Sedat Peker: Vatan Evlatlarının Kanı 40 Senedir Oluk Oluk Akmıyor mu?
Rize mitinginde yaptığı konuşma nedeniyle bazı basın yayın organlarının hedefe koymak istediği Ünlü İş Adamı Sedat Peker, suskunluğunu bozdu.
Ünlü iş adamı Sedat Peker, geçtiğimiz günlerde Rize'de düzenlenen "Teröre lanet mitinginde milyonların hislerini dile getirerek milyonlarca vatandaşın duygularına tercüman olarak, ülkenin askeri, polisi, güvenlik güçlerinin yorgun düşmesi halinde bir vatandaş olarak görevden kaçmayacağına vurgu yaparak, terör örgütlerine yönelik vatandaşlık görevini seve seve yerine getireceğini vurgulayan sözler kullanmıştı. Ancak yine o bir kısım medya Peker'in vatanseverlik ruhu ve duygularını ifade eden cümleleri yayınlamayarak "Oluk oluk kanlarını akıtacağız" sözlerini gündeme taşıdı.
Ünlü iş adamı Sedat Peker, Rize mitingindeki sözlerinin çarpıtılması dolayısıyla bugün sosyal medya hesaplarından detaylı bir açıklamada bulunarak, "Vatan evlatlarının kanı zaten 40 senedir oluk oluk akmıyor mu? 40 senedir bu ülkenin “VATAN EVLATLARININ OLUK OLUK KANI AKARKEN” acaba neden ağızlarından hiç bir ses çıkmamıştır? (Yalandan barış ve kardeşlik sözleri hariç.) diye sordu.
İşte Peker'in o açıklaması:
Kıymetli Dostlarım,
Rize mitinginde yaptığım konuşmamdan dolayı, beni çok iyi tanımayan bazı dostlarım; "Bu konuşmayı keşke yapmasaydın, herhâlde o anda atmosferin duygusallığıyla konuştun" diyorlar. (Bu dostlarımız sayıca az olsalar da, kesinlikle çok iyi niyetli insanlar. Ancak biraz öncede söylediğim gibi, beni çok fazla tanımıyorlar).
Konuşmaya çıkmadan önce, şahsımla tanıştırılan ŞEHİT çocuklarının, benim üzerimde mutlaka etkisi olmuştur. (Ancak bu durum en fazla ses tonumun, ayrıca da el ve yüz mimiklerimin değişmesine sebeptir). Yoksa beni yakından tanıyan bütün arkadaşlarım bilirler ki, ben planlamadan, yani daha önce belirlemeden, toplum önünde asla bir konuşma yapmam. (Ankara’daki alçak saldırının haricinde, şahsıma yapılan hücumların hepsi, zaten benim beklediğim şeylerdi. Yani benim için sürpriz olan hiçbir şey olmadı). Benim için önemli olan sokaktaki bakkalın, kasabın, yani normal insanların ne düşündüğüdür. Birkaç basın görevlisinin ve sevmediğim birkaç siyasetçinin hakkımda ne düşüneceğini hiçbir zaman önemsemedim.
Yabancı ülkeler ve onların desteklediği terör örgütleri, bir gün devletimizi işlemez hale getirirlerse, vatandaşımızın meşru müdafaa hakkı doğarsa, onlar bizi o zaman tanıyacaklar. "Onların oluk oluk kanını akıtacağız." dediğimde; Siyasetçisiyle, basınıyla ve terör yardakçılarıyla koro halinde bana karşı çıkanların, 40 senedir bu ülkenin “VATAN EVLATLARININ OLUK OLUK KANI AKARKEN” acaba neden ağızlarından hiç bir ses çıkmamıştır? (Yalandan barış ve kardeşlik sözleri hariç.)
Gerçek barış severlere ve barışı sağlamaya uğraşanlara benim boynum kıldan incedir. Çünkü onlar YÜCE ALLAH’ın en sevgili kullarıdır. Benim boynum, onların ayaklarının altındadır. Ancak "Barış barış" deyip, diğer taraftan durmadan vatan evlatlarını ŞEHİT edenler, ne kadar barış hikâyesi anlatsalar da benim için asla inandırıcı değillerdir.
Ergenekon davasından cezaevinde yatarken, beni seven genç arkadaşlarımın bana kırılacaklarını bildiğim halde, "Çözüm sürecine destek olmalıyız" diye röportajlar verdim. "Ortadoğu’da TÜRKLERİN, KÜRTLERİN, ARAPLARIN kaderi beraber yazılmıştır." dedim. Ve şahsıma yapılan tüm eleştirileri de, gönül rahatlığıyla sineye çektim. Çünkü, yaptığımın doğru olduğunu biliyordum.
Kıymetli Dostlarım, ALLAH AŞKINA sadece, lütfen bir dakikalığına düşünün. Bizi, millet olarak hipnotize mi ettiler? abdullah öcalan’ın şuanda yerine bakan murat karayılan, "Suç örgütü lideri nasıl miting düzenler?" diyor. "İnsanlar bunu normal kabul ediyor. 40 bin vatandaşımızı ŞEHİT etmiş olan, ayrıca tüm yasadışı mafyatik işlerden hisse alan bir örgütün başı SEDAT PEKER nasıl miting düzenler?" diyor. (İnsanlarımız da, bunu normal bir habermiş gibi değerlendiriyor.)
Diyarbakır Barosu Başkanı olan tahir elçi ismindeki kişi, Rize mitinginde ki konuşmam için, Diyarbakır başsavcılığına hakkımda suç duyurusunda bulunuyor. Bunu, Milliyetçi Hareket Partisinin yayın organlarıda dahil olmak üzere, büyüklü küçüklü tüm haber siteleri ve gazeteler haber yapıyor. Aynı adam aynı gün, cnn TÜRK’te bir tartışma programına katılıp, "pkk’ya terör örgütü demeyin, pkk terör örgütü değildir." diyor. Buna karşı ise, neredeyse hiç ses çıkaran yok. Sesini yükselten yok. Doğru düzgün haber yapan bile yok. (Avukatlarım, bu baro başkanı hakkında, 'terör örgütünün propagandasını yapmaktan' suç duyurusunda bulunacaklardır.)
Kıymetli Dostlarım, millet olarak bizi panik psikolojisine soktuklarını ön göremiyor musunuz? Ruhumuza karamsarlığı, kalbimize korkuyu yerleştirdiler. Koskoca bir milletin neredeyse hayallerini, hedeflerini çalıp yok etmek üzereler. Lütfen, kendinize gelin. Sizin atalarınız, bu coğrafyada bir tarafta dönemin en büyük gücü Bizansın, diğer tarafta ise yine dönemin en büyük gücü Moğolların arasına sıkışmış küçücük bir beylikten, Dünya’nın en büyük devletini kurdular.
ALLAH AŞKINA bizim şu andaki durumumuz, herhalde ATALARIMIZIN o zamanki durumundan daha kötü değildir. BU ŞANLI VE YÜCE MİLLETİN, hayallerini birkaç düşman ülkenin istihbaratına, birkaç tane terör örgütüne, ayrıca da aydın doğan'a ve paralel yapıya mı (onların gizli patronlarına mı) bırakacağız?
BİR UMUTTUR YAŞAMAK
SEDAT PEKER
Ünlü iş adamı Sedat Peker, Rize mitingindeki sözlerinin çarpıtılması dolayısıyla bugün sosyal medya hesaplarından detaylı bir açıklamada bulunarak, "Vatan evlatlarının kanı zaten 40 senedir oluk oluk akmıyor mu? 40 senedir bu ülkenin “VATAN EVLATLARININ OLUK OLUK KANI AKARKEN” acaba neden ağızlarından hiç bir ses çıkmamıştır? (Yalandan barış ve kardeşlik sözleri hariç.) diye sordu.
İşte Peker'in o açıklaması:
Kıymetli Dostlarım,
Rize mitinginde yaptığım konuşmamdan dolayı, beni çok iyi tanımayan bazı dostlarım; "Bu konuşmayı keşke yapmasaydın, herhâlde o anda atmosferin duygusallığıyla konuştun" diyorlar. (Bu dostlarımız sayıca az olsalar da, kesinlikle çok iyi niyetli insanlar. Ancak biraz öncede söylediğim gibi, beni çok fazla tanımıyorlar).
Konuşmaya çıkmadan önce, şahsımla tanıştırılan ŞEHİT çocuklarının, benim üzerimde mutlaka etkisi olmuştur. (Ancak bu durum en fazla ses tonumun, ayrıca da el ve yüz mimiklerimin değişmesine sebeptir). Yoksa beni yakından tanıyan bütün arkadaşlarım bilirler ki, ben planlamadan, yani daha önce belirlemeden, toplum önünde asla bir konuşma yapmam. (Ankara’daki alçak saldırının haricinde, şahsıma yapılan hücumların hepsi, zaten benim beklediğim şeylerdi. Yani benim için sürpriz olan hiçbir şey olmadı). Benim için önemli olan sokaktaki bakkalın, kasabın, yani normal insanların ne düşündüğüdür. Birkaç basın görevlisinin ve sevmediğim birkaç siyasetçinin hakkımda ne düşüneceğini hiçbir zaman önemsemedim.
Yabancı ülkeler ve onların desteklediği terör örgütleri, bir gün devletimizi işlemez hale getirirlerse, vatandaşımızın meşru müdafaa hakkı doğarsa, onlar bizi o zaman tanıyacaklar. "Onların oluk oluk kanını akıtacağız." dediğimde; Siyasetçisiyle, basınıyla ve terör yardakçılarıyla koro halinde bana karşı çıkanların, 40 senedir bu ülkenin “VATAN EVLATLARININ OLUK OLUK KANI AKARKEN” acaba neden ağızlarından hiç bir ses çıkmamıştır? (Yalandan barış ve kardeşlik sözleri hariç.)
Gerçek barış severlere ve barışı sağlamaya uğraşanlara benim boynum kıldan incedir. Çünkü onlar YÜCE ALLAH’ın en sevgili kullarıdır. Benim boynum, onların ayaklarının altındadır. Ancak "Barış barış" deyip, diğer taraftan durmadan vatan evlatlarını ŞEHİT edenler, ne kadar barış hikâyesi anlatsalar da benim için asla inandırıcı değillerdir.
Ergenekon davasından cezaevinde yatarken, beni seven genç arkadaşlarımın bana kırılacaklarını bildiğim halde, "Çözüm sürecine destek olmalıyız" diye röportajlar verdim. "Ortadoğu’da TÜRKLERİN, KÜRTLERİN, ARAPLARIN kaderi beraber yazılmıştır." dedim. Ve şahsıma yapılan tüm eleştirileri de, gönül rahatlığıyla sineye çektim. Çünkü, yaptığımın doğru olduğunu biliyordum.
Kıymetli Dostlarım, ALLAH AŞKINA sadece, lütfen bir dakikalığına düşünün. Bizi, millet olarak hipnotize mi ettiler? abdullah öcalan’ın şuanda yerine bakan murat karayılan, "Suç örgütü lideri nasıl miting düzenler?" diyor. "İnsanlar bunu normal kabul ediyor. 40 bin vatandaşımızı ŞEHİT etmiş olan, ayrıca tüm yasadışı mafyatik işlerden hisse alan bir örgütün başı SEDAT PEKER nasıl miting düzenler?" diyor. (İnsanlarımız da, bunu normal bir habermiş gibi değerlendiriyor.)
Diyarbakır Barosu Başkanı olan tahir elçi ismindeki kişi, Rize mitinginde ki konuşmam için, Diyarbakır başsavcılığına hakkımda suç duyurusunda bulunuyor. Bunu, Milliyetçi Hareket Partisinin yayın organlarıda dahil olmak üzere, büyüklü küçüklü tüm haber siteleri ve gazeteler haber yapıyor. Aynı adam aynı gün, cnn TÜRK’te bir tartışma programına katılıp, "pkk’ya terör örgütü demeyin, pkk terör örgütü değildir." diyor. Buna karşı ise, neredeyse hiç ses çıkaran yok. Sesini yükselten yok. Doğru düzgün haber yapan bile yok. (Avukatlarım, bu baro başkanı hakkında, 'terör örgütünün propagandasını yapmaktan' suç duyurusunda bulunacaklardır.)
Kıymetli Dostlarım, millet olarak bizi panik psikolojisine soktuklarını ön göremiyor musunuz? Ruhumuza karamsarlığı, kalbimize korkuyu yerleştirdiler. Koskoca bir milletin neredeyse hayallerini, hedeflerini çalıp yok etmek üzereler. Lütfen, kendinize gelin. Sizin atalarınız, bu coğrafyada bir tarafta dönemin en büyük gücü Bizansın, diğer tarafta ise yine dönemin en büyük gücü Moğolların arasına sıkışmış küçücük bir beylikten, Dünya’nın en büyük devletini kurdular.
ALLAH AŞKINA bizim şu andaki durumumuz, herhalde ATALARIMIZIN o zamanki durumundan daha kötü değildir. BU ŞANLI VE YÜCE MİLLETİN, hayallerini birkaç düşman ülkenin istihbaratına, birkaç tane terör örgütüne, ayrıca da aydın doğan'a ve paralel yapıya mı (onların gizli patronlarına mı) bırakacağız?
BİR UMUTTUR YAŞAMAK
SEDAT PEKER
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.