Organik gübreye geçişle ilgili ilk ciddi adım atıldı.
Türk çaycılığında milat olarak değerlendirilen, kimyasal gübreden organik gübreye geçişle ilgili ilk ciddi adım bugün atıldı.
Türk çaycılığında uzun yıllardır tartışılan kimyasal gübreden organik gübreye geçiş ve organik çay üretimi ile ilgili ilk ciddi adım bugün Çaykur öncülüğünde atıldı. Organik tarıma geçişle ilgili Çaykur başkanlığında, çay üretilen bölgelerdeki belediye başkanları, ziraat odaları, müstahsil temsilcileri ve ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri Çaykur Salonu’nda bir ara gelerek geniş kapsamlı bir istişare toplantısı düzenledi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, gerçekleştirilen toplantının çayın ekim kararının alınmasının ardından Türk çay sektöründeki ikinci önemli milat olduğunu söyledi. Sütlüoğlu, konuşmasında 1 milyon kişinin çay üretiminden gelir elde ettiğini ve yılda çaydan bölgeye 2.5 milyar TL para girdiğini hatırlatarak, “Bu toplantı bölgemiz açısından tarihi bir toplantı olacaktır. Burada alınacak kararlar Türk çay sektörü için bir milat olacaktır. Çay sektöründen bölgemize 2.5 milyar TL para girmektedir. Ülkemizin hiçbir başka bölgesinde böyle dar bir alanda bir tarım ürününden böyle yüksek bir miktar girişi söz konusu değildir” dedi.
DÜNYANIN EN SAĞLIKLI ÇAYI
Sülüoğlu, Türk çayının kanserojen ‘pestisis’ içermediği için dünyanın en sağlıklı çayı olduğunu belirterek, Türk çayındaki tek olumsuzluğun kimyasal gübre olduğunu söyledi. Sütlüoğlu, “Bizim bölgemizde haşere olmadığı için kimyasal ilaçlama yapmak zorunda kalmıyoruz. Bu nedenle çayımız ‘pestisis’ içermez. Diğer ülkelerde üretilen çaylarda ise ilaçlama yapıldığı için pestisis bulunmakladır. Pestisis tehlikeli bir kanserojendir.Çayımız dünyanın en sağlıklı çayıdır. Ancak çayımızın tek olumsuz yönü çay tarımında kullandığımız kimyasal gübredir. Kimyasal gübreden vazgeçip üç yıl organik gübre kullanmamız halinde çayımız organik olma özelliği kazanmaktadır“ diye konuştu.
KİMYASAL GÜBRE KANSER VAKALARINI ARTTIRDI
Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, yıllardır çay tarımında kullanılan kimyasal gübrenin bölgede insan ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkilediğini de hatırlatarak bölgede artan kanser vakalarının nedenini de kimyasal gübre tüketimine bağladı. Sütlüoğlu, “Çay tarımında kullandığımız kimyasal gübre yer altı sularını, yer üstü içme sularımızı, nehirlerimizi, denizimizi ve toprağımızı kirletti. Ufak derelerde balık kalmadı. Denizimizde 35-40 balık türü bulunurken bugün ise bunlarda sadece 7-8 tür kaldı. Toprağımız yapısı bozuldu. Artık meyve üretemez hale geldik. Toprağımızın PH değeri düşüp, asit oranı arttığı için artık çay tarımı için de elverişsiz hal almaya başladı. Bana göre bölgemizde hızla artan kanser vakalarının en büyük nedeni çay tarımında kullanılan kimyasal gübredir. Biz bunun için; toprağımızın, derelerimizin ve denizimizin eski özelliğine kavuşması için kimyasal gübre kullanımına son vererek organik tarıma geçmek istiyoruz. Organik tarıma geçmemizle birlikte hayatsal organizmalar yeniden canlanacaktır” şeklinde konuştu.
KİMYASAL GÜBRE HEYELANLARI ARTTIRDI
Sütlüoğlu, kimyasal gübrenin bölgede can kayıplarına neden olan heyelanlara zemin hazırladığını belirterek, “Kimyasal gübre toprağın içerisindeki toprağı tutan liflerin ölmesine neden oluyor. Yıllardır kullandığımız kimyasal gübreler bu lifleri öldürerek toprağın tutunmasını önlemiştir. Bölgemizde can kayıplarına etkili olan heyelanların başlıca nedenlerinde bir tanesi de kimyasal gübredir” dedi.
Sütlüoğlu, bugün 2 bin 100 ton çay ihracatı yapıldığını belirterek, organik üretime geçişle bunu 2023 yılında 50 bin tona çıkartmayı hedeflediklerini belirtti. Sütlüoğlu, ayrıca Hemşin’de 3 bin 600 dekar alanda organik üretim gerçekleştirildiğini 2012 yılında bu oranın 20 bin dekara çıkartılacağını söyledi. Sütlüoğlu, ilerleyen yıllarda ise Rize ve çevresinde tamamen organik üretim yapılacağını sözlerine ekledi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, gerçekleştirilen toplantının çayın ekim kararının alınmasının ardından Türk çay sektöründeki ikinci önemli milat olduğunu söyledi. Sütlüoğlu, konuşmasında 1 milyon kişinin çay üretiminden gelir elde ettiğini ve yılda çaydan bölgeye 2.5 milyar TL para girdiğini hatırlatarak, “Bu toplantı bölgemiz açısından tarihi bir toplantı olacaktır. Burada alınacak kararlar Türk çay sektörü için bir milat olacaktır. Çay sektöründen bölgemize 2.5 milyar TL para girmektedir. Ülkemizin hiçbir başka bölgesinde böyle dar bir alanda bir tarım ürününden böyle yüksek bir miktar girişi söz konusu değildir” dedi.
DÜNYANIN EN SAĞLIKLI ÇAYI
Sülüoğlu, Türk çayının kanserojen ‘pestisis’ içermediği için dünyanın en sağlıklı çayı olduğunu belirterek, Türk çayındaki tek olumsuzluğun kimyasal gübre olduğunu söyledi. Sütlüoğlu, “Bizim bölgemizde haşere olmadığı için kimyasal ilaçlama yapmak zorunda kalmıyoruz. Bu nedenle çayımız ‘pestisis’ içermez. Diğer ülkelerde üretilen çaylarda ise ilaçlama yapıldığı için pestisis bulunmakladır. Pestisis tehlikeli bir kanserojendir.Çayımız dünyanın en sağlıklı çayıdır. Ancak çayımızın tek olumsuz yönü çay tarımında kullandığımız kimyasal gübredir. Kimyasal gübreden vazgeçip üç yıl organik gübre kullanmamız halinde çayımız organik olma özelliği kazanmaktadır“ diye konuştu.
KİMYASAL GÜBRE KANSER VAKALARINI ARTTIRDI
Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, yıllardır çay tarımında kullanılan kimyasal gübrenin bölgede insan ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkilediğini de hatırlatarak bölgede artan kanser vakalarının nedenini de kimyasal gübre tüketimine bağladı. Sütlüoğlu, “Çay tarımında kullandığımız kimyasal gübre yer altı sularını, yer üstü içme sularımızı, nehirlerimizi, denizimizi ve toprağımızı kirletti. Ufak derelerde balık kalmadı. Denizimizde 35-40 balık türü bulunurken bugün ise bunlarda sadece 7-8 tür kaldı. Toprağımız yapısı bozuldu. Artık meyve üretemez hale geldik. Toprağımızın PH değeri düşüp, asit oranı arttığı için artık çay tarımı için de elverişsiz hal almaya başladı. Bana göre bölgemizde hızla artan kanser vakalarının en büyük nedeni çay tarımında kullanılan kimyasal gübredir. Biz bunun için; toprağımızın, derelerimizin ve denizimizin eski özelliğine kavuşması için kimyasal gübre kullanımına son vererek organik tarıma geçmek istiyoruz. Organik tarıma geçmemizle birlikte hayatsal organizmalar yeniden canlanacaktır” şeklinde konuştu.
KİMYASAL GÜBRE HEYELANLARI ARTTIRDI
Sütlüoğlu, kimyasal gübrenin bölgede can kayıplarına neden olan heyelanlara zemin hazırladığını belirterek, “Kimyasal gübre toprağın içerisindeki toprağı tutan liflerin ölmesine neden oluyor. Yıllardır kullandığımız kimyasal gübreler bu lifleri öldürerek toprağın tutunmasını önlemiştir. Bölgemizde can kayıplarına etkili olan heyelanların başlıca nedenlerinde bir tanesi de kimyasal gübredir” dedi.
Sütlüoğlu, bugün 2 bin 100 ton çay ihracatı yapıldığını belirterek, organik üretime geçişle bunu 2023 yılında 50 bin tona çıkartmayı hedeflediklerini belirtti. Sütlüoğlu, ayrıca Hemşin’de 3 bin 600 dekar alanda organik üretim gerçekleştirildiğini 2012 yılında bu oranın 20 bin dekara çıkartılacağını söyledi. Sütlüoğlu, ilerleyen yıllarda ise Rize ve çevresinde tamamen organik üretim yapılacağını sözlerine ekledi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.