Değerli milletvekilleri;

Kamu Gözetleme Kurumu bütçesi üzerine AK Parti Gurubu adına söz almış bulunmaktayım.

Bu vesile ile siz milletin temsilcilerini saygı ile selamlıyorum. Aziz milletimi ve güvenlik güçlerimizi de saygıyla selamlıyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabrı cemil diliyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Kamu Gözetleme Kurumu 2011 Yılında 660 sayılı KHK ile uluslararası standartlara uyumlu Türkiye Muhasebe standartlarını oluşturmak ve yayımlamak, denetim standartlarını belirlemek, bağımsız denetçi ve bağımsız denetim kuruluşlarını yetkilendirmek ve bunların faaliyetlerini denetlemek, bağımsız denetim alanında kamu gözetimi yaparak gerekli güveni ve kaliteyi sağlamak üzere kurulmuştur.

Görüldüğü gibi önemli bir ihtiyaçtan doğmuş ve önemli bir boşluğu doldurmuştur.

Dokuz üyesi bulunan bir kurul tarafından yönetilmektedir. Bu kurulda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, BDDK, TURMOB ve TOBB temsilcileri görev yapmaktadır.

Değerli Arkadaşlar,

Günlerden beri bu kürsüden bütçeden başka her şey konuşuluyor.

Terörün ve terör örgütlerinin propagandası yapıldı, yapılıyor.

Terör örgütleri masum gösteriliyor, güvenlik güçlerimiz terör yapmakla suçlanıyor

Diğer taraftan Sayın Cumhurbaşkanımıza her türlü hakaret ediliyor. Küfür ediliyor. Büyük bir pişkinlik içinde, hakaret etmedim, eleştirdim deniliyor. Millet ibretle izliyor.

Özür dileyerek ben de konu dışına çıkacağım.

1993 yıllarının İstanbul’unu hatırlıyorum. Eminim ki hepiniz hatırlıyorsunuz.

Çöp yığınlarından sokaklarında gezilemeyen İstanbul,

Haftada bir gece 2-3 saat suları akabilen İstanbul,

Sadece iki aylık suyu kalmış İstanbul,

Hava kirliliğinden nefes alınamayan bir İstanbul

1994 Yerel Seçimlerinde, İstanbullular bir dakika dedi ve

39 yaşında bir delikanlıyı göreve getirdi.

O delikanlı Recep Tayyip Erdoğan’dı.

O delikanlı ile İstanbul’un kaderi değişti.

Akmayan sular aktı. Kirli Havası temizlendi. Çöpleri toplandı.

Bu başarılar birilerini rahatsız etti. O, birileri düğmeye bastı. Bir şiir okuduğu için ceza verdiler, hapse attılar. Belediye başkanlığından düşürdüler, siyaseten yasakladılar. Yılmadı, dik durdu. Devletine, hele hele milletine küsmedi. Sabretti azmetti.

İstanbullu O’nu çok sevdi.

2001 – 2002 Türkiye’sini hatırlıyorum.

- Enflasyon %40’larda, faiz oranları %70’lerde bir Türkiye

- Hiç kimsenin yatırım yapmadığı, yapamadığı bir Türkiye

- Hastanelerine sağlam gidilse, hasta çıkılan bir Türkiye

- Dış politikada dikkate alınmayan bir Türkiye

- Bakanlar Kurulu ayda bir defa bile toplanamayan bir Türkiye

- Ekonomik parametreleri dip yapmış bir Türkiye

- Bugün 77 bin olan Borsa o gün 7 binlerde bir Türkiye

- İMF Borçları, Döviz kurları kontrol edilemeyen bir Türkiye

- Kişi başı geliri 2500 dolar olan bir Türkiye

- Merkez Bankası Rezervi sadece 26 milyar dolar olan bir Türkiye

2002’de milletimiz bir dakika dedi.

48 yaşında bir delikanlıyı göreve getirdi. Evet, O delikanlı yine Recep Tayyip Erdoğan’dı. Ve bu sefer de Türkiye’nin kaderi değişti…

- Tüm ekonomik parametreleri düzeldi.

- Kişi başı gelir 10 bin doları aştı

- İMF Borçları kapatıldı

- Enflasyon – Faiz oranları kontrol edildi

- Yatırımlar arttı. İhracat patladı. Her alanda normalleşme sağlandı.

- Siyasetin üzerindeki vesayetler bir bir ortadan kaldırıldı.

- Çetelerle, mafyayla, terörle amansız mücadele ile hatırlıyoruz O’nu

- Yeri geldi baldıran zehri içme cesaretiyle hatırlıyoruz O’nu

- O hep milletin diliyle konuştu. Milletin isteklerine odaklandı. Milletimiz O’nu çok sevdi.

- Tekrar düğmeye basıldı.

- 27 Nisan e muhtıra teşebbüsü

- Parti kapatma teşebbüsü

- Cumhuriyet mitingleri adı altında tahkir edildi, hakaretlere uğradı

- Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe teşebbüsleri

Yine yılmadı, dik durdu. Millete baktı. Millet nerede duruyorsa O da orada oldu. Milleti ile adeta bütünleşti.

Dünyanın her yerinde iktidar partileri yıpranır, oy kaybederler. Muhalefet ise oyunu artırır.

Ama Türkiye’de öyle olmadı. Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ki AK Parti oylarını sürekli artırdı.

2002’de %35’le iktidara getirdiği Recep Tayyip Erdoğan’a

2007’de %47,

2011’de %49,5 destek verdi.

Ve nihayet 10 Ağustos 2014’te %52 destekle bu millet O’nu en yüksek makama, Yani Cumhurbaşkanlığı makamına layık gördü. Hem de karşısında 13 partilik bir bloğa rağmen.

Meşhur One minute le Dünya 5’ten büyüktür söylemiyle, dik duruşuyla artık dünyanın kaderi değişmeye başladı.

Recep Tayyip Erdoğan dediğimizde böyle bir liderden bahsediyoruz. Elbette O’nu sevmeyenler olacak, eleştirenler de olacak. Ama hiç kimde O’na hakaret edemez, hiç kimse O’na küfredemez.

Buradan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a

Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’na

Bakanlarımızı ve milletimizin temsilcileri siz değerli milletvekillerini ve aziz milletimizi tekrar saygıyla selamlıyor 2016 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.