Artık normalleşmişiz. RTÜK’e Tecavüz, ensest ilişki ve şiddet üstüne yapılandırılmış dizilerden artık daha az şikâyet geliyormuş.
2011 yılının ilk dokuz aylık döneminde RTÜK’e 56 bin 322 şikâyet gelmiş. Oysa 2010 yılında RTÜK’e gelen bu şikâyetler 86 bin 300 civarındaymış. Bu durum dizilerde işlenen uç hayatların ve çarpık ilişkilerin halk tarafından kabul edilmesi anlamına geldiğini belirten RTÜK uzmanları bu tür konuların normalleşmesini korkutucu bir durum olarak nitelendiriyorlar.
Hemen aklıma şu soru geliyor. Millet RTÜK’Ü ARAYA ARAYA BIKMIŞ OLABİLİR Mİ? Bu da hemen akabinde şu soruyu doğuruyor. Madem halk sizi arayıp binlerce şikâyette bulundu da siz neden bu şikâyetlere çözüm bulamadınız? Sorular devam ediyor. Acaba halkı normalleştiren RTÜK olabilir mi? Soruların ardı arkası gelmiyor.
Yasakçı bir zihniyetten yana değilim ama anormal her durumun normalleşmesi gerçekten korkunç.
Tabi bu arada saçma salak dizi furyasının ekmeğine yağ süren izleyenleri de eleştirmeden yapamayacağım.
Bir akşam yemeğine bir arkadaşına gittiniz. Arkadaşınız yememiş içmemiş sofrayı A’dan Z’ye donatmış. Bir kuş sütü eksik. Siz önünüze konulan her yemeği yiyebilir misiniz? Bazıları midenize dokunur bazıları da zevkinize. Bazı yiyeceklerde ilgi alanınıza bile girmez çünkü insanoğlu tercih yapabilen bir varlıktır. Eğer ayırım gözetmeden önünüze konulan her yiyeceğe el uzatırsanız mutlaka bunun ceremesini sancılanarak çekersiniz.
İşte TV kültürü de böyledir. Tercih yapamadığımızdan dolayı önümüze konan her yapımı izleyip yapımcıları da yanıltıyoruz. Lütfen tercih yapın. Tercih yapmak faydanın ta kendisidir.