Çay kanunu olmadan olmuyor
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu,";Rakiplerimizle eşit şartlarda yarışırsak, kimse bizi tutamaz” dedi.
Rize’deki Ticaret Odaları ile Borsa’nın ortak toplantısına katılan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi olduğunu hatırlatarak, iş yapma kolaylığı endeksinde ise 65’inci sırada bulunduğunu söyledi. Bunun yarışa 65’inci sırada başlamak anlamına geldiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Yarışa rakiplerimizle eşit şartlarda başladığımızda olabilecekleri bir düşünün. O zaman bizi hiç kimse tutamaz” diye konuştu.
Rize Ticaret Borsası’nın evsahiplğinde yapılan müşterek toplantıya TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra Rize Ticaret ve Sanayi Odası ile Çayeli, Pazar ve Ardeşen Ticaret-Sanayi Odalarının meclis üyeleri ile Borsa meclis üyeleri katıldı.
Çay kanunu olmadan olmuyor
Rize’deki ticaret odaları ve Borsa’nın müşterek toplantısında açılış konuşmasını yapan Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, çayın sistemsiz yapısından kaynaklanan sorunların çözümü için önceki yıl hazırladıkları çay kanunu taslağının yeniden ele alınıp yasalaştırılması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’ye resmi ya da gayri resmi olarak giren yabancı menşeli çayların her yıl arttığına işaret eden RTB Başkanı Erdoğan, özellikle yurda kaçak olarak giren İran çayının hem Türk vatandaşlarının sağlığını tehdit ettiğini, hem de sektöre ciddi darbeler vurduğunu kaydetti. İran’da üretilen sağlıksız çayları kendi vatandaşlarına tükettirmek istemeyen İran hükümetinin, bu çayları başka ülkelere gönderen ihracatçısına her 1 kilogram çay için 2 kilogram kaliteli yabancı çay ithal etme izni verdiğini belirten Erdoğan, “Tüketiciyi, üreticiyi, sanayiciyi koruyan bir Çay Kanunu mutlaka çıkarılmalıdır” dedi.
Sarp kapısı dert kapısı oldu
Toplantıda bir konuşma yapan Rize Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ömer Ofluoğlu, Sarp kapısından kimlikle geçiş başladığından bu yana önceden tahmin edilemeyen bir tehlike meydana geldiğini söyledi. 2011 yılı Ocak ayında 20 bin Türk vatandaşının giriş-çıkış yaptığını, kimlikle geçişin başladığı 2011’in son aylarından itibaren bu rakamın dörde katlandığını kaydeden Ofluoğlu, “2012 yılı Ocak ayında 80 bin vatandaşımız Batum’a geçiş yaptı. Geçen yıl Batum’a giden 20 bin kişinin bir kısmı iş yapmak amacıyla gidenlerdi. Bu yıl giden 80 bin kişi içinde yine aynı sayıda işadamı vardır. İş yapanların sayısı bir anda dört katına çıkmadı” diye konuştu.
Türkiye’de yasak olan kumar ve Batum’da bulunan çok miktardaki eğlence tesisinin bölge insanı için cezbedici olması nedeniyle, kolay geçişlerin en çok bu yönde bölgeyi zarara uğrattığını anlatan Ofluoğlu, “Biz işadamıyız, serbest dolaşımdan yanayız ama komşu ülkedeki kumar ve eğlence sektörüne bölgemizin kıt kaynaklarının aktarılması, bölgemize ciddi zararlar vermektedir. Bu tehlikeli gidişatın bir şekilde önüne geçilmesi gerekir” dedi.
Erdoğan ve Ofluoğlu’nun ardından kürsüye çıkan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi olduğunu kaydettiği konuşmasında, Türkiye’nin iş yapma kolaylığı endeksinde ise 65’inci sırada yer aldığını söyledi. Bunun, yarışa 65’inci sırada başlamak anlamına geldiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Yarışa rakiplerimizle eşit şartlarda başladığımızda olabilecekleri bir düşünün. O zaman bizi hiç kimse tutamaz” diye konuştu.
“Bu müthiş bir ruh”
Türk insanının müthiş bir girişimci ruha sahip olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, bundan 6 yıl önce Kenya’ya giderken uçakta yaşadığı olayın bunun en çarpıcı göstergesi olduğunu ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, 6 yıl önce başından geçen olayı şöyle anlattı:
“Bundan 6 yıl önce Kenya’ya gidiyorum. O zaman direk uçuş yok, Paris üzerinden gidiyoruz. Paris’ten uçağa bindim. Uçak kalktı, dediler kemer çöz, kemer çözüldü, arkadan biri koşturarak geliyor bana doğru: ‘Başkanım iyi yolculuklar.’ İyi yolculuklar dedim.”
-Nereye?
-Kenya’ya…
-Ben de Kenya’ya..
-Ne yapacaksın?
-Mal satmaya…
Benim gözler fal taşı gibi açıldı. Böyle iş yapmaya uğraşan insanları görünce gururlanıyorum. Hemen ayağa kalktım. Hayırdır hemşerim dedim. Ben ilk defa gidiyorum Kenya’ya. Sordum; Kenya’da ne dili konuşuluyor?
-Bilmiyorum Başkanım
-Peki sende yabancı dil var mı arkadaş?
-Yok
-İngilizce, mingilizce; hiçbirşey yok mu?
-Yok
-Adres var mı, nereye gideceksin Kenya’da?
-Adres de yok
-Yav arkadaş, sen benimle dalga mı geçiyorsun, ne iş yapıyorsun sen, ne satmaya gidiyorsun?
-Ben kumaş satmaya gidiyorum
-Adres yok, dil yok, nasıl mal satacaksın?
-Başkanım, düşündüğün şeye bak! Kumaşçıları bulurum, çantamın içinde katalog var, açar açar gösteririm. Beğendiğini işaretler. Dolar yazmayı da bilmiyor muyum.
…..
Başka bir millette bunu göremezsiniz. Bu müthiş bir cesaret işi… O anda gözlerim doldu, adamın cesaretine bakın. Allah’ıma çok şükür, müthiş bir cesaret ve girişimci ruh vermiş.”
Bizim tek ihtiyacımız olan, rakiplerimizle eşit şartlarda yarışa başlamak. Eşit koşullarda yarışırsak, bizim yapamayacağımız hiçbir şey yok.”
Rize Ticaret Borsası’nın evsahiplğinde yapılan müşterek toplantıya TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra Rize Ticaret ve Sanayi Odası ile Çayeli, Pazar ve Ardeşen Ticaret-Sanayi Odalarının meclis üyeleri ile Borsa meclis üyeleri katıldı.
Çay kanunu olmadan olmuyor
Rize’deki ticaret odaları ve Borsa’nın müşterek toplantısında açılış konuşmasını yapan Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, çayın sistemsiz yapısından kaynaklanan sorunların çözümü için önceki yıl hazırladıkları çay kanunu taslağının yeniden ele alınıp yasalaştırılması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’ye resmi ya da gayri resmi olarak giren yabancı menşeli çayların her yıl arttığına işaret eden RTB Başkanı Erdoğan, özellikle yurda kaçak olarak giren İran çayının hem Türk vatandaşlarının sağlığını tehdit ettiğini, hem de sektöre ciddi darbeler vurduğunu kaydetti. İran’da üretilen sağlıksız çayları kendi vatandaşlarına tükettirmek istemeyen İran hükümetinin, bu çayları başka ülkelere gönderen ihracatçısına her 1 kilogram çay için 2 kilogram kaliteli yabancı çay ithal etme izni verdiğini belirten Erdoğan, “Tüketiciyi, üreticiyi, sanayiciyi koruyan bir Çay Kanunu mutlaka çıkarılmalıdır” dedi.
Sarp kapısı dert kapısı oldu
Toplantıda bir konuşma yapan Rize Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ömer Ofluoğlu, Sarp kapısından kimlikle geçiş başladığından bu yana önceden tahmin edilemeyen bir tehlike meydana geldiğini söyledi. 2011 yılı Ocak ayında 20 bin Türk vatandaşının giriş-çıkış yaptığını, kimlikle geçişin başladığı 2011’in son aylarından itibaren bu rakamın dörde katlandığını kaydeden Ofluoğlu, “2012 yılı Ocak ayında 80 bin vatandaşımız Batum’a geçiş yaptı. Geçen yıl Batum’a giden 20 bin kişinin bir kısmı iş yapmak amacıyla gidenlerdi. Bu yıl giden 80 bin kişi içinde yine aynı sayıda işadamı vardır. İş yapanların sayısı bir anda dört katına çıkmadı” diye konuştu.
Türkiye’de yasak olan kumar ve Batum’da bulunan çok miktardaki eğlence tesisinin bölge insanı için cezbedici olması nedeniyle, kolay geçişlerin en çok bu yönde bölgeyi zarara uğrattığını anlatan Ofluoğlu, “Biz işadamıyız, serbest dolaşımdan yanayız ama komşu ülkedeki kumar ve eğlence sektörüne bölgemizin kıt kaynaklarının aktarılması, bölgemize ciddi zararlar vermektedir. Bu tehlikeli gidişatın bir şekilde önüne geçilmesi gerekir” dedi.
Erdoğan ve Ofluoğlu’nun ardından kürsüye çıkan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi olduğunu kaydettiği konuşmasında, Türkiye’nin iş yapma kolaylığı endeksinde ise 65’inci sırada yer aldığını söyledi. Bunun, yarışa 65’inci sırada başlamak anlamına geldiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Yarışa rakiplerimizle eşit şartlarda başladığımızda olabilecekleri bir düşünün. O zaman bizi hiç kimse tutamaz” diye konuştu.
“Bu müthiş bir ruh”
Türk insanının müthiş bir girişimci ruha sahip olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, bundan 6 yıl önce Kenya’ya giderken uçakta yaşadığı olayın bunun en çarpıcı göstergesi olduğunu ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, 6 yıl önce başından geçen olayı şöyle anlattı:
“Bundan 6 yıl önce Kenya’ya gidiyorum. O zaman direk uçuş yok, Paris üzerinden gidiyoruz. Paris’ten uçağa bindim. Uçak kalktı, dediler kemer çöz, kemer çözüldü, arkadan biri koşturarak geliyor bana doğru: ‘Başkanım iyi yolculuklar.’ İyi yolculuklar dedim.”
-Nereye?
-Kenya’ya…
-Ben de Kenya’ya..
-Ne yapacaksın?
-Mal satmaya…
Benim gözler fal taşı gibi açıldı. Böyle iş yapmaya uğraşan insanları görünce gururlanıyorum. Hemen ayağa kalktım. Hayırdır hemşerim dedim. Ben ilk defa gidiyorum Kenya’ya. Sordum; Kenya’da ne dili konuşuluyor?
-Bilmiyorum Başkanım
-Peki sende yabancı dil var mı arkadaş?
-Yok
-İngilizce, mingilizce; hiçbirşey yok mu?
-Yok
-Adres var mı, nereye gideceksin Kenya’da?
-Adres de yok
-Yav arkadaş, sen benimle dalga mı geçiyorsun, ne iş yapıyorsun sen, ne satmaya gidiyorsun?
-Ben kumaş satmaya gidiyorum
-Adres yok, dil yok, nasıl mal satacaksın?
-Başkanım, düşündüğün şeye bak! Kumaşçıları bulurum, çantamın içinde katalog var, açar açar gösteririm. Beğendiğini işaretler. Dolar yazmayı da bilmiyor muyum.
…..
Başka bir millette bunu göremezsiniz. Bu müthiş bir cesaret işi… O anda gözlerim doldu, adamın cesaretine bakın. Allah’ıma çok şükür, müthiş bir cesaret ve girişimci ruh vermiş.”
Bizim tek ihtiyacımız olan, rakiplerimizle eşit şartlarda yarışa başlamak. Eşit koşullarda yarışırsak, bizim yapamayacağımız hiçbir şey yok.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.