SURİYENİN İÇ SORUNLARINA KARIŞMAK UĞRUNA

Tuncer ERGÜVEN

BATAĞA SAPLANIP , YERİNDE SAĞA SOLA DÖNÜŞLER 

Aylar önce Davutoğlunun Suriye stratejsi hakkında şunları yazmıştık ‘’ İster BOP projesi kapsamında ,ister Arap baharı yaklaşımında ,ister demokrasi adına ülkemizde savaş tamtamları çalınmaktadır.
Savaş tam tamları çalanlardan ,senaryolar yazarak savaşı körükleyenlerden çok savaştan ülke halkları,ekonomileri ve savaşan askerleri zarar görür.
Savaşın sonuna gelirken savaşanların arasına savaştıranlar girer ,barış çubuğu yakarlar ve arabuluculuk yaparlar.Her savaşın sonunda Barış imzalanır.
Savaşan ülkelerde insan ,mal kayıpları dışında harap olan ekonomi ve oluşan yeni dış borçlar ülke içinde çeşitli sonuçların ,hatta karışıklıkların,istikrarsız rejimler dönemine geçerler.
Savaştıranlar savaşanlara mallarını satmışlardır,onları borçlandırmışlardır,yeniden eski durma gelmek için yapılması gereken hizmetlere ve yeni askeri alımlar için bu kez barış yapan ülkelere malzeme,kredi, ve akıl satarlar,sömürüye devam ederler.
 
Türkiyenin Suriye de ki rejimi değiştirmek,demokrasi getirmek için gerekirse savaşmasına çanak tutanlar , destek verenler,arkasını sıvazlayanlar vardır.
Onlar PKK nin Türrkiyede kürt devleti kurması için yıllardır destek verenler değilmidir.Onlar Türkiye ile Nato da müttefik iken PKK ya mayın ,malzeme ve eğitim ,finas olanakları sağlayanlar onlar değilmidir.
Türkiyenin ,Suriye ile Savaşı halinde Nato seyirci kalacaktır.Fransa ve İtalya tarihi mirasının hortlatacak geleceğe oynamak için Suriye yi dolaylı yoldan desteklerken ,İngiltere sessizliği oynayacak,Rusya dişlerini gösterecek,Yunanistan ve Iran ve Ermenistan savaşan güçlerimizin bölünmesine çalışırken PKK ve KCK ülkenin her tarafında eylem yaparken,biz savaşı hem Suriyede hem de kuzey Irakta yapmaya mecbur bırakılacağız.
Savaş 10-15 günde bitecek. Sonunda Türk Ordusu Galip gelecek.Özel e Maraşal rütbesi verilebilmesine olanak doğabilir.’’
 
Peki bu yazımızdan günümüze kadar neler oldu.Suriye yönetimine müdahale ederiz derken,uçağımızı düşürdüler.Müdahale olarak Suriye hudutları içinde şehitlerimizi ve uçak parçalarını kısmen topladık. Çoğunluğu derinlerde duruyor.
TSK nin gücü Suriye için caydırıcı değildir.Aksine bizi savaşa çağırmak için kuzeyi boşaltıp PKK ya,Dostumuz Barzani ye  oraları terk etmektedir.Şimdi TSK efeleniyor.Özel paşa yı Atila Ateş paşa yı ciddiye alıp nalları topladıkları gibi ciddiye  alan yok.
Bunun anlamı TSK yı ciddiye almamaktır.Ülke olarak her gün Suriye ye ağır sözlerle çatmaktayız ,bizi ciddiye alan yok.
Bu hafta Ahmet bey Erbile gidip ‘’ bak ben geçen sene Esada fırça attım,haddini bildi,sende örnek al.Siz hepiniz Osmanlısınız gelin Osmanlı olalım,Irak,Musul,Erbil,Halep ,Şam hatta Ürdün ve İsrail, kudus dahil ,Osmanlı özlemindedir,bırakın ayrılıkçılığı,gelin benin stratejik derinliğimde birleşelim,yoksa Özeli üstünüze salarım,fena yaparım ‘’ diyecektir.
Sonuç olarak Ülke olarak geldiğimiz nokta kötüdür.yalnızız.Ne İslam dünyasından,ne Nato dan,Ne BOP tan,Irandan,Rusya dan sözde dahi olsa yanımızda kimse yok.Aksine bir savaş çıksa da hesabımızı görelim diyen Rusya-Yunanistan-İran,Ermenistan hatta sözde devlet İrak bile  hesap görmek için aportta bekliyor.
Bizim yargıtayımız da Cem evi ibadethane değildir kararı ile Cem evlerini yok sayarak kazanın altına benzin döküyor. Cami Kuranın ,Kilise incilin,Havra Tevrat kitabında yazan
Yazılı emir değildir.Dindarların dini ritüellerini yerine getirmek için geliştirdikleri ve kutsallaştırdıkları mekanlardır.
 
Bu duruma göre Alevi dini inançlarını yerine getirmek için  cem evini tercih ediyorlar ona hukuken ve dinen müdahale edemezsiniz.Unutmayın Anadolu,Kuzey irak,Suriye Alevileri sunnı Türklerden daha az Türk değildirler.
Eğer Kurtuluş savaşında Alevilerde Kürtler gibi diğer devletlerle işbirliği yapsalardı TC bugün yoktu.
Neyse Esas konumuz Suriye konusuna gelirsek ,gelinen durumdan Aksu; Çelik, Davutoğlu, Atalay gibilerinin çok memnun oldukları kanaatını taşımaktayım:
Başbakanımızın çabaları bu kan kaybını önlemeyecektir.Çünkü bu kişiler bana göre başbakanın devlet ve Türk milleti olmaya ait aidiyeti ve devlete bağlılık anlayışını onlar anlamamışlardır.