Emekli Müdür Rize Üniversitesi'nde

Emekli Müdür Rize Üniversitesi'nde

48. Kütüphane Haftası Kutlama Etkinlikleri çerçevesindeki konferanslara bir yenisi daha eklendi. Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi Emekli Müdürü Dr. Nevzat KAYA tarafından Rize Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans salonunda katılımın yoğun olduğu bir konferans verildi.

Süleymaniye Yazma Eserler Emekli Müdürü Dr. Nevzat KAYA “Kültürümüzde Yazma Eserlerin Yeri” başlığı altındaki konuşmasına, kültür ve medeniyetin ana kaynağının kitap, kitabın ilk kaynağının ise yazma eser olduğunu söyleyerek başladı. KAYA konuşmasında; “Uygarlığın temel yapı taşlarından birisi yazıdır. M.Ö 2000’li yıllarda papirüs kullanılmaya başlandı. Mısır’da Nil Nehri kenarlarında ilim ve kültürün en yüksek olduğu zamanlarda. Fakat ileriki zamanlarda papirüs insanlığın ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamamaya başladı. Sonra Çinliler kâğıdı buldu. Türkler Çinliler ile yaptıkları savaşta alınan esirlerden kâğıdın kullanılmasını öğrendi. 6. yy’da Çin’de keşfedilen kâğıt 12. Asırda Avrupa kıtasında, 16. Asırda da Amerika kıtasında kullanılmaya başlandı.

    İslam’ın altın çağı kâğıtla başlar. Türk İslam kültüründe kâğıdın başlangıcı da Kuran’ı Kerim’dir. Süleymaniye Yazma Eserler bölümünde bulunan ve Hz. Osman döneminde yazılan el yazması kitapları en iyi hafızlar tarafından birebir karşılaştırdık, hiçbir fark yoktu. Bunda zaten şüpheniz olmadığını biliyorum fakat yine de söylemek istedim.
    Dünyada hakkında en çok yazı yazılan kişi Hz. Peygamberimiz (S.A.V),  yazı yazılma nedenleri ise sahabelerimizin nerede doğdukları, yaşantıları, kimden bilgi aldıkları, hadislerin kimden kime aktarıldığı, şahitleri v.b konular hakkındadır.
    Her tarihi kitabın üzerinde yazılma tarihi yoktur. Biz kitapların yazılma tarihlerini yazılardan, kâğıtlardan, süsleme ve kitap üzerindeki hat sanatlarından anlarız. Bu nedenle de kitapların hangi tarihlerde yazıldıklarını belirtirken kesin tarih kullanmaktan kaçınarak 12-13. yüz yıllarda yazıldı deriz. Fakat filigranlı el yazması kitaplarda durum değişir. Filigranlı kitaplar 12. yy’da kullanılmaya başlanmıştır. Filigranlı kitapların tam olarak ne zaman yazıldığını bilmekteyiz. Evliya Çelebi’den Selimiye’ye oradan Çin’de bulunan en küçük kâğıt parçasına kadar bulunan her şey bizim en önemli kaynaklarımızdır.


    Avrupalılar, Türkiye için yazma eserler ambarı derler çünkü, Dünyada en çok el yazması eser Türkiye’de vardır. Osmanlı’dan kalan 114 kütüphanenin toplamından Süleymaniye Yazma Eserler Müzesi oluşturulmuştur. Süleymaniye Kütüphanesinde sadece kitap yok; hat var, ebru var, süsleme var yani sanat var sanat!
    Osmanlı dönemindeki kütüphanelerimizden bazıları kitapları ödünç verirdi. Ödünç kitap almak isteyen kişiye kitap hemen verilmezdi önce kim olduğu aile yapısı kitap okuyacak bir altyapısının olup olmadığı iyice araştırıldıktan sonra kitap ödünç verilirdi. Ayrıca bizde özellikle Cami ve külliyelerde uygulanan dolap kütüphanesi uygulaması da vardı. Böylece insanlar kitaplara daha yakın olabiliyordu. Avrupa’da ise kütüphanelerin okuyuculara kitap vermeye başlaması daha 60-70 sene öncesine dayanır.


    Ziya paşa, zamanında Endülüs’te yaptırdığı sayımda 1 milyonluk şehirde sadece hükümdarın sarayında 400.000 kitap olduğunu biliyoruz. Bu kitaplar bazı İspanyol Hıristiyan din adamları tarafından Kuran zannıyla maalesef yakılmıştır.
    Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u fethettikten sonra sadrazamlarını ve vezirlerini toplayarak asıl işimiz bundan sonra başlıyor diyerek İstanbul’u maddi ve manevi olarak yani mimari, ilim ve bilim açısından inşa etmeye başlamıştır. Fatih Sultan Mehmet Han’ı çok seviyordum, Süleymaniye Yazma Eserler Bölümünde müdürlük yaptığım sırada onu daha iyi tanıdım, tanıdıkça ona olan sevgim daha da arttı. Çünkü Sultan Fatih çok önemli bir tarihi kişiliktir. Tarihimizi iyi öğrenmeliyiz!”dedi.
    KAYA konuşmasında özellikle bir milleti oluşturan birliğini beraberliğini sağlayan ana gövdenin o milletin tarihi olduğuna vurgu yaptı ve dinleyicileri tarihimizi oryantalist tarihçilerden değil de kendi eserlerimizden iyice öğrenmeye davet etti. Müdürlük yaptığı zamanlarda Avrupalı birkaç tıp profesörünün ödünç aldıkları tarihi el yazması kitaptan tam 22 sayfayı keserek çaldıklarını anlatıp; “bunlar Avrupa’nın işçi, emekçi kesimi de değil aydın, bilim adamı dediğimiz kesimi ama gel gör ki adamlar hırsız! Onun için tarihinizi iyi tanıyın ve tarihinizle gurur duyun” dedi.
        Kâğıt yapmada kullanılan malzemeleri, kalemleri, mürekkepleri ve diğer araç ve gereçleri anlatan AYDIN; “Dünya’nın en iyi mürekkebine Osmanlı sahipti. Bu mürekkebin adı da is mürekkebidir. Bu mürekkep Süleymaniye Camii içinde yanan mumlardan çıkan isler Sinan’ın büyük dehası sayesinde yaptığı sistem neticesinde bir yerde birikirdi. Biriken bu isler kapların içinde develerin hörgüçlerine yüklenerek Mekke’ye gidip geri döner bu süreçte is mürekkebi son halini alırdı” dedi.
    Dünya’da kendisine atfen en çok kitap yazılan şahsiyetin Fatih Sultan Mehmet olduğunu da vurgulayan AYDIN; “sadece Süleymaniye Kütüphanesi’nde Sultan Fatih’e atfen yazılmış 33 kitap vardır.”dedi.
    İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen konferansa RÜ Rektörü Prof. Dr. Arif YILMAZ başta olmak üzere İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman MOLLAİBRAHİMOĞLU, Genel Sekreter Ali Rıza KÖROĞLU, Rektör Danışmanı ve İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Hüseyin KARAMAN, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Mehmet Süheyl ÜNAL, Daire Başkanları ve çok sayıda akademik-idari personel ile öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
    Konferansın sonunda soruları cevaplayan Dr. Nevzat KAYA’ya, Rize Üniversitesi (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi) Rektörü Prof. Dr. Arif YILMAZ tarafından plaket takdim verildi.



Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.