Çay’da Ortodoks Üretim Dönemi
Rize’de ‘Karali’ isimli çay firması kuru çay üretiminde dünyada tercih gören Ortodoks üretim metoduna geçiş yaptı.
Türk çay sektörünün önündeki sorunların aşılması için bir çok sistem tartışılırken, Rize’de faaliyet gösteren Karali isimli firma ürün çeşidinde ve üretim tekniğinde değişikliğe giderek dünyada tercih gören Ortodoks üretim metoduna geçti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Karali Çay Yönetim Kurulu Başkanı Mevlana Karali, Türk çay sektöründe standartlaşmanın şart olduğuna ve ürün kalitesinin arttırılması gerektiğine dikkat çekerek, “Türk çayı, üzerine kar yağdığı için haşere içermeyen ve bu nedenle ilaçlama yapılmayan dünyanın tek çayıdır. Bu avantajımızın yanında belli bir üretim standardımızın olmaması dezavantajımızdır. Dünyada ortalama 4 bin 500 farklı damak tadı ve standartta çay üretilmektedir. Bunların içerisinde en dikkat çeken iki üretim CTC ve Ortodoks yöntemleridir. Dünyada en fazla tercih edilen çay ise Ortodoks yöntemi ile elde edilenidir. Bizim ülkemizde maalesef standart bir üretim yoktur. Yaş çay yaprağı olması gereken standardına uygun toplanmadığı için üretim aşamasında, kart yaprağı kıracak makine ilavelerine ihtiyaç duyulmuştur. Buda çayın kalite standardını bozmuştur. Her fabrika adı ve belli bir standardı olmayan kendine özgü üretimler yapmaktadır. Biz firma olarak uzun süre bu konu üzerinde araştırma yaptık. Ortodoks üretime el verişti çay üreten üretici profili oluşturduk. Fabrikalarımızı Ortodoks üretime uygun hale getirdik. Ortodoks üretim standardını yakaladık. Bugün üretimimizin tamamı Ortodoks yöntemi ile elde edilmektedir” dedi.
Karali, çay kalitesinin topraktan başladığını ifade ederek “Kaliteli çay elde etmek istiyorsak düzenlemeye topraktan başlamamız gerekiyor. Ardından kaliteli yaprak gelir. Buları sağlayamıyorsak nasıl bir teknoloji kullanırsak kullanalım aradığımız kaliteyi yakalayamayız. Bu nedenle biz yaş çay aldığımız üreticilerimizi özellikle seçmekteyiz. Onlarla bazı anlaşmalar yapıyor, onlar bize istediğimiz yaprağı verirken, bizde buna karşılık olarak anlaşmaya vardığımız ödeme planı ve takvimini uyguluyoruz” diye konuştu.
Karali, Türkiye’de üretim maliyetlerinin yarısına çay satıldığını kaydederek “Bizim üretim maliyetimizin yarısına kaçak çay satılmaktadır. Biz kalitemizden ve üreticilerimizin menfaatlerinden ödün vermeden direniyoruz. Bu rekabet şartlarında direnebildiğimiz kadar direneceğiz. Türk çay sektörünün daha fazla zarar görmemesi için kaçağın biran önce önlenmesi gereklidir” şeklinde konuştu.
Konuyla ilgili açıklama yapan Karali Çay Yönetim Kurulu Başkanı Mevlana Karali, Türk çay sektöründe standartlaşmanın şart olduğuna ve ürün kalitesinin arttırılması gerektiğine dikkat çekerek, “Türk çayı, üzerine kar yağdığı için haşere içermeyen ve bu nedenle ilaçlama yapılmayan dünyanın tek çayıdır. Bu avantajımızın yanında belli bir üretim standardımızın olmaması dezavantajımızdır. Dünyada ortalama 4 bin 500 farklı damak tadı ve standartta çay üretilmektedir. Bunların içerisinde en dikkat çeken iki üretim CTC ve Ortodoks yöntemleridir. Dünyada en fazla tercih edilen çay ise Ortodoks yöntemi ile elde edilenidir. Bizim ülkemizde maalesef standart bir üretim yoktur. Yaş çay yaprağı olması gereken standardına uygun toplanmadığı için üretim aşamasında, kart yaprağı kıracak makine ilavelerine ihtiyaç duyulmuştur. Buda çayın kalite standardını bozmuştur. Her fabrika adı ve belli bir standardı olmayan kendine özgü üretimler yapmaktadır. Biz firma olarak uzun süre bu konu üzerinde araştırma yaptık. Ortodoks üretime el verişti çay üreten üretici profili oluşturduk. Fabrikalarımızı Ortodoks üretime uygun hale getirdik. Ortodoks üretim standardını yakaladık. Bugün üretimimizin tamamı Ortodoks yöntemi ile elde edilmektedir” dedi.
Karali, çay kalitesinin topraktan başladığını ifade ederek “Kaliteli çay elde etmek istiyorsak düzenlemeye topraktan başlamamız gerekiyor. Ardından kaliteli yaprak gelir. Buları sağlayamıyorsak nasıl bir teknoloji kullanırsak kullanalım aradığımız kaliteyi yakalayamayız. Bu nedenle biz yaş çay aldığımız üreticilerimizi özellikle seçmekteyiz. Onlarla bazı anlaşmalar yapıyor, onlar bize istediğimiz yaprağı verirken, bizde buna karşılık olarak anlaşmaya vardığımız ödeme planı ve takvimini uyguluyoruz” diye konuştu.
Karali, Türkiye’de üretim maliyetlerinin yarısına çay satıldığını kaydederek “Bizim üretim maliyetimizin yarısına kaçak çay satılmaktadır. Biz kalitemizden ve üreticilerimizin menfaatlerinden ödün vermeden direniyoruz. Bu rekabet şartlarında direnebildiğimiz kadar direneceğiz. Türk çay sektörünün daha fazla zarar görmemesi için kaçağın biran önce önlenmesi gereklidir” şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.