RİZE VE ÇAY SEKTÖRÜ HABERLERİNİN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI

Tuncer ERGÜVEN

Kalp pili takma operasyonum nedeniyle Hastahane ve evsel dinlenme günlerinde Rize basının öncülerinden, yılların gündemden düşüremediği Zümrüt Rize gazetesi sahibi Faik Bak oğlu bize okumamız ve zaman geçirmemiz için son 3 aylık Rize de yayınlanan dergi-mecmua,aylık-yıllık bültenler ve tüm mahalli gazeteleri 3-4 gün ara ile kargo ile gönderdi.Bu olanak sayesinde son bir aylık zümrüt Rize-Güneş-Nabız ve diğer gazetelerin ve mecmuları okuma fırsatını buldum. Rize nin görsel ortamda lideri olan Çay tv ve Kaçkar tv yanında dijital ortamda Çay Tv Haber Karadeniz,Pazar53,Haber53,Ajans 53,Olay 53 gibi görsellerdeki haberlerden ve köşe yazarlarından elde ettiğimiz bilgilerle olayları takip edebilmekteyiz.
Rizenin bir çok ilde olduğu gibi, henüz bir  master kalkınma planı yoktur.Sabah erken kalkan önüne gelen öneri,sorun veya düşünceye göre Rize nin  kalkınmasında rol biçer, vaziyet alır.
Temel sorunlarımız ile ilgili Rize de ki yerleşikler ve yöneticiler ciddi bir tavır almadan öteye idare-i maslahatı tercih ederler.Çok doğaldır ki il merkez yönetiminde  ,Çay sektöründe,Sivil toplum karargahlarında konuşulan,kamu oyuna,basına yansımayan önemli gelişmeler,çalışmalar vardır,vardır da basına kolay kolay yansımadığı için bilinmeyebilir.
Siyasal anlamda görünen manzara şu ki Bakan Yazıcı , Vekil Karal ve Vekil Bayraktarın çalışmalarına ,özellikle  karalın haftada 3-4 gün Rize de bulunarak gösterdiği çalışma dinamiğine  yetkililer gerekli alt yapı desteğini vermekten uzaktalar,yetişememektedirler.
İlimizde güvenlik ve idari bir sorun yok. Valilik  ve organizasyonu rutin işlerini yaparken ,Vali bey köy,kasaba,ilçe ayırmadan her yere  ayak basmayı görev haline getirirken,il dışındaki Rizeliler aktivitelerini onurlandırmanın yoğun hareketliği sebebi ile il içindeki randevu taleplerine geri dönüşü birkaç aya yaymakta,hatta unutabilmektedir.
İlin ekonomik kurmayları ise bu gün nerede olduklarını, neden sorunların devam ettiğini ,sorunların kimden ve nasıl kaynaklandığını düşünmeden ,mevcut durumun akıl,mantık ve gerçek bilimle izahını yapmadan gelecek hayallerini kurmakta ısrar etmektedirler.
Rize de yayınlan Çay dünyası adlı mecmuaya baktığımızda önemli olan bir kaç başlığa rastlamaktayız.
- ‘’ Çay sektörünün zarar etmesine göz yumulmamalıdır’’, ‘’ Çayımızı hak ettiği oranda satamamamız çay sektörü açısından vahimdir’’, ‘’ 50 000 ton kaçak çay girmektedir’’, RTSO ile ortaklaşa gerçekleştirilen proje Rize valiliği,Rize il Özel idaresi,Çayeli   belediyesi destekleri ile yapılan yatırım son aşamasına gelmiştir’’ haberlerini orta sayfada görmekteyiz.
Haberin sahipleri 10 yıldır bu sektörde söz sahibi olan STK Kurum başkanları ve kamu kurumları yöneticileridir. Bu sorunların bir kısmının oluşumundan bu beyler sorumludurlar, bir kısım sorunların oluşmasına zamanında seyirci kaldıkları ve bozuk düzende yaşamayı sevdiklerinden sadece şikayet etmektedirler.
Bu şikayetlerini kime yapmaktadırlar Rizeli bakanlara,Vekillere yaparlar.BU durum bundan önceki iktidarda farklı değildi.O günlerde 80 000 ton kaçak çay geliyor diyen genel müdür vardı.Borsa başkanı RTSO başkanı,Ziraat odası genel merkezi vardı ve sadece şikayet ederlerdi.
Bu günde aynı söylem var.Bakınız beyler; Elinizde RTB ,RTSOB,Ziraat odası kaynakları var ,para sıkıntınız yok,Var ise İstanbul da ki çay pazarlama şirketi  kaynakları da var.Yani kaynağınız var.Cesaretinizde var ise.Yapılması gereken ayrıntıları da biliyorsunuz.O halde Kaçak çay işini çözersiniz.
Örneğin senenin son gününde 10*25 bin ton üretilmemiş, kdv si tahsil edilmemiş ocak şubat aylarında sevk edeceğiniz çayları satarak bilançoları sektörde görmemiz mümkün olduğu gibi bilançolarda satışlar bölümünde Brüt satışlar,ıskontolar,indirimleri göstermeden Net satış ve brüt satış kalemleri aynı rakamları olan sisteme alkış tutanlarımızı görmekteyiz.
Değerli yetkililerden bir üretici olarak,kıyısından,köşesinden bu sektörde bulunmuş biri olarak ve Rizenin sorunları ile kafa yoran bir kişi olarak şunları önermekteyim.
1-Önce doğudan başlayarak tüm paketli üretim yapan  çay paketleme fabrikalarını tespit edin.Vergi dairesinden,il tarım müdürlüklerinden kontrol ve denetimine avukatınızla müracaat edin ve noterden aldıracağınız numunelerle beraber ,mahkeme kararı ile tespiti dela-il yaptırın.Çayların nerden geldiğini,yılda kaç ton paketlediklerini ,akredite laboratuarlar da kalite kontrolunu yaptırarak,kaçak ve kalitesiz üretim yapanların  haklarında haksız rekabette dava açma cesaretini gösteriniz.
2-Önce kendi firmalarınızın, Çay-kur dahil piyasadaki markaların noter huzurunda örneklerini çeşitli illerdeki satış raflarından alıp içindeki çayların Türk gıda kodexine uygun olup olmadığını akredite bir laboratuarda analiz ettirip sonuçlarına Çay müstahsiline açıklayıp,kodexe uymayanları toplattırıp adli mercilere baş vurabilecek iradeyi gösteriniz.
3- Çay-kur dahil tüm özel sektör kuruluşları adına mademki dünyanın en kaliteli çayını üretmeye ve 10 yıl içinde 50 000 ton çayı 10 dolar/kg dan 500 000 000 dolar ihracat  geliri sağlayacaksınız.Halen 80 000 tona yakın stokunuz ,40 000 ton çöpünüz niye var gerekçesi nedir,üreticilere anlatırmısınız.
4-Dünya çay ticaretinde hangi kalite değerlerinde çay FOB olarak 10 Dolar/kg dan hangi ülkelerin ,hangi kaliteli çayları satılmaktadır.
5- 1200 000 ton yaş çay rekoltesinin içinden çıkan 40 000 ton çöp değerinin yaprak olarak karşılığının 300 000 ton yaprak olduğunu ,bunu düşerseniz rekoltenin 900 000 ton yani 180 000 ton daha kaliteli kuru çay olduğunu,bununda iran ve kaçak çaylarla mücadelede faydasını neden sektör lehine kullanıp üreticinin 300 milyon tl zararına sebep olunurken, bu zararın sektördeki firmaların uygulamaları sonucu olduğuna göre zarara göz yumanlar dan kimi kastetmektesiniz.
6-Ortak projenizin girdilerini-çıktılarını-maliyetlerini ve ürün maliyetleri  ile kullanacağınız  teknik süreci açıklamanız çok yararlı olacaktır.

Sayfalarda geçmişe dönük sorumsuz ve yetkisizlerin akademik çalışma aktörlerine de rastlamaktayız. Eğer yazılanlar doğru ise daha sonraki sayılarınızda yukarda ki konulara açıklık getirirken akademik usullerle şu hususları açıklamanızda öğrenmemiz bakımından yarar olacaktır.
1- 1980 yılında alınan 485 000 ton yaprağın 1981 de 185 000 tona indiren, yaprak ne oldu sorulunca ‘’yaş çaydaki  hayalı yazılımları önledim diyen’’,1983 yılında 260 000 ton yaprak alacağım diye bütçe yapıp ,440 000 ton yaprak alınca ‘’ aldığımız verim artırıcı teknik tedbirlerle üretim artırıldı’’ diyen, ‘’dekara 10 kg yaprak alımı ,haftada bir gün münavebe,bir gün hafta tatili ‘’ uygulamasını getiren,Standart dışı yaprak gelince çöp işleme modeli üretimi Türk çaycılığına kazandıran, çaycılığımızın köküne kibrit suyu döken, uygulama devrimleri kim ve kimlerin eseridir.
2- Türk çaylarında fenol ve polifenol oranlarının aylara ve iklim koşullarına göre dağılımını Üniversite iş birliğinde yapıp dünya çaycılığı standardında yeri olmayan fenolleri TSE standardına koymak için Hüsnü Gökalp beyle araştırma yapıp TSE ye kabul ettirerek uygulama isteyen kadroda kimler vadır?

 Eğer1991 de hazırlanan ve  kabul edilen TSE standardı uygulansaydı Temmuz ayında kampanyayı kapatmamız gerekecek bu rapora göre Türk Çay-kur çayı paketlerine ikinci sınıf yazılsın kararını aldıran çay-kur ekibinde kimler vardı. Bu konuda doktora çalışması ve TSE standardı raporunu yazanlar çay sektörüne hangi hizmeti  vermeyi amaçlamışlardır.
3- Çay sektöründe yatırımları olan sanayicilerimiz rakip ve ikame malları durumunda olan bitkisel çayların pazarda büyümesine neden seyirci kalmaktadırlar.
Bu sorulara ben şimdilik  cevap bulamadım. Belki muhatapları söylerler veya yazarlarda bizde öğreniriz, Çay üreticileri de öğrenir.