iradesiyle, önyargısız olarak, aklederek, sorumluluk şuuruyla reyini kullanacak olursa; ister Evet, ister Hayır desin, isabetli hareket etmiş demektir.
Yeter ki düşünerek, yeter ki aklederek rey kullanılmış olsun!
 
 
 
***
“Bir rey”in ehemmiyeti!..
Bir rey, ola ki referandumun kadereni etkileyebilir.
Bir rey, EVET’in de, HAYIR’ın da sebebi olabilir!
 
Mümkündür ki, kesin sonuçlar açıklandıktan sonra;
Bir kişi, arzu etmediği bir neticeyle karşılaşınca “Ey vah!.. Bu olumsuz netice benim yüzümden oldu, benim bir reyimle oldu!” diye dövünebilir…
Veya bir kişi, arzu ettiği neticeyi görünce “Elhamdülillah, bu olumlu netice benim bir reyim sebebiyle oldu” diye sevinebilir…
 
***
Sorumluluk duygusu akletmeyi gerektirir!
Değil mi ki; 
 
- “Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysaki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür.” (2/Bakara-216)
 
- “Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.” (25/Furkan-44)
 
- “Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık.” (3/Âli İmrân-118)
 
- “Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.” (8/Enfâl-22)
 
- “Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.” (10/Yûnus-100)
 
- “…Fakat çokları akıllarını kullanmazlar.” (2/Ankebût-63)
 
“Onlara, “ALLAH’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)? (2/Bakara-170)
 
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu  
15 Nisan 2017 / 18 Receb 1438
 
Önceki ve Sonraki Yazılar