Tarımda yaşanan sorunların ciddi boyutlara ulaştığını ifade eden Çolak yetkilileri acilen göreve davet etti. Çolak, daha önce yapmış olduğu açıklamalarda, yaş çaya yapılan %13 zammın son yılların en düşük zammı olduğunu ve yaş çayın ton fiyatı destekleme ile 3.400,00 TL taban fiyat olduğunu belirtmişti. 

ÇAYKUR tarafından uygulan günlük kota nedeni ile müstahsil çayın tonunu 2.450,00 TL fiyat ile özel sektör çay fabrikalarına satmak zorunda bırakılarak mağduriyetlerin ortaya çıktığını aktaran Çolak, tarımda yaşanan sıkıntıların sadece bununla da sınırlı olmadığını dile getirdi.

Fındık mahsulü için açıklanan 3 dolarlık fiyatın yetersiz olduğunu ve giderleri karşılamadığını aktaran Çolak, fiyatın en az 5 dolar olarak belirlenerek üreticinin rahatlatılmasını talep etti. Çolak, "ÇAYKUR örneğinde olduğu gibi FKB ile TMO bu durumu engelleyici girişimlerde bulunarak fındığın özel sektöre rant kapısı olarak sunulmasının önüne geçilmesi gerekmektedir." dedi.

Çolak'ın açıklamaları şöyle:

"Orta ve Batı Karadeniz Bölgeleri'nde vatandaşın gelir seviyesinde tarım, hayvancılık sektörü ağırlık göstermektedir. Buna rağmen maalesef 1 litre sütün maliyeti 1,1 TL iken piyasa satış fiyatı 1,60 TL, aynı 1 litre süt marketlerde 5,00-6,00 TL den satılmaktadır. Sadece bununla sınırlı değil, Patates mahsulünün 1 kilosu tarlada 0,50 TL - 1,00 TL'den satılırken, sebze meyve hallerinde patatesin 1 kilosu 4,00 TL'den satılmaktadır. Yetmediği gibi patates ithalatının da önü açılıyor.

Buğday ve Mısır mahsulleri için de durum çok farklı değil, maalesef maliyetin fazla olması üreticiyi mağdur etmekte; GDO'lu tohum da cabası. Dünyanın en kaliteli sarımsağı olan Taşköprü sarımsağına sahip olmamıza rağmen, Çin sarımsağının ve tohumunun ithalatı üreticiyi bitirme noktasına getirdi.

Ana geçim kaynağı Gül olan Isparta da gül bu sene buz ayaz olması nedeni ile üreticisini mağdur etmiş, bu mağduriyet her ne kadar yetkililere bildirilmiş olsa da netice alınamamıştır. 1 kilosu 6,00 TL'den alınan gülün esans olarak kilosu 16.000,00 Euro'dan satılıyor. Mağdur olan yine bizim üreticimizdir.

Pamuk ülkemizde beyaz altın olarak nitelendirilirken, uygulanan politikalar sayesinde maalesef yerlerde gezer hale geldi. Üretim %30 düştü ve düşmeye devam ediyor. GDO'suz pamuk üretiminde dünyada söz sahibi iken şimdi GDO'lu ithal tohumlarla ülkemizin adı artık pamuk ile anılmaz hale geldi.

Üretilen Karpuz, Kavun v.b. birçok meyve ve sebzenin maliyet girdilerinin yüksekliği üreticiyi mahsulü tarlaya dökmek zorunda bıraktı.

Kuru üzümü ele alacak olursak; TARİŞ, 9 numara çekirdeksiz kuru üzümü 10,75 TL'den alacağını, TMO ise 10 Eylül’den itibaren 10,00 TL'den alacağını ilan etti. Alım zorluğu, düşük fiyat te yüksek maliyet vatandaş ne yapacağını şaşırdı.

Doğunun Çukurova'sı Iğdır, Kars, Ardahan, Ağrı, Erzurum ağırlıklı tarım, hayvancılık ve yem üretim ekonomisine sahip olması, mahsullerin tohum, motorin, elektrik ve işçilik giderlerinin yüksekliği, kombine ve yün kırpma fabrikası olmaması, DSİ'nin sulama kanallarında köylüye hizmet eksikliği, Şeker pancarının GDO'lu olması, ithalatın teşvik edilmesi, alım kotası uygulanması, tütünün ekiminin sınırlandırılması ülkemiz çiftçisini tarlasız ve hayvansız çiftçiler haline getirmiştir.

Özel sektör kartellerin yanı sıra Ziraat odaları, Ürün Borsaları, Kooperatif ve Derneklerin bu zulme duyarsız kalmaları, gereğini yapmamaları üreticinin mağduriyetinin artmasında en büyük etkenlerindendir. Tüm bu olumsuzluklar karşılığında işsizlik, geçim sıkıntısı sonucu boşanmalar ve göç de artmıştır.

Tarım bakanlığını, Kooperatifleri, Sanayii Odalarını, Ziraat Odalarını, Ürün Borsalarını göreve davet ediyorum. Üretim olmadan, sanayii olmadan kalkınma olmaz. Sonuç tarihin en yüksek Dolar, Euro ve altını; cari açık gün geçtikçe artıyor milli ve yerli politikalar ile tüm bunların sorununun çözümü ancak Yeniden Refah Partisi iktidarı ile mümkündür."