Türk milleti ile Kürt milleti eşittir iddiasında bulunabilmek için iki sonuç vardır.Ya cehaletten,veya Türk düşmanlığından bu yargıya varıyorsunuzdur.
Hemen şunu belirtelim ki hiçbir milleti oluşturan genetik ve fenotik faktörler, halklar, inançlar,diller ve geçmişlere dayalı kültürleri bakımından eşit değildirler.
Ancak insanlar doğuşta eşit doğarken çocukluk, gençlik, ergenlik ve gelişmişlik çağlarında mensup oldukları kültürlere,çevre koşullarına göre değişerek gelişirler.
Hafta içinde kalbe pil takma operasyonu için hastaneye yatınca yanıma 4-5 kitap aldım.
Bunlar Tarihi değiştiren liderler ,Tarihi değiştiren imparatorluklar,Tarihi değiştiren bilginler,
Eski Mezopotamya tarihi ve Atatürk ün İslam Dini anlayışının Prof.Dr.Osman Zümrüt tarafından değerlendirilmesidir.
Yazıda kullandığım başlık bu kitapların sonucu olarak ortaya çıkmaktadır….
Tarihi değiştiren liderler mutlaka ve mutlaka bir milletin kaynağından çıkarlar.Kitaba göre sıraladığımızda Büyük İskender,Sezar,Büyük konstantın(Roma imparatoru),Atilla Şarlman,Cengiz Han,Sultan Mehmed, VIII Henry,Sultan Süleyman,Şarlken, I Elizabeth,T Tokugawa Ieyasu, xıv luis,Çar büyük Petro,<Büyük Katerine,George Waschington,Napolyon,Ottao Von Bsısmarck,Vladimir Lenin,Atatürk,Adolf Hitler,Henrich Hımmler,Wiston Çorçil,Stalin,Harry Struman,İmparator Hirohito,Charkes De Gaulla,Mahatma Gandi,Muhammed Ali cinnah,David Ben Gorıon,Cemal abdulnasır,Yaser Arafaf,Fidel Castro,Che Guevare,Nikita Kruşçev,J.F.Kennedy,Maozedong,Ho Chi Minh,Martin luther,PolPOt,Margaret Thatcer,İmam Humeyni,Mihail Gorbaçov,Boris Yeltsin,Nelson Mandela ,dan oluşan 44 kişilik Listede ATİLA,CENGİZ HAN,SULTAN MEHMED,SULTAN SÜLEYMAN,ATATÜRK İsimlerine rastlamaktayız.Bu liderlerin kurduğu ,yönettiği devletler imparatorlukların ,halkların,milletlerin temel dinamiği,genetik DNA sının omurgasının Adı TÜRK MİLLETİ dir.tarih bunu böyle yazar.Bu liderler bir ummetin ferdi oldukları için değil milletlerinin lideri olabildikleri için Tarihi değiştiren Liderler olmuşlardır.
Burada Ne Kürt coğrafyası denen bölgeden kaynaklanan bir halk nede bir lider vardır.Arap Milletinden,İran milletinden var,Fakat Kürt izi veya kürt halkından yetişen bir lider yoktur.Yani Avvustralyada ,Brezilyada yerel haklar vardır ,fakat bugüne kadar dünya komuoyuna sundukları bir millet veya devlet kavramları bulgusuna rastlanamamıştır.o Chi Minh,H
Kemalettin Köroğlu nun Eski Mezopotamya tarihinin başlangıcının Perslere kadar uzanan dönemdeki tarihe baktığımızda hiçbir yerinde KÜRT beyliği veya Milleti yok.
Popüler Tarih anlayışındaki Tarihi Değiştiren Bilginler kitabı bize 38 kişilik Bilginler listesine Etnisite veya Türk devleti yönetiminde yetişen ve dolayısı ile etniste olarak ve yaşadığı dönemin mensubiyeti olarak Türk milleti mensubu : Harizmi, El Kindi, Battani, İbn Heysem, Biruni, İbn-i Sina,Ömer Hayam gibi bilginler Türklerin Orta asya ve İranda ki Selçuklu dönemi bilginleridir.
Görülüyor ki gerçek olarak tarihe iz bırakmış bir Kürt Milleti,beyliği veya devleti yoktur.Peki ne var?Kürt etnisite de insanlarımız, Kürt değilmidir. Gerçek olan şudur ki.Tarihin derinliklerinden gelen kuzey mezopotamya-doğu Anadolu bölgesi coğrafyasında kurulan şehirler ve şehir devletler vardır.Fakat onların hiç biri Kürt halkı veya milleti olduğu için değil,o bölgeye sonradan gelen gurupların egemenliği altında yıllarca yaşadıkları için varlar.Çünkü yerleşik şehir halkları dışında varoşlardan uzak dağlık ulaşımı,haberleşmesi zor coğrafyada kapalı ekonomi içinde yaşamaktaydılar.
Anadolu ya gelen Selçuklular ve Sonrası Yavuz Döneminde yerel yaşam alanlarında Türklere bağlı yaşama geçmişler ,1830 lar dan sonra şehir hayatına çekilirken İstanbulda kurulan aşiretler okulunda çocuklarını okutmaya,Diyarbakır ve Kerkükte açılan okulla eğitimle tanışmışlardır.
Osmanlı yönetiminde görevler alırken aşiretler aşirete bağlı insanları değil kendi çocuklarına bu olanakları sunmuşlardır. Abdulhamit döneminde de bunun karşılığı aşiretler devletleşmek için yabancılarla işbirliğini moda haline getirirken diğer aşiretlerin desteklerini alamamışlardır.Çünkü onlar millet ülküsü ile değil aşiretçilik olgusu ile halende hareket etmektedirler.
Cumhuriyet bunları TC yurttaşı olmanın ,aynı milleti oluşturan halkların ve Türk kökenli olanların eşitli içinde olmayı hedeflediği için oradaki aşiretlerden kaynaklanan feodal yapıyı kırmaya kalkınca kendisini güçlü gören aşiretlerin direnişini görmekteyiz.
Bugün PKK nin ve onun siyasal aktörleri olan KCK ve BDP örgütleri aalara,şeyhlere,seyitlere,aşiret reislerine dayanmamaktadır.Her ne kadar siyasal temsil anlamında partiler halen aşiret elemanlarına önem veriyor ise de bu sanal destektir.Çünkü köylerde,şehirlerde ve dağda yaşayan kürt guruplar yavaş yavaş insanı haklarının devletçe değil devletle işbirliği yapan feodal düzenin gaspettiği ni anlayacaklardır.Feodal temsilcilerde bunun farkında olduğu için geleceklerine çare aramaktadır.
Kürt olduğuna inanan insanlarımız bugün 1/3 u doğudadır.Gerisi batıda ve Ülke genelinde dir.Feodal temsilcilerin ise Ankara başta olmak üzere,İstanbul,Akdeniz ve egededir.Bu zenginliklerini aşiretlerinin oylarını,gelirlerini ticarileştirme ile elde etmişlerdir.
PKK ve Kürt olayının vazgeçilemez döngüsü budur. Çünkü federasyon, özerklik ve ana dilde devlette egemenlik sonucu ile bitecek bir barış kalıcı olamaz.
BU ülkede herkes eşit ve hür vatandaştır.Ama Güney doğuda Kürtler vergi vermez,çünkü üretmezler,elektrik parası vermezler.Batıda ve devlet coğrafyasında illegal tüm işleri yapanlara Geriye kalan Türk milleti hoşgörü göstermez.Hoş görü göstermesinde siyasal partiler rol kesemez..İşte tehlike burada.Hükümetin barış paketinde mutlaka yapması gereken doğudaki dini-aşiret-seyit-ağa-bey e dayalı aşiret ekonomisini halk-millet ekonomisi haline dönüştürmek olmalıdır.Bu yapılmaz ise barış olmaz.Yani aşiretler ile aşirete mensup kişi aşiret reisine sorup tarlasını ekmeye,kızını evlendirmeye,ekinin satılmasına,askere ve okula gitmeye kendi karar vermelidir.Devletle olan işi için ağanın aracılığına ihtiyacı olmamalı,Akşam evine gelince ailesinin reisi olduğunu ispatlayabilmeli ve en önemlisi aday olmak oy kullanmada ağaya tabi olmadığını yapabilmelidir.
Bunun anlamı yalnız okul,hastane,valilik binası yapmakla değil Tarım ve Toprak reformunu yapmaktır.
Türkiye devletinin Atatürk ve İnönü,Celal Bayarın yapamadığını,1950 den sonra DP-CHP-ANAP-Askeri rejimlerin yapamadığını yapmaktır.
Bu yapılma ise sonuç alınmaz. Hala daha oy ve iktidar için kendimizi kandırmayalım.
Türk milleti ile var olduğunu kabul edeceğimiz Kürt milleti eşitliği olamaz. Ancak elbette kabul edilmesi gereken yurttaşlık eşitliğidir.Onların bu hakkını engelleyen feodal yapıyı kırmadıkça özerklikte,federasyonda hatta devlette çözüm değildir.Çünkü orda yalnız kendisini kürt sayanlar değil Türk sayanlar vr diğer din gurupları da var.Buda kısa bir zamanda o bölgeye mahsus iç savaşı ve dış müdahaleye getirecektir.