2100 yılında bizi nasıl bir dünya bekliyor
ABD'de en çok satanlar listesine giren kitaptaki değerlendirmeler ve analizler ağzınızı açıkta bırakacak..
Geleceğin Fiziği: 2100 yılına kadar bilim insanoğlunun kaderini ve günlük yaşantımızı nasıl şekillendirecek?
"Bugün 1 Ocak 2100, yeni yılın ilk günü varsayın. Sizi nazikçe uyandıran ses "Molly"den geliyor. Molly bir yazılım programı ve bütün gün sizinle birlikte olacak. Gözünüze kontakt lensinizi yerleştirmezseniz bu dünyada size yer yok, çünkü artık 2100'de yaşıyoruz..."
New York Şehir Üniversitesi'nde ders veren ünlü fizik kuramcısı Michio Kaku, kendini bilimsel keşiflere adamış 300'den fazla bilim adamıyla yaptığı görüşmelerden faydalanarak yazdığı son kitabında bizi 2100'e götürüyor.
EN ÇOK SATANLARDA BİR HAFTA ZİRVEDE KALDI
"Geleceğin Fiziği: 2100 Yılına Kadar Bilim İnsanoğlunun Kaderini ve Günlük Yaşantımızı Nasıl Şekillendirecek" adlı kitabın yazarı Michio Kaku, Japon göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 1947'de California'da doğdu. Yazarın bu son kitabı Mart 2011'de Allan Lane Yayınevi'nden çıktı ve "New York Times En Çok Satanlar Listesi"nde 5 hafta zirvede kaldı. Henüz Türkçe'ye çevrilmedi. Ama Kaku, ismini ilk kez bu kitapla duyurmuyor, 2008'de yayımlanan bir önceki kitabı "İmkânsızın Fiziği"yle de en çok satanlar listesinde uzun süre kalmış. Michio Kaku'nun resmi internet sitesine girerseniz, fiziğin rock starı gibi bir izlenime kapılabilirsiniz. Zira sitede fotoğraflarının basılı olduğu tişörtler satılıyor. Böylece "bilimi halkla buluşturan fizikçi" gibi bir sıfat ediniyor.
İCAT EDİLEBİLECEK NE VARSA ETTİLER DEMİŞLERDİ AMA..
Son kitabında "Tarih, eksik kalmış başarısız gelecek tahminleriyle dolu"diyor Kaku. "ABD Patent Kurumu Başkanı Charles H. Duell 1899'da, "İcat edilebilecek ne varsa icat edildi" demişti. Warner Bros'un kurucularından Harry M. Warner 1927'de sinema henüz sessizken "Aktörleri kim duymak ister ki"diyordu. IBM'in başındaki isim Thomas Watson ise 1943'te epey kötü bir tahmin yapmış: "Bilgisayar olsa olsa 5 tane satar." Michio Kaku bu örneklerden yola çıkarak "Gelecekle iddiaya girmek çok riskli, zira teknolojik gelişimi hepsi eksik hesapladı" diyor. Gelecekten haber veren tarihçileri, sosyologları, bilimkurgu yazarlarını, fütüristleri okuduğunu söylüyor. "Ama bilim dünyasının geleceğini öngören bu isimlerin hiçbiri bilimle birinci elden ilgilenmiyordu" diye yakınıyor.
Gelecek tahminlerinin neden tutmadığınıysa "Mağara Adamı Prensibi"yle açıklıyor. "Modern teknoloji ve ilkel arzularımız arasındaki çatışmayı çoğu zaman ikincisi kazanıyor. Güvenmek için temas etmeye ihtiyacımız var. Bu yüzden insansız şehirler belki de hiç var olmayacak, çünkü insanlar hiçbir zaman teknolojiye tam olarak güvenemeyecek" diyor.
Kaku'nun buradan çıkardığı sonuç 2100'ün teknolojilerinin özünde "yüksek dokunurluk" (high touch) olacağı. Yani Kaku'ya göre mağazada olmasak bile giysileri elimizle seçiyormuş gibi hissettiren; stadyumda bulunmasak da maçı sahada izlettiren aygıtlar 2100'de bizi bekliyor.
GELECEKTEN KARELER
* Kaku'ya göre tanrılara dönüşmek 2100'deki kaderimiz. Ama aracımız, ne sihir ne de iksir; bilgisayar teknikleri, nanoteknoloji, yapay zekâ, biyoteknoloji ve hepsinden öte tüm teknolojilerin temelindeki kuantum teorisi olacak.
* Bu yıllarda robot sektörü, geçen yüzyılın otomobil endüstrisinden daha büyük olacak. Her iş için robot satın alabileceksiniz.
* Gelecek yüzyıl "mükemmel kapitalizm çağı" olacak. Piyasaları bu kez gerçekten görünmez bir el değil, sınırsız bilgi şekillendirecek. Her ürünü en ince ayrıntısına kadar analiz eden kontakt lensler, fiyatları mükemmel doğruluğa çekecek. Yani kazık yemek yok!
* Bugün kişiye özel üretim çok pahalıyken, 2100'de her giysinin bedenimize uygun olanını fabrikaya sipariş edeceğiz. Nasıl mı? Kredi kartlarında bedenimizin 3 boyutlu kaydı, siparişi verdiğimiz anda fabrikaya yollanacak.
* Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler bebeklerinin ismi gibi, ne tip genlere sahip olacağı konusunda da uzlaşmak zorunda.
MESELA GELECEKTE NELER OLMAYACAK?
- Tümör 2100'lülerin anlamını bile bilmediği bir kelime olacak, çünkü tedavi yöntemleri tümör oluşumuna artık asla izin vermeyecek.
- Güneş/Hidrojen enerjisi fosil yakıtların yerini alacak.
- Kanser değil, kanserden ölmek tarihe karışacak.
- Turist rehber kitapları ve haritalara gerek kalmayacak. Kontakt lensler yol gösterecek.
- Yemek pişirmek artık sadece robotların işi olacak.
SERİ ÜRETİMİ OLMAYAN TEK ŞEY İNSAN BEYNİ
Michio Kaku, "Yeni yüzyılda emtia kapitalizminden, entelektüel kapitalizme geçeceğiz, çünkü seri üretimi yapılamayan tek şey insan beyni olarak kalacak" diyor. "Geleceğin para birimi aklıselim; yatırımıysa eğitim ve kültür olacak. Uzun soluklu rekabette fark yaratmak için robotların yapamadığına erişmek gerekir; yani ayırt etme ve mantık kurma yetisine..."
Kaku gelecekte fark yaratanları anlatmaya böylece başlıyor: "Yapay zekâ iki beceriye erişemiyor. Birincisi gördüğünü algılama yetisi. İkincisiyse aklıselim sahibi olmak. Mantık bize 'İp bir cismi çekmeye yarar, itmeye değil' derken, bir robot böyle bir sonuca varamıyor. Geleceğin meslekleri işte bu iki prensibe göre şekillenebilir. Mavi yakalıların bir kısmı, örneğin otomobil fabrikası işçileri yerlerini robotlara bıraksa da sanıldığının aksine bilgisayar devrimi birçok işkolunun varlığını ısrarla destekleyecek. Polislik, çöp toplayıcılığı, inşaat işçiliği, bahçıvanlık ve tesisatçılık gibi meslekler hep insanlar tarafından yapılacak. Beyaz yakalılardan işini ilk kaybedenler, hesap uzmanları, brokerlar ve küçük ofis çalışanları olacak. Aracı firmalar tarihe karışacak. Diğer yandan internet üzerinden saatinizi veya kontakt lensinizi kullanarak ev satın alabileceksiniz belki ama böylesi büyük bir yatırım yaparken size iyi okulların hangileri olduğunu, nerelerde suç oranının düştüğünü ve kanalizasyon sisteminin iyi çalıştığını anlatacak rehber kişilere her zaman ihtiyaç duyacaksınız. Geleceğin kazananları, yaratıcılık, oyunculuk, liderlik, bilim ve sanat gibi bizi insan yapan donanımlarımızı kullandığımız meslekler. Roman, senaryo ve oyun yazarları işlerini sürdürürken medya sektöründe her kafadan ayrı ses çıkmasından usananlar bilgece yapılmış yorumlara bugün olduğundan daha fazla rağbet gösterecek."
1 OCAK 2100 CUMA, SAAT 06.15
* Kayıtlara göre 72 yaşındasınız ama organlarınızın biyolojik yaşı 30. Daha uzun yaşamak için genetik programlanmaya tabi tutulan ilk nesilsiniz. 30'lu yaşlarınızda yaşlanmayı durdurmayı tercih ettiniz. Mesleğiniz robot tasarımcılığı.
* Yeni yılın ilk günü sabah 6.15'te ışıklar yanıyor ve duvarda tanıdık bir yüz beliriyor. Bu Molly, kısa bir süre önce satın aldığınız yazılım programı. Molly nazikçe "Uyan John. Kriz. Ofiste bekleniyorsun" diyor. "Bu kadar önemli ne olabilir" diye söyleniyorsunuz.
YÜZÜNÜZÜ YIKARKEN SAĞLIK TARAMASINDAN GEÇİYORSUNUZ
* Yatağı terk edip tuvalete gidiyorsunuz. Yüzünüzü yıkarken aynada, tuvalette, lavaboda gizlenmiş yüzlerce DNA ve protein sensörü harekete geçiyor, nefesinizde ve vücut salgılarınızdaki molekülleri analiz ederek en ufak hastalık belirtisini kontrol ediyor.
* Tuvaletten çıkarken kafanıza sardığınız kablolar sayesinde evinizi telepatik olarak kontrol ediyorsunuz. Böylece sadece düşünce gücüyle dairenizin sıcaklığını artırıyor, robot aşçınıza kahvaltı siparişini veriyor, manyetik otomobilinize garajdan çıkıp kapıya gelmesini emredebiliyorsunuz.
RETİNANIZDA PARLAYAN EKRANDA GAZETE MANŞETLERİNİ OKUYABİLECEKSİNİZ
* Gözünüze bir kontakt lens yerleştiriyorsunuz. Retinanızda parlayan ekranda internete bağlanıyor, günün manşetlerini okuyorsunuz. Bu sırada bir mesaj geliyor: "Şehri saran duvarlarda çatlak tespit edildi. Tamir edilmezse tıpkı geçmişte başka yerlerde olduğu gibi tüm şehir sular altında kalacak."
* Otomobilinize atlıyorsunuz, telepatik olarak sizi en kısa zamanda ofise götürmesini emrediyorsunuz. Manyetik otomobil anında internete bağlanıyor, GPS ve yoldaki milyarlarca çip trafiği anlık olarak gösteriyor.
HOLOGRAFİK GÖRÜNTÜ SANDALYENİZDE OTURACAK
* Ofise varıyorsunuz. Girişte plastik güvenlik kartı kullanmıyorsunuz. Kimliğiniz bedeniniz. İş arkadaşlarınız toplantıya yetişemese de sorun yok. Holografik görüntüleri sandalyeleri dolduruyor.
* Sizi ofise getiren krizin sebebi de duvarlardaki çatlak. Robotlar duvarı tamir edemediği gibi çatlağa zarar da veriyorlar. Duvarların tamiri için insan müdahalesi gerekiyor. Dolayısıyla her hareketinizi algılayan kuantum robotları başka bir merkezdeki insanlarla tek beden oluyor. Avatar filmini hatırlayın.
ELBİSELERİNİZ AMBULANS ÇAĞIRABİLECEK
* Günün yorgunluğunu çıkarmak için eve döndüğünüzde Molly, robot doktorunuz Dr. Brown'ın sizinle görüşmek istediğini söylüyor. Dr. Brown, rahatsız ettiği için özür dileyerek söze başlıyor. Alplerde geçirdiğiniz kayak kazası sonucu yaralanan kolunuzun mekanik bir kolla değiştirilmesinin iyi olacağını söylüyor. O kazada bilincinizi yitirmiştiniz. Neyse ki üzerinizdeki giysiler bu durumu fark etti ve ambulans çağırdı. Sağlık geçmişinizi hastanedeki robot doktorlara yükleyen giysileriniz hayatınızı kurtardı. Bu sırada zarar gören organlarınız mikro cerrahi uzmanı robot doktorlar tarafından yenileriyle değiştirildi.
ORGAN KLONLAMAK ARTIK BASİT BİR İŞ
* Organ klonlamak artık basit bir iş. İşte bu yüzden Dr. Brown yeni organlarınıza check-up yapmak istiyor. Elinizde cep telefonu büyüklüğünde bir kart var. Organlarınız üzerinde gezdirip MR çekiyorsunuz. Pankreasınızda kanserli hücreler tespit edildi. Kanserli hücreleriniz, Dr. Brown'ın sipariş ettiği nanopartiküllerle değiştirilecek. Yoksa kalan ömrünüz 7 yıl.
PAZAR GÜNÜ SİZE EŞLİK EDECEK BİRİSİNİ BULUYOR
* Sonunda hafta sonu planı yapmaya vakit ayırıyorsunuz. Molly'den size eşlik edecek birini bulmasını rica ediyorsunuz. Bir saat sonra mesaj geliyor. Aradığınız özelliklere uyan Karen, (Bu arada kadınlar için de aynı teknoloji, eşit biçimde hizmette) davetinizi kabul etmiş. Molly rezervasyonları yapıyor ve "Karen'ın profil bilgilerini araştırayım mı" diye soruyor. "Hayır" diyorsunuz, "Sürprizi kaçmasın."
"Bugün 1 Ocak 2100, yeni yılın ilk günü varsayın. Sizi nazikçe uyandıran ses "Molly"den geliyor. Molly bir yazılım programı ve bütün gün sizinle birlikte olacak. Gözünüze kontakt lensinizi yerleştirmezseniz bu dünyada size yer yok, çünkü artık 2100'de yaşıyoruz..."
New York Şehir Üniversitesi'nde ders veren ünlü fizik kuramcısı Michio Kaku, kendini bilimsel keşiflere adamış 300'den fazla bilim adamıyla yaptığı görüşmelerden faydalanarak yazdığı son kitabında bizi 2100'e götürüyor.
EN ÇOK SATANLARDA BİR HAFTA ZİRVEDE KALDI
"Geleceğin Fiziği: 2100 Yılına Kadar Bilim İnsanoğlunun Kaderini ve Günlük Yaşantımızı Nasıl Şekillendirecek" adlı kitabın yazarı Michio Kaku, Japon göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 1947'de California'da doğdu. Yazarın bu son kitabı Mart 2011'de Allan Lane Yayınevi'nden çıktı ve "New York Times En Çok Satanlar Listesi"nde 5 hafta zirvede kaldı. Henüz Türkçe'ye çevrilmedi. Ama Kaku, ismini ilk kez bu kitapla duyurmuyor, 2008'de yayımlanan bir önceki kitabı "İmkânsızın Fiziği"yle de en çok satanlar listesinde uzun süre kalmış. Michio Kaku'nun resmi internet sitesine girerseniz, fiziğin rock starı gibi bir izlenime kapılabilirsiniz. Zira sitede fotoğraflarının basılı olduğu tişörtler satılıyor. Böylece "bilimi halkla buluşturan fizikçi" gibi bir sıfat ediniyor.
İCAT EDİLEBİLECEK NE VARSA ETTİLER DEMİŞLERDİ AMA..
Son kitabında "Tarih, eksik kalmış başarısız gelecek tahminleriyle dolu"diyor Kaku. "ABD Patent Kurumu Başkanı Charles H. Duell 1899'da, "İcat edilebilecek ne varsa icat edildi" demişti. Warner Bros'un kurucularından Harry M. Warner 1927'de sinema henüz sessizken "Aktörleri kim duymak ister ki"diyordu. IBM'in başındaki isim Thomas Watson ise 1943'te epey kötü bir tahmin yapmış: "Bilgisayar olsa olsa 5 tane satar." Michio Kaku bu örneklerden yola çıkarak "Gelecekle iddiaya girmek çok riskli, zira teknolojik gelişimi hepsi eksik hesapladı" diyor. Gelecekten haber veren tarihçileri, sosyologları, bilimkurgu yazarlarını, fütüristleri okuduğunu söylüyor. "Ama bilim dünyasının geleceğini öngören bu isimlerin hiçbiri bilimle birinci elden ilgilenmiyordu" diye yakınıyor.
Gelecek tahminlerinin neden tutmadığınıysa "Mağara Adamı Prensibi"yle açıklıyor. "Modern teknoloji ve ilkel arzularımız arasındaki çatışmayı çoğu zaman ikincisi kazanıyor. Güvenmek için temas etmeye ihtiyacımız var. Bu yüzden insansız şehirler belki de hiç var olmayacak, çünkü insanlar hiçbir zaman teknolojiye tam olarak güvenemeyecek" diyor.
Kaku'nun buradan çıkardığı sonuç 2100'ün teknolojilerinin özünde "yüksek dokunurluk" (high touch) olacağı. Yani Kaku'ya göre mağazada olmasak bile giysileri elimizle seçiyormuş gibi hissettiren; stadyumda bulunmasak da maçı sahada izlettiren aygıtlar 2100'de bizi bekliyor.
GELECEKTEN KARELER
* Kaku'ya göre tanrılara dönüşmek 2100'deki kaderimiz. Ama aracımız, ne sihir ne de iksir; bilgisayar teknikleri, nanoteknoloji, yapay zekâ, biyoteknoloji ve hepsinden öte tüm teknolojilerin temelindeki kuantum teorisi olacak.
* Bu yıllarda robot sektörü, geçen yüzyılın otomobil endüstrisinden daha büyük olacak. Her iş için robot satın alabileceksiniz.
* Gelecek yüzyıl "mükemmel kapitalizm çağı" olacak. Piyasaları bu kez gerçekten görünmez bir el değil, sınırsız bilgi şekillendirecek. Her ürünü en ince ayrıntısına kadar analiz eden kontakt lensler, fiyatları mükemmel doğruluğa çekecek. Yani kazık yemek yok!
* Bugün kişiye özel üretim çok pahalıyken, 2100'de her giysinin bedenimize uygun olanını fabrikaya sipariş edeceğiz. Nasıl mı? Kredi kartlarında bedenimizin 3 boyutlu kaydı, siparişi verdiğimiz anda fabrikaya yollanacak.
* Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler bebeklerinin ismi gibi, ne tip genlere sahip olacağı konusunda da uzlaşmak zorunda.
MESELA GELECEKTE NELER OLMAYACAK?
- Tümör 2100'lülerin anlamını bile bilmediği bir kelime olacak, çünkü tedavi yöntemleri tümör oluşumuna artık asla izin vermeyecek.
- Güneş/Hidrojen enerjisi fosil yakıtların yerini alacak.
- Kanser değil, kanserden ölmek tarihe karışacak.
- Turist rehber kitapları ve haritalara gerek kalmayacak. Kontakt lensler yol gösterecek.
- Yemek pişirmek artık sadece robotların işi olacak.
SERİ ÜRETİMİ OLMAYAN TEK ŞEY İNSAN BEYNİ
Michio Kaku, "Yeni yüzyılda emtia kapitalizminden, entelektüel kapitalizme geçeceğiz, çünkü seri üretimi yapılamayan tek şey insan beyni olarak kalacak" diyor. "Geleceğin para birimi aklıselim; yatırımıysa eğitim ve kültür olacak. Uzun soluklu rekabette fark yaratmak için robotların yapamadığına erişmek gerekir; yani ayırt etme ve mantık kurma yetisine..."
Kaku gelecekte fark yaratanları anlatmaya böylece başlıyor: "Yapay zekâ iki beceriye erişemiyor. Birincisi gördüğünü algılama yetisi. İkincisiyse aklıselim sahibi olmak. Mantık bize 'İp bir cismi çekmeye yarar, itmeye değil' derken, bir robot böyle bir sonuca varamıyor. Geleceğin meslekleri işte bu iki prensibe göre şekillenebilir. Mavi yakalıların bir kısmı, örneğin otomobil fabrikası işçileri yerlerini robotlara bıraksa da sanıldığının aksine bilgisayar devrimi birçok işkolunun varlığını ısrarla destekleyecek. Polislik, çöp toplayıcılığı, inşaat işçiliği, bahçıvanlık ve tesisatçılık gibi meslekler hep insanlar tarafından yapılacak. Beyaz yakalılardan işini ilk kaybedenler, hesap uzmanları, brokerlar ve küçük ofis çalışanları olacak. Aracı firmalar tarihe karışacak. Diğer yandan internet üzerinden saatinizi veya kontakt lensinizi kullanarak ev satın alabileceksiniz belki ama böylesi büyük bir yatırım yaparken size iyi okulların hangileri olduğunu, nerelerde suç oranının düştüğünü ve kanalizasyon sisteminin iyi çalıştığını anlatacak rehber kişilere her zaman ihtiyaç duyacaksınız. Geleceğin kazananları, yaratıcılık, oyunculuk, liderlik, bilim ve sanat gibi bizi insan yapan donanımlarımızı kullandığımız meslekler. Roman, senaryo ve oyun yazarları işlerini sürdürürken medya sektöründe her kafadan ayrı ses çıkmasından usananlar bilgece yapılmış yorumlara bugün olduğundan daha fazla rağbet gösterecek."
1 OCAK 2100 CUMA, SAAT 06.15
* Kayıtlara göre 72 yaşındasınız ama organlarınızın biyolojik yaşı 30. Daha uzun yaşamak için genetik programlanmaya tabi tutulan ilk nesilsiniz. 30'lu yaşlarınızda yaşlanmayı durdurmayı tercih ettiniz. Mesleğiniz robot tasarımcılığı.
* Yeni yılın ilk günü sabah 6.15'te ışıklar yanıyor ve duvarda tanıdık bir yüz beliriyor. Bu Molly, kısa bir süre önce satın aldığınız yazılım programı. Molly nazikçe "Uyan John. Kriz. Ofiste bekleniyorsun" diyor. "Bu kadar önemli ne olabilir" diye söyleniyorsunuz.
YÜZÜNÜZÜ YIKARKEN SAĞLIK TARAMASINDAN GEÇİYORSUNUZ
* Yatağı terk edip tuvalete gidiyorsunuz. Yüzünüzü yıkarken aynada, tuvalette, lavaboda gizlenmiş yüzlerce DNA ve protein sensörü harekete geçiyor, nefesinizde ve vücut salgılarınızdaki molekülleri analiz ederek en ufak hastalık belirtisini kontrol ediyor.
* Tuvaletten çıkarken kafanıza sardığınız kablolar sayesinde evinizi telepatik olarak kontrol ediyorsunuz. Böylece sadece düşünce gücüyle dairenizin sıcaklığını artırıyor, robot aşçınıza kahvaltı siparişini veriyor, manyetik otomobilinize garajdan çıkıp kapıya gelmesini emredebiliyorsunuz.
RETİNANIZDA PARLAYAN EKRANDA GAZETE MANŞETLERİNİ OKUYABİLECEKSİNİZ
* Gözünüze bir kontakt lens yerleştiriyorsunuz. Retinanızda parlayan ekranda internete bağlanıyor, günün manşetlerini okuyorsunuz. Bu sırada bir mesaj geliyor: "Şehri saran duvarlarda çatlak tespit edildi. Tamir edilmezse tıpkı geçmişte başka yerlerde olduğu gibi tüm şehir sular altında kalacak."
* Otomobilinize atlıyorsunuz, telepatik olarak sizi en kısa zamanda ofise götürmesini emrediyorsunuz. Manyetik otomobil anında internete bağlanıyor, GPS ve yoldaki milyarlarca çip trafiği anlık olarak gösteriyor.
HOLOGRAFİK GÖRÜNTÜ SANDALYENİZDE OTURACAK
* Ofise varıyorsunuz. Girişte plastik güvenlik kartı kullanmıyorsunuz. Kimliğiniz bedeniniz. İş arkadaşlarınız toplantıya yetişemese de sorun yok. Holografik görüntüleri sandalyeleri dolduruyor.
* Sizi ofise getiren krizin sebebi de duvarlardaki çatlak. Robotlar duvarı tamir edemediği gibi çatlağa zarar da veriyorlar. Duvarların tamiri için insan müdahalesi gerekiyor. Dolayısıyla her hareketinizi algılayan kuantum robotları başka bir merkezdeki insanlarla tek beden oluyor. Avatar filmini hatırlayın.
ELBİSELERİNİZ AMBULANS ÇAĞIRABİLECEK
* Günün yorgunluğunu çıkarmak için eve döndüğünüzde Molly, robot doktorunuz Dr. Brown'ın sizinle görüşmek istediğini söylüyor. Dr. Brown, rahatsız ettiği için özür dileyerek söze başlıyor. Alplerde geçirdiğiniz kayak kazası sonucu yaralanan kolunuzun mekanik bir kolla değiştirilmesinin iyi olacağını söylüyor. O kazada bilincinizi yitirmiştiniz. Neyse ki üzerinizdeki giysiler bu durumu fark etti ve ambulans çağırdı. Sağlık geçmişinizi hastanedeki robot doktorlara yükleyen giysileriniz hayatınızı kurtardı. Bu sırada zarar gören organlarınız mikro cerrahi uzmanı robot doktorlar tarafından yenileriyle değiştirildi.
ORGAN KLONLAMAK ARTIK BASİT BİR İŞ
* Organ klonlamak artık basit bir iş. İşte bu yüzden Dr. Brown yeni organlarınıza check-up yapmak istiyor. Elinizde cep telefonu büyüklüğünde bir kart var. Organlarınız üzerinde gezdirip MR çekiyorsunuz. Pankreasınızda kanserli hücreler tespit edildi. Kanserli hücreleriniz, Dr. Brown'ın sipariş ettiği nanopartiküllerle değiştirilecek. Yoksa kalan ömrünüz 7 yıl.
PAZAR GÜNÜ SİZE EŞLİK EDECEK BİRİSİNİ BULUYOR
* Sonunda hafta sonu planı yapmaya vakit ayırıyorsunuz. Molly'den size eşlik edecek birini bulmasını rica ediyorsunuz. Bir saat sonra mesaj geliyor. Aradığınız özelliklere uyan Karen, (Bu arada kadınlar için de aynı teknoloji, eşit biçimde hizmette) davetinizi kabul etmiş. Molly rezervasyonları yapıyor ve "Karen'ın profil bilgilerini araştırayım mı" diye soruyor. "Hayır" diyorsunuz, "Sürprizi kaçmasın."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.