Geçen sezonun kadrosu…
Sadece, hoca ve teknik heyet değişik…
Bir de başkan ve yönetim…
*
Bazı futbolcular kendini düzeltmiş…
Ancak bazıları hala olduğu yerde saymış…
*
İstekli ve atak başlayan Trabzonspor…
Mustafa Hoca’yı 1461’den de bu stille tanıyoruz…
Ancak, basit gol yiyen de bir Trabzonspor vardı sahada…
Bu kötüydü…
Çünkü ne kadar gol atarsan at; maçı, gol atarak değil, rakipten bir fazla atarak kazanırsın…
*
Trabzonspor ilk golü kısa sürede Adrian’ın ayağından buldu…
İkinci golü, Henriqe’nin şanslı vuruşuyla buldu…
Ancak akabinde iki gol birden yedi…
Şaşırtıcı bir dönüş vardı ortada…
İlk yarının sonlarına doğru, düşünüyorum da, kendi kalelerine gol atmasaydılar, ikinci yarı gol ile başlar mıydı?
Bilemiyoruz…
Bilmemiz de mümkün değil…
*
Umut veren bir takım vardı ortada…
Anlaşılan o ki: bu yıl çok gol atan bir Trabzonspor izleyeceğiz…
Yemediğimiz sürece de, zevkli olacak…
*
Maç içerisinde sürekli git geller oldu…
İkinci yarı bunu sadece Trabzonspor yaptı ama, ilk yarı her iki takım için de langırt gibi bir maçtı…
Top her an her yerdeydi..
*
İkinci yarıda Trabzonspor oldukça pozisyon yakaladı…
4-2’ye Rağmen hiç atak futbolu bırakmadı…
Bastırdı…
Bu noktada üzücü olan tek şey, pozisyonları kaçırmasıydı…
Onu da, teknik ekip değerlendirip, düzeltmek için gerekeni yapacaktır…
Bence teknik heyet için bu maçtan daha ziyade Beşiktaş maçı daha çok belirleyici olacaktır…
Mustafa Hocanın dikkat etmesi gereken ve mutlak kazanması gereken maç Beşiktaş maçı…
*
Başkan ile ilgili de birkaç bişey karalamak istiyorum…
Hacıosmanoğlu’nun ayak ayak üstüne atarak farklı bir havaya bürünmesi ve maçı rakip takım başkanının yanında öyle takip etmesi beni fazlasıyla rahatsız etti…
Trabzon insanı saygılıdır ki Trabzonspor Başkanı, zaten öyle…
Ancak Hacıosmanoğlu, Trabzonspor Başkanı olduktan sonra, mütevaziliği bir kenara bırakmış durumda…
Öte yandan, insanlara karşı konuşmaları da değişmiş durumda…
Bence başkan, muhasebe yapmalı…
Yolun başında bunu yapmalı ki, yol ortasında şirket iflas etmesin…
İnsanı makam yüceltmez, saygı yüceltir…