İki Kutsal Mescit Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz Âl Suud (Allah onu korusun) hükümeti, insan hakları konularına büyük bir önem vermekte, yerel ve uluslararası düzeylerde bu hakların korunmasının temellerini atmaya çalışmaktadır. Suudi Arabistan Krallığı’nın bu konudaki çabaları, insan hayatı ve onurunu her yönüyle korumaya çağıran yüce İslam şeriatını uygulama yükümlülüğünün bir gereğidir. Suudi Arabistan yönetimi, 1997 yılından bu yana gerek insan hakları ile ilgili, gerekse çeşitli şekillerde etnik ayrımcılık, işkence ve benzeri aşırı, insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleler ile ilgili çeşitli temel uluslararası sözleşmelere katılmaya başlamıştır.

''Suudi Arabistan Krallığı’nın ilkeli yönetimi, sözel değil eylemsel bir liderliktir.''

Rohingya meselesine ilişkin olarak ise Suudi Arabistan Krallığı, Myanmar’ın bu bölgesindeki Müslümanların yaşadığı insani trajedi konusunda hiçbir çabayı esirgememiştir. Suudi Arabistan Krallığı’nın ilkeli yönetimi, sözel değil eylemsel bir liderliktir. Suudi Arabistan Krallığı’nın bu meseledeki rolünü daha yakından anlamak, Rohingya’ya ilişkin onurlu tutumlarını algılamak için son 70 yılın tarihsel kayıtlarını incelemek gerekir. Suudi Arabistan Krallığı, bu meseleyi uluslararası platformlarda ve Birleşmiş Milletler’e bağlı İnsan Hakları Konseyi’nde gündeme getiren ilk ülkelerden biri olmuş, Myanmar hükümetinin onları Bengalli kaçak göçmenler oldukları gerekçesiyle 1982 yılından bu yana vatandaş olarak tanımamasını ve dolayısıyla seyahat özgürlüklerinin kısıtlanmasını ve gıda, temel hizmetler ve sağlık gibi en basit insan haklarından dahi mahrum bırakılmalarını kınamıştır. Suudi Arabistan Krallığı bununla da yetinmeyip bu Müslüman azınlığa sağlık ve eğitim rehabilitasyon programları aracılığıyla Elli Milyon Dolar bağış yapmıştır. 1948 yılından bu yana onları topraklarında ağırlamış, şu anda sayıları yaklaşık 300 bine ulaşmıştır.