Yarın AK Parti olağanüstü kongre yapacak. 16 Nisan Referandumu ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir partiye üye olma yasağı kaldırıldı. Erdoğan, AK Partiye yeniden genel başkan oluyor. İyi de oluyor. Daha önceki bir yazımda Erdoğan gecikirse AK Parti’de bunalım artar demiştim. Neyse ki fazla uzamadan Erdoğan dönüyor.

 

Malumunuz Osmanlı’nın bir Fetret Devri var. Yıldırım Beyazıt, Timur’a yenilince Osmanlı’nın 4 şehzadesi iktidar mücadelesi yapmıştı. Bu döneme tarihçiler buhran dönemi, fetret dönemi demişlerdir. Elbette AK Parti’de hiçbir zaman bir taht kavgası olmadı. Osmanlı’daki gibi bir Fetret Dönemi olmadı ancak biz buna boşluk dönemi de diyebiliriz.

 

Erdoğan’ın direkt parti ve kabineyi yönetememesi sorunlara yol açtı. Erdoğan’ın genel başkanlıktan ayrılmasıyla birlikte yeni ekipler ve kadrolar oluştu. Bu durum eşyanın tabiatına aykırı değildir. İslam tarihinde bile sahabe arasında iktidar mücadelesi olmuştur. O nedenle şimdi de olur. Ayrıca medyadaki bölünme, trol kavgası Erdoğan’ın yokluğunda ortaya çıkmıştır.

 

Cumhurbaşkanımız her ne kadar partinin manevi lideri olarak devam etse de parti ve hükümeti birinci dereceden yönetememiştir. Hayat boşluk kabul etmez. Erdoğan sonrası Ahmet Davutoğlu Bey göreve geldi. Başarılı ve samimi çalışmalar yaptı. Ancak kabul etmek gerekir ki Sayın Erdoğan ve kendisi arasında uyum sorunu vardı. Davutoğlu’nun ayrılmasından sonra ister istemez bir kırgınlık oluyor. Bu durum daha sonra tıp deyimi ile farklı semptomlara yol açıyor.

 

Ardından Binali Bey göreve geldi. Binali Bey çalışkan ve nüktedan bir isim. Binali Bey de kendisine bir ekip oluşturdu. Cumhurbaşkanımızla uyum sorunu olmadı. Ama ne kadar uyum olursa olsun herkesin kendine yakın hissettiği bir kadro olur. O nedenle her ekip yeni bir ayrılık demektir.

 

Sayın Cumhurbaşkanımızın ayrılmasından sonra parti içi uyum sorunu ortaya çıktı. Parti bir atalete girdi. Kabinede uyum sağlanamadı. Ekipler, gruplar, eski vekiller vs. Erdoğan’ın gelmesiyle birlikte Fetret Dönemi bitecek ve yeniden yükselme dönemi başlayacaktır. Erdoğan gelince neler mi değişecek?

 

İl Başkanı ile milletvekili kavgası azalacak. Milletvekili ile bakanlar arasındaki kavga azalacak. Belediye başkanları ile milletvekilleri arasında kavga azalacak. Bu seçimlerde gördük ki bazı teşkilatlar, birbirlerinin kuyusunu kazmaktan çalışmaya fırsat bulamadılar. Sayın Erdoğan ve Binali Bey’in sırtına bütün yükü vurdular. Bu keşmekeşlik bitecektir.

 

Erdoğan’la birlikte medeniyet diyen, hikmet diyen, ümmet diyen, ahlak diyen çalışkan isimler parti yönetimine ve kabineye gelecektir. Halktan kopuk, nüfuz ticareti yapan vekillerden, il başkanlarından parti kurtulacaktır.

 

AK Parti’nin en büyük sorunu AK Partili sivil toplum örgütleriyledir. Bu sivil toplum örgütleri millete hizmet etmek yerine siyaset yapmaya başlamışlardır. Ahlaklı, akıllı, bilgili, bir toplum oluşturması gereken İslami duyarlılığı yüksek sivil toplum örgütlerinin bir kısmı da işi nüfuz ticaretine, makam kavgasına dökmüşlerdir. Kardeşim senin görevin ahlaklı bir gençlik yetiştirmek değil mi? Git sen iyi insan yetiştir. Sayın Erdoğan’ın yapacağı en önemli hizmet bu sivil toplum örgütlerine asli görevlerini hatırlatmaktır. Bırak kardeşim siyaset yapmayı git adam yetiştir.

 

2019 yılında yapılacak başkanlık seçimlerini kazanmak için kabinede de şantiyeci isimlere yer vermek gerekir. Medyada boy gösteren bakanlara değil iş yapan bakanlara ihtiyaç var. Halka dokunan, ehil ve çalışkan bakanlar mutlaka bu dönemde hak ettikleri yere gelecektir. Bu dönemde Sayın Erdoğan’la birlikte bizim bir hikâyemiz vardı denilecek. Bu hikâye yeniden hatırlanacaktır. Medeniyet siyasetine, ahlak siyasetine dönülecektir. Güçlü Türkiye denilecektir. Bu dönemde kalkınma başarılmıştır ancak adalet kısmında sorun vardır. Adalet alanında da önemli adımlar atılacaktır. Bu dönemde yeniden büyük Türkiye kurulacaktır. Bu çerçevede yarınki kongrenin hayırlı olmasını diliyorum.