TC Devletine vatandaşlık aidiyeti ile bağlı olan yurttaşlarımızın devletimiz hudutları içinde eşit ve hür yaşamaya ,seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu gibi devlete karşı olması gereken yükümlülükleri de yerine getirme
görevi vardır.
Devlet yurttaşlarının güvenlik ortamı içinde ,eşit olarak eğitim,sağlık,fırsat eşitliği,ekonomik yaşam ortamı yaratmaya mecburdur.Devletimiz bu ilkelere sevr anlaşmasını tanıyarak verdiği istiklal savaşı sonrası kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile hayata geçirmeye çalışmaktadır.
Feodalizm,köktencilik,ırkçılık,radikalim ve ideolojik görüş lerden beslenmeyi maharet sayanlar farkında olmadan yabancı etkileşimde de kalarak devletin yapısını tahrip etmeye çalışırken Cumhuriyet hükümetleri
Bu yıkıcı faaliyetlere karşı durmaktadır.
Sn. Başbakanın konuşmasında laf sıkıştıran bir dinleyicinin Ceylan Pınarda ki personel alımında bölgesellik talebine verdiği çok doğru bir cevap var.Başbakan ‘’ Ceylan pınar TC hudutları içindedir ve her türk vatandaşı burada yaşama ve çalışma hakkına sahiptir ‘’ anlamında doğru ve net tavır sergilemiştir.
Sn. Başbakan daha sonra Bölge sakinlerinin elektrik faturalarını ödemelerini hatırlatarak her Müslüman için haram olacağı gibi o yöre sakinleri içinde kaçak elektrik kullanımının günah olduğunu, orada sakinlerinin de böyle bir günah işlemeyeceklerinden emin olduğunu ifade etmektedir.
Söz konusu olan güney doğu ise: Elektrik faturalarını ödeme adeteleri pek yoktur,hudutları gelip geçmekte,kaçak mal taşımakta,gerillacılık yapmakta,katliam yapmakta üstlerine yoktur.
Uludere de kaçakçılık yapanlar,TC hudutlarını yok sayanlar ,halkı isyana teşvik edenler ,terör yaratanlar BDP-Kürtçü aydınlar ve yandaşlarına göre suçsuz imişler.Ancak devlet kaçakçılığı engellediği için ,isyancıları bastırdığı için,bölgeye okul,yol su ve insanca yaşam hakkı tanımada ,insan olmanın üstünlüğüne bölgede hizmete dönüştürmede suçlu sayılmaktadır.
Söz konusu bölgede çoğunlukla elektrik faturası ödenmez.Tedaş bunları tahsil etmedi,yani devlet tahsilat yapmadı.özel sektöre devretti yine tahsil edilmiyor ve bedel söz konusu bölge dışındaki yurttaşlardan tahsil ediliyor.
Geçenlerden fatura kesim tarihindeki farklılıktan doğan gecikmeden kapımıza bir bey dayandı, ihbar yok,haber vermek yok,evde tedbir almaları için uyarmak yok , ben elektriği kesmeye mecburum diyor ve mühürlemeye kalkabiliyor..Evde insan var.Elektrikle çalışan aletler var ve depozite de var,onları dikkate almıyor.
Peki Karadenizlinin elektriği kesilir ,ayrılıkçı ,PKK yandaşlarının elektriğini kesemeyen Tedaş ve özelleştirme şirketleri kimin şirketidir,Kimin adına faaliyet gösterirler. BU durumda devlet nerdedir? Yurttaşlar arasında eşitlik nerdedir ?İstediği gün, istediği kadar tahakkuku yaparak ,Elektrik kesim parasını dahil depozitemiz olmasına rağmen bizden alabilen devlet doğuda neden bunu yapmazda ,onunda parasını bizden tahsil eder.