ÇAY TARIMINDA SANAYİİ GÜBRESİNİN YARATTIĞI SORUNLAR , ORGANİK TARIM

Tuncer ERGÜVEN

Bütün bitkilerde olduğu gibi çay bitkisi de topraktan aldığı besin maddeleri ile büyür,gelişmesini yapar,meyvelerini verir, yaşamını sürdürür.
Çay bitkisinden senede 3-4 kez 50-100 arası yeşil yapraklarını 2,5 veya 3,5 hatta 4 yaprak olarak olarak koparır fabrikalara satarız.
Bunun anlamı şudur çay bitkisi mikro ve makro besin elementlerini topraktan alır iken o elementlerin yoğun olarak toplandığı yaprakları biz  yaş çay yaprağı olarak satarken topraktaki besin maddelerinin azalmasına ve bitirilmesine sebep oluruz.
Eğer her yıl bitkinin yeni yıla girerken ihtiyacı olan besin maddelerini toprağa vermezsek yapraklar istediğimiz normda gelişmez ,üretim miktarı düşer.
Toprağa verilmesi gereken iki gübre türü vardır.
  • Organik gübre vererek toprağın yapısının ,yumuşaklığını ,yanı su tutma ,besin elementlerini tutma kapasitesini,düzeltir ve asgari 3 yılda bir verilmelidir.Peki bu gübre nedir ?Üretici çaylığına organik gübre verirmi ?Bu konuda Çaykurun önerilerine önem verirmi ? GENELDE HAYIR.
Organik gübre yanmış hayvan gübresi ve onunla karışım halinde olan hayvan altlığına serilen organik bitki materyalinin çürümüşü dür. Üreticide çok az vardır veya çoğunda hiç yoktur. Çünkü çay çiftçisi hayvancılıkla artık uğraşmaz.Çürütebileceği tek organik materyal budanan çay artıklarının aynı bahçede çürütülmesidir , onu da yakar veya bir kenarda çürümesini beklerse de çürümüşünü alıp bahçeye sermez.
Budanan çay bahçesinin içinde toprağın yapısına fayda temin edecek hiçbir işlem yapmaz, hatta budanmış bahçelere soya fasulyesi ekin , çiçekli dönemde veya fasulyeleri topladıktan sonra kökleri ve saplarının çürümesini sağlarsanız toprağı hem organik materyal hem de azotla zenginleştirirsiniz önerilerimiz hiç dikkate alınmadığı tarafımızca bilinen bir gerçektir.Soya yani bakla dediğimiz bitkinin köklerindeki yumrucuklar havadan alınan serbest azotun depolandığı ve toprağa intikalini sağlayan bir süreçtir.
  
*Diğer gübre türü sanayi gübresidir. Topraktaki eksik besin maddelerinin sanayi üretimle elde edilen gübre çeşitleri ile tamamlanması işlemidir.Çaykur – Ankara Ziraat fakültesi ile işbirliği yaparak yıllarca mikro ve makro besin maddeleri çalışmasını yaptılar ve 5-2-5 NPK kompoze bir gübrede karar kıldılar.Bugün bu tarz gübreyi Kenya da kullanmaktadır.
 
*Gübreyi kooperatifler çiftçiye satar.Onlar temin ederler.Çaykurun hukuki bir yaptırımı olmaz.Ancak en direk müdahalesi olabilir.Nitekim 1993 den itibaren bunu yapınca çiftçi Çaykur ne karışıyor demiştir.Yapılan müdahale neydi? Her yıl aralık sonu veya ocak ayında Çaykur bankalara verilmek üzere kooperatiflere bir teminat mektubu geçerliliğinde mektup verir. Bu mektubu ilk kez 1993 de Türkiye Gübre sanayinden alınacak proforma tekliflerden yukarı fiyatlara mektup vermemiştir.Ayrıca dekara 100 kg değil 40-50 kg mın yeterli olacağında ısrar ederek kayıpları dikkate alarak azamı 70 kg ölçeğine göre mektuplar tanzim edilince.Dönemin kooperatif başkanları ayağa kalkarak , Çaykur karışamaz yaygarasını koparmışlardı.Ancak her şeye rağmen ilan edilen fiyat 2285 TL iken bu baskımız sonucu 1400 tl ye gübre satılmıştı.Ancak üreticiye göre Çaykur üreticinin fazla çay üretimini engellemekteydi.Çaykura göre ise fazla gübre demek üreticinin cebine ve toprağına zarar demekti.Şimdi yıllar sonra Sanayi gübresi ile topraklarımızı kaybettik edebiyatını yapanlar bu işler yapılırken hangi saftaydılar ,önce onu düşünerek suçlu aramalıdırlar.
Halen stoklarda 60 000 ton civarında çay var.Yılda 200-220 bin ton kuru çay üretimi yapılıyor,%25 e varan atık çöp çay üretiliyor.Bunu neden üretiyoruz sorusunu soracaklarına topraklarımız gitti-sanayi gübresi kullanmayalım-organik tarıma dönelim , ülkede ve dünyada bu konuda lider olalım cilalaması ile meşguller.
Organik çay fabrikasının kurulması doğrudur.Ürün çeşitleme bakımından uygundur.Ancak organik kuru çay için önce yaprağı organik üretmek gerekir.Kesinlikle sanayi gübresi kullanamazsınız.O halde organik üretime geçtiğiniz sene NPK gübresini doğru miktarda ve zamanında kullanarak elde ettiğiniz ürünün ancak %50 sini elde edersiniz.Yani Hemşin bölgesinde dekara 1000 kg çay satıyorsanız organik tarımla 500 kg çay satacaksınız demektir.
Bu durumda üreticiden halen geçerli olan fiyatlara göre 2.5 tl/kg fiyat bulması gerekir.Bu fiyatı destekleme politikaları ile sübvanse edebilirsiniz.Fakat ülke genelinde ham maddesi 2.5 tl. den yaş yaprak alırsanız bugünkü verimlilik esasına göre 6 kg ham maddeden 1 kg kuru çay yaparsanız 15 tl den maliyetinizle mamul paketli maliyetiniz 30 tl olur/kg olur.Çaykurun bayilere verdiği bayı gelir marjı %25-32 arasında değiştiğine ve kendi karını da dikkate aldığımızda 45-50 TL/kg dan satışa sunması gerekir.
Türk çay tüketicisi bu fiyatı uygun bulurmu ? marjinal ve yüksek gelir gurupları bunu alabilir ancak Türk çay tüketicisi bugün için 10 TL/kg/ 25 Tl/kg ödeme tercihindedir.
O halde Çaykur bu ürünü ürün çeşidi bulundurma bakımından üretmelidir ve bunu yaparken devlet desteğine değil ürünün satış kabiliyetine öre eş değerde üretim yapmalıdır.
O halde Çaykur tüm üretimini gelecekte veya 10 yıl içinde organik çay üretimine dönüştürülmelidir hedefi yanlıştır.
Çünkü siz Çaykur olarak üretiminizi organik üretime çevirmek için tüm plantasyonları-bahçeleri organik üretime dönüşmesi demektir.Bunun anlamı türk çay pazarını organiğe dönüştürmek demektir.
Üretici bakımdan anlamı ise 1 150 000 ton-1 300 000 ton arasında değişen yıllık yaprak rekoltesinin 500 000 ton- 600 000 tonlara düşmesi ,kuru çay üretiminin de 90-120 bin tona düşmesi demektir.
Bir başka açıdan anlamı da üreticinin bugünkü gelirinin %50 azalması demektir.Eğer tüm dünyadaki organik tarımcılara verilen değerde çay fiyatı yani bugün sattığı yaş yaprağa göre 2.5 kat artırırsanız bugünkü 180-200 bin tonluk iç pazarı hem siyah çayda,hem de organik çayda dünya çay tüccarlarının emrine verirsiniz.Çünkü onlar 3-5 dolar/kg a getirecekleri çaylardan 10 dolar/kg net geliri Türk çay idarecileri sayesinde kazanıp Türk çaycılığını sistem dışına atarlar.    
Bu yanlış hayalden vazgeçilmelidir ve Türk çay bahçelerinin gerçek kabiliyetinde yeterli oranda ve doğru zamanda gübreleme yaparak taze,lif vermeyen yaprak üretimini gerçekleştirmeliyiz.Çaykurun ve bölgedeki tarım teşkilatlarının toprak analizi yapacak laboratuarları vardır.Bahçesinin ne olduğunu merak eden alır bir toprak numunesi ,analizini yaptırır ,bir dekar çalıktan ne kadar yaprak verdiğini öğrenir Çay araştırmadaki uzman arkadaşlara gider,tahlil ve üretim sonuçlarını söylerse uzmanından ne kadar gübre ihtiyacını öğrenir.Bunu yaparsa toprağını tanımış , ne kadar gübre kullanacağını da öğrenmiş olur ve kendi gerçeğini görür.
Topraklarımızda sürekli amonyum sülfat kullanımından bozulan PH değeri NPK kompoze 5-2-5 gübresi ile değişmiştir.Ancak 5*2*5 gübresinin ekim ayından önce satın alınması ve N kısmının mutlaka amonyak veya üre kökeninden ürettirilmesi gerekmekte olup Mart 15-Nisan başında da toprağa tekniğe uygun olarak atılması gerekir.Buna uymazsanız yani Ocakta sipariş verirseniz gübrenin en pahalı döneminde satın alır,toprağa ulaşıncaya kadar gecikeceğiniz için paranızı kısmen sokağa atarsınız.
Bu yılın gübre fiyatı 1200 Tl%ton civarında.Çakurdan,Tarım bakanlığından,gübre satıcılarından ve üreticilerinden bir yıl 600-800 tl diğer yıl 1200 tl/ton nun nedenini izah etmelidir. İster organik tarım yapın ,ister bugünkü gibi tarım yapın siz zaten 3 yılda bir bahçenize organik gübre anlamında hayvan gübresi veya çürük bitkisel gübre vermeniz gerekir.
Geriye yaslanın ve düşünün kaç kez bunu yaptınız,kaç kez budamadan sonra toprağınızı hafif çapalayıp toprağınız havalandırdınız ? cevabınız yoktur.Çünkü yapmadınız .
Yukarda değindiğim 1993 yılında Tügsaş devlet kuruluşu gübre fiyatlarına %85 zam yapmasına rağmen çaykurun baskısı ve müdahalesi ile bir yıl önceki fiyata nasıl gübre temin edildiğini ilgililer öğrenebilirse soruna çare bulurlar.Fakat öğrenmek yerine sadece şikayet etmeyi ve sonrada suçlayacak adam aramaya kalkmak daha kolaydır.