Ahmed ÇITLAKOĞLU
Ak Parti seçime ne kadar hazır?..
Hükümet kurma çalışmaları başladı… Ak Parti haricindeki diğer parti yetkililerinin beyanatlarına bakılırsa hükümetin kurulma şansı %50 civarında. Yani tekrar seçim ihtimali de % 50!
Ak Parti, hükümet kurma çalışmalarına harcayacağı mesai kadar seçim hazırlıklarına da zaman ayırmalı.
7 Haziran seçim neticeleri ve sonrası siyasi parti liderlerinin uzlaşma kültürü(!) Başkanlık sisteminin zaruretini aynel yakin gözler önüne sermiştir.
Başkanlık sistemine geçiş için toplumsal mutabakat oluşmuş sayılabilir!.. Ancak toplumu motive edecek tedbirler alınmalı… Seçimden önce hukukî ve idarî düzenlemeler yapılmalı.
Hükümet kurulacak olursa:
- Milletvekillerinin dokunmazlık sınırları ve milletten fazla kullandıkları imtiyazlı gayri adil haklar; kırmızıçizgiler olarak mutabakat metnine alınmalıdır…
Vekillerin meclis çalışmaları dışındaki vatandaş için suç kabul edilen (geçmiş dönemlerde sıkça görülen ve yaşanan suç ve suçluyu övme, teşvik ve destekleme, kamu görevlilerine hakaret etme gibi) söz ve fiilleri dokunulmazlık kapsamından çıkarılmalı...
Milletin reyi ile güç ve yetki sahi olan vekiller, millete vermedikleri ve kullandırmadıkları hakları kendileri kullanmamalı, kullanılmakta olan (emekli maaşlarının kesilmemesi gibi) imtiyazları kaldırılmalı…
Hükümet kurulsa da yapılması gereken, lakin seçime gidilecekse evvel emirde yapılması gereken:
1- Paralel Yapı tabanıyla “barış süreci” başlatılmalı…
Paralel Yapı diye tarif edilen camianın tavanıyla değil, malum sebeplerle lider bağımlısı haline gelmiş geniş tabanıyla “barış süreci” başlatılmalı…
Paralel Yapı ile mücadelede yargı süreci zaten başlamış. Yapının beyin kadrosu ve tavanı için söylenecek söz yok.
Lakin o camianın muhtelif müesseselerinde yıllarca hizmet aşkıyla vazife almış, o insanlarla iyi niyetle, hatta İslamî düşüncelerle beraber olmuş binlerce gönül ehli potansiyel suçlu görülmemeli ve gösterilmesine de fırsat verilmemeli.
Suçlular cezasını hak ettikleri oranda en ağır şekilde çekmeli… Yaptıkları haksızlıkların ve zulmün bedelini tavizsiz ödemeli…
Lakin suçun şahsiliği prensibi gereği azılı bir katilin ve teröristin aile fertlerine gösterilen hoşgörü; bu camiaya yakın olmaktan ve onları sevmekten başka suçları olmayan binlerce insanımıza da gösterilmeli!
Binlerce insanımızı katleden terör örgütünün sempatizanlarına, hatta dağdan inip pişman oldum diyen teröristlere gösterilen hoşgörü; bu camianın pişmanlık duyan fertlerine de gösterilmeli!
Ramazan ayı; tövbe etme ve af dileme ayı… Malum Allah Teâlâ, kullarına “ne kadar suç işlemiş, ne kadar hata yapmış olursanız olun, tövbe edin af edeyim” buyuruyor.
Devlet de suça iştirak etmemiş vatandaşlarıyla barışık olmalıdır.
Devletle savaşılmaz, tamam… Lakin devlet de vatandaşına kin tutmaz!
Efendim, biz devlet olarak; “din ve dil, mezhep ve meşrep, soy sop ve ırk ayırımı yapmaksızın bütün vatandaşlarımıza eşit ve adil davranıyoruz” denilecektir… Lakin toplumda, Paralel Yapı tabanına algının böyle olmadığı da göz ardı edilmemelidir!
Devlet ve hükümet yetkililerinin konuşma metinlerinde “Paralel Yapıyla mücadele” ifadelerinin çok sık kullanılmasının art ve eksileri yeniden gözden geçirilmeli.
Paralel Yapının tabanı da artık gerçeği görmeli… Hatada ısrar etmemeli… Tavanla irtibatlarını kesmeli… Yanıltıldıklarını, yanıldıklarını, pişman olduklarını, devlete bağlılıklarını deklare edip özür dileme nezaketini göstermelidirler.
2- Sandık güvenliği sağlanmalı…
Doğu ve Güneydoğu bölgesinde sandık güvenliğini sağlayacak, şantaj ve tehditleri önleyecek hukuki düzenlemeler yapılmalı ve idari tedbirler alınmalı…
Bu, köy ve mezralardaki sandıklarının merkezde toplanması şeklinde mi, sandıkların kamerayla izlenmesi şeklinde mi, yoksa başka bir şekilde mi olur?.. Ne yapılması gerekiyorsa yapılmalı, ama mevcut sistemle seçime gidilmemeli!
Sandık başkanının talebi olmadan güvenlik güçlerinin müdahale edemeyeceği, güvenlik güçlerinin sandığın 100 metre uzağında duracağı gibi hükümler gözden geçirilmeli…
Tehdit ve şantajlara ağır müeyyideler getirilmeli…
Devlet, “sandık güvenliğini sağlayamıyor” görüntüsü vermemeli.
Ak Parti lehine yapılacak bir uygulama baskı oluyor da, diğer partiler lehine bir uygulama baskı sayılmıyor mu?
İlaveten:
- Kamuda çalışan 1 milyonun üzerindeki taşeron işçilerinin kadroya alınma meselesi halledilmeli.
- 1000 ilâ 1500 lira arasındaki emekli maaşlarında ciddi düzenlemeler yapılmalı…
- 1,5-2 bin liranın altında ücretle/maaşla çalışanlara/emeklilere; (aldıkları kurbanlarını belgelendirmeleri şartıyla) mesela 500 ilâ 1000 lira arasında Kurban yardımı yapılmasına dair hukukî düzenlemeler yapılmalı… Önümüzdeki Kurban Bayramı için bunun müjdesi verilmeli.
- 7 Haziran seçimlerinde vazifeli aday tespit komisyonu üyeleri değiştirilmeli, seçmenin tepkisine sebep olan adayları tavsiye edenlerin tavsiyelerine bu dönem itibar edilmemeli.
- 200-300 bin gibi bir HAC KONTENJANI ile seçime gidilmeli!..
7 yıldır üst üste başvuru yapan ve sıra bekleyen 140 bin civarında hacı adayı olduğu biliniyor… Hacca gitmek için toplam bir milyon üzerinde hacı adayı bulunuyor.
Eski Kral müteveffa Abdullah bin Abdulaziz’in geçen yıl hac kontenjanını düşürmesinin gerçek sebebi olarak; Türkiye’nin Mısır kralı Sisi’ye tavrına karşı kendilerinin Sisi taraftarlığı gösterilmişti!
Yeni Kral Selman bin Abdülaziz’in Sisi karşıtı oluşu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sıcak ve samimi dostluğu hac kontenjan ümitlerini artırmıştır.
“Güzel bir gülü, güzel bir geceyi, güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan gülü dikeniyle, geceyi gizemiyle, dostu tüm derdiyle sevebilmektir.” (Şems-i Tebrizi)
Vesselam…
12Temmuz 2015 / 25 Ramazan 1436