GÖKYÜZÜ GÖRÜNMEYEN ŞEHİR

Serpil TUNCER
Güzel ülkemin yeşile doymuş bir şehridir Rize. Çay bahçelerinin, büyümekten yorulmayan ağaçların, ‘’Aaa ! Burada narenciye de mi yetişir?’’diye ziyaretçilerin birbirlerine hayretle sordukları eşiz doğasıyla cennetten koparılmış bir yerdir.

          Yeşili mavisi bir tarafa ben en çok yağmurunu severim. Anadolu’nun ıssız bozkırlarını aydınlatan güneşe burada rastlayamazsınız. Güneşi görseniz bile görüntüsü gökyüzünde çok kalmaz; çünkü yağmur bulutları güneşi gizler. Bu yüzden ben bu şehre ‘’Gökyüzü görünmeyen şehir ‘’derim.

         Her ziyaretimde Rize ile ilgili hayal kırıklığım günden güne artıyor. Dolgu sahili biraz daha denize uzamış ve en kötüsü Rize, o yeşil dokusunu kaybetmek üzere. Eskiden merkezin tepesindeki yamaçlarda tek tük olan evler artık yerini kocaman yapılara bırakmış.

       Yeni yapılan binalar çok yüksek katlı ve bölgenin coğrafi dokusuyla uyumlu değil. Tahta işlemeli balkonlara, ahşap kapılara, kocaman çatılara, sarmaşıkların dolandığı merdivenlere artık rastlanmıyor. Bir betonlaşma çılgınlığı almış başını gidiyor.

      Pek tabi ki artan nüfusa yeni binalar gerekir ama doğal dokunun da korunması gerekir. Hemen sahilin girişine yığdığınız 10–15 katlı binalar şehrin tüm güzelliğini alıp götürüyor ve gördüğüm bir diğer eksiklik de eski yapıların restorasyon çalışmalarına yeterince önem verilmeyişi.

    Bulutlardan görünmeyen gökyüzü artık binalardan dolayı gözükmüyor. Bu da şehri kasvetli ve sıkıcı yapıyor.

    Sizin anlayacağınız gökyüzü sahiden görünmüyor.