Olayın öncelikle iş kazası olarak değerlendirilmesi ve kast varmış gibi bir linç kampanyasına dönüştürülmemesi gerektiğine vurgu yapan Av. Burak, "Yaşar Coşkun, bir sorumluluktan kaçma çabasında değildir. Bir kusuru varsa yargılama bunun hükmünü verecektir. Ancak yargılama yapılmadan infaz yapılması adaletsizliktir, doğru değildir" dedi.

Hendek ilçesi Yukarı Çalıca Mahallesi'nde bulunan havai fişek fabrikasında 3 Temmuz günü meydana gelen patlamada 7 kişi hayatını kaybederken, 114 kişi ise yaralandı. Soruşturma kapsamında fabrika sorumlu müdürü A.A., fabrika müdürü ve genel ustabaşı H.A.V., genel  ustabaşı E.Ö., iş güvenliği uzmanı A.B. ve fabrika sahibi Yaşar Coşkun tutuklandı.

KUSUR RAPORU BEKLENİYOR
Fabrika sahibi Yaşar Coşkun?un avukatı Abdurrahim Burak, "Bu olaya ilişkin kusur raporu bekleniyor. Rapor geldikten sonra dava açılacaktır. Vefat eden işçilerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da şifa diliyor ve bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyoruz" dedi.

'BU BİR İŞ KAZASIDIR, KİMİN KUSURU VARSA ADALET GEREĞİNİ YAPACAKTIR'
Avukat Burak, olayın bir iş kazası olduğunu ve kimin kusuru varsa yargı önünde hesap vereceğini belirterek, şunları söyledi:

"Bu patlamayla ilgili öncelikle şunu unutmamalıyız, bu bir kazadır. Buna kazanın ötesinde bir anlam yüklemek, bir terör eylemi gibi ya da işverenin bir kastı varmış gibi kamuoyu oluşturulması adaletten uzaklaşmasını sağlar. Bir trafik kazası nasıl bir sonuç meydana getiriyorsa bu da bir iş kazasıdır. İş kazasında önemli olan oradaki tedbirlerin yeterli derecede alınıp alınmadığı konusunun bilirkişilerce tespit edilmesidir. Bu konuda elbette ki kimin ne kusuru varsa adalet gereği bunun yaptırımını görecektir ama kusurun ötesinde sanki kast varmış gibi bir linç kampanyasına bu işin dönüştürülmesi olayı adaletten uzaklaştırır." 

'EN BÜYÜK ZARARI ONLAR ALDI'
Yaşanan patlamada en büyük hasarı yakınlarını kaybedenler ve fabrika sahiplerinin aldığını belirten Abdurrahim Burak, "Ben Yaşar Coşkun'un avukatıyım, doğal olarak cezaevinde de zaman zaman görüşüyoruz. Yaşar Coşkun tabi ki çok çok üzgün. Kim kendi iş yerinde kocaman bir patlama olmasını ve bütün iş yerinin yanıp kül olmasını, 100 trilyon civarında bir zarara uğramasını ve uzun yıllardır kendi bünyesinde çalışanlarının canına mal olmasını ister? Bu çok acı bir durum. Buradan işverenin kendi iş yerinde sanki bunu kasıtlı olarak, patlama olmasına sebebiyet verecek hal ve hareketler içerisindeymiş gibi algı oluşturmak en büyük haksızlıktır. Kim ister kendi evi, iş yeri yanıp kül olsun? Burada dikkat çekilmesi gereken en önemli husus, zaten en büyük hasarı vefat eden işçilerimizin ailelerinin görmesi ve onlarla birlikte en büyük hasarı iş yeri sahiplerinin görmüş olmasıdır. Burada Yaşar Coşkun, bir sorumluluktan kaçma çabasında değildir. Bir kusuru varsa yargılama bunun hükmünü verecektir. Ancak yargılama yapılmadan infaz yapılması adaletsizliktir, doğru değildir" şeklinde konuştu. 

'YASADA DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR' 
İş Güvenliği ve Sağlığı Yasası'nda düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ifade eden Burak, şöyle konuştu: 
"İş Güvenliği ve Sağlığı Yasası?nda mutlak suretle bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Kendi bünyesindeki personel tarafından denetim sağlatan kanun, çıkacak kazalarda taraflar arasındaki birbirini suçlama durumu bu yasa kapsamındaki her olayda yaşanacaktır. Bu sebeple bu kanunda iş güvenliğini tesis edecek kurulun bağımsız olması, aynı yapı denetim şirketlerinde olduğu gibi işverenle ücret ilişkisinin ortadan kaldırılması lazım. Karşılıklı ticari ilişki ortadan kalkmalı ki herkes işinin gereğini layıkıyla yerine getirsin ve bu tutanakların gereği yerine getirilsin."