Çay, Kalp Krizi ve Kanserden Koruyor
Çayın, barındırdığı antioksidanlardan dolayı kalp krizi, damar sertliği, kroner kalp hastalıkları riskini azalttığı, yüksek tansiyonu engellediği, kansere karşı vücut direncini artırdığı bildirildi.
Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz, yaptığı açıklamada, çayın, Sudan sonra en fazla tüketilen, insan vücuduna en uygun düşen, sağlıkla en uyumlu, zararlı maddelerden arınmış içeceklerden biri olduğunu, dünya nüfusunun üçte ikisinin çay tükettiğini belirtti.
Çayın faydalı maddeler içerdiğini dile getiren Yılmaz, "Çay insan vücuduna en uygun düşen, zararlı maddelerden en arınmış içecektir. Çayda kateşin maddeleri bulunuyor. Bunlar da antioksidan değerler taşıyor. Çay elbette ki ilaç niyetine kullanılmaz ama zararı olmayan, vücutla bağdaşık bir gıda maddesidir. Çayda vücut direncini artıran maddeler bulunuyor" dedi.
Günde 350 mililitre çay içenlerin kalp krizi geçirme riskinin, çay tüketmeyenlere göre üçte iki oranında daha az olduğunu gösteren çalışmalar bulunduğunu ifade eden Yılmaz, "Çay enerji tüketimini artırarak vücut ağırlığını azaltıyor. Ayrıca damar sertliği ve koroner kalp hastalıklarına, yüksek tansiyona karşı barındırdığı antioksidan maddelerden dolayı engelleyici etkisi var. Her türlü kansere karşı vücut direncini artırıyor. Yeşil çayda flavonoid grubundan polifenoller oldukça fazla. Yapılan çalışmalar, çayda bulunan polifenollerin kronik hastalıklara karşı koruyucu etkisinin göz ardı edilmeyecek kadar önemli olduğunu göstermiştir" diye konuştu.
Yılmaz, ayrıca çayla birlikte bol miktarda sıvı alındığını, bunun da vücut için çok önemli olduğunu vurguladı. Günde 5-6 fincana kadar çay içilmesinin normal olduğunu belirten Yılmaz, "Böylece yetişkin bir insan için gerekli olan günde 2.5 litre sıvı ihtiyacının önemli bir kısmı karşılanmış olur. Çok alınırsa belki ihtiva ettiği kafeinden dolayı zararlı etkileri görülebilir ama bu etkinin görülmesi için orta demli olarak 1 litreden fazla çay içilmesi lazım" diye konuştu.
-"Dünyada pestisit içermeyen tek çay Türk çayıdır"-
Rektör Yılmaz, Türk çayının dünyadaki diğer çaylara göre oldukça faydalı yönleri bulunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Türk çayı, dünyada kuzey paralelde yetişen tek çaydır. Bölgemizde iklimden ve kar yağışından dolayı çay tarımında zararlılarla mücadele için pestisit ilaçları kullanılmıyor. Pestisit ise kansere ve pek çok hastalığa neden olabilen bir maddedir. Pestisit kullanılmadığı için Türk çayı ile kansorojen olan bir madde alınmıyor ama diğer çayların içimi ile pestisitler alınabiliyor. Bu çok önemli.
Ayrıca çaya alternatif ürünleri düşündüğünüzde gazlı, içinde katkı maddeleri fazla olan, aşırı şekerli içecekler olduğunu görüyoruz. Bu içecekleri içmektense Türk çayı ile damak tadı oluşturmak, zararlı içeceklerden ve zararlı maddeler içeren çaylardan korunma adına oldukça faydalıdır. Bu nedenle Türk çayını tercih etmek gerekir. Bütün bunlara baktığımızda çay hastalıklara karşı tedavi edici olmasa da koruyucu özelliği bilimsel olarak kanıtlamış, keyifle içilen bir içecektir."
Çayın faydalı maddeler içerdiğini dile getiren Yılmaz, "Çay insan vücuduna en uygun düşen, zararlı maddelerden en arınmış içecektir. Çayda kateşin maddeleri bulunuyor. Bunlar da antioksidan değerler taşıyor. Çay elbette ki ilaç niyetine kullanılmaz ama zararı olmayan, vücutla bağdaşık bir gıda maddesidir. Çayda vücut direncini artıran maddeler bulunuyor" dedi.
Günde 350 mililitre çay içenlerin kalp krizi geçirme riskinin, çay tüketmeyenlere göre üçte iki oranında daha az olduğunu gösteren çalışmalar bulunduğunu ifade eden Yılmaz, "Çay enerji tüketimini artırarak vücut ağırlığını azaltıyor. Ayrıca damar sertliği ve koroner kalp hastalıklarına, yüksek tansiyona karşı barındırdığı antioksidan maddelerden dolayı engelleyici etkisi var. Her türlü kansere karşı vücut direncini artırıyor. Yeşil çayda flavonoid grubundan polifenoller oldukça fazla. Yapılan çalışmalar, çayda bulunan polifenollerin kronik hastalıklara karşı koruyucu etkisinin göz ardı edilmeyecek kadar önemli olduğunu göstermiştir" diye konuştu.
Yılmaz, ayrıca çayla birlikte bol miktarda sıvı alındığını, bunun da vücut için çok önemli olduğunu vurguladı. Günde 5-6 fincana kadar çay içilmesinin normal olduğunu belirten Yılmaz, "Böylece yetişkin bir insan için gerekli olan günde 2.5 litre sıvı ihtiyacının önemli bir kısmı karşılanmış olur. Çok alınırsa belki ihtiva ettiği kafeinden dolayı zararlı etkileri görülebilir ama bu etkinin görülmesi için orta demli olarak 1 litreden fazla çay içilmesi lazım" diye konuştu.
-"Dünyada pestisit içermeyen tek çay Türk çayıdır"-
Rektör Yılmaz, Türk çayının dünyadaki diğer çaylara göre oldukça faydalı yönleri bulunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Türk çayı, dünyada kuzey paralelde yetişen tek çaydır. Bölgemizde iklimden ve kar yağışından dolayı çay tarımında zararlılarla mücadele için pestisit ilaçları kullanılmıyor. Pestisit ise kansere ve pek çok hastalığa neden olabilen bir maddedir. Pestisit kullanılmadığı için Türk çayı ile kansorojen olan bir madde alınmıyor ama diğer çayların içimi ile pestisitler alınabiliyor. Bu çok önemli.
Ayrıca çaya alternatif ürünleri düşündüğünüzde gazlı, içinde katkı maddeleri fazla olan, aşırı şekerli içecekler olduğunu görüyoruz. Bu içecekleri içmektense Türk çayı ile damak tadı oluşturmak, zararlı içeceklerden ve zararlı maddeler içeren çaylardan korunma adına oldukça faydalıdır. Bu nedenle Türk çayını tercih etmek gerekir. Bütün bunlara baktığımızda çay hastalıklara karşı tedavi edici olmasa da koruyucu özelliği bilimsel olarak kanıtlamış, keyifle içilen bir içecektir."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.