Malum, bundan tam 13 ay önce mart ayında Koronavirüs (pandemi)hayatımıza girdi.
O gün bugündür maalesef hayatımız, düzenimiz alt üst oldu.
Eğitiminden alış verişine, tatil ve gezme, kısaca yaşantımızın tüm düzeni alt üst oldu diyebiliriz.
Özellikle şu son on günden bu yana zirve yapan vaka sayıları, ölüm oranları, bulaşma riski derken vatandaş neyi nasıl yapacağını valla şaşırmış durumda. Tabii ki bu durum tüm vatandaşın ekonomik durumunu, bunun yanında küçük ve orta dereceli esnafı da derinden etkiledi.
Birçok sektör yaklaşık bir yıldır ya tamamen işyerini kapatmak zorunda kaldı; ya da belirli aralıklarda işyerini açtı. Belli zamanlarda gelen kapatma talimatları ile işyerlerini kapattı. Bu sürede açık olan işyerlerinin durumu kapalı olanlardan biraz iyi.
Pandemi bununla da kalmayıp, bu süreçte bozulan ekonomi vatandaşın harcama eğilimine de sekte vurdu. Gıda ve temel ihtiyaç maddeleri dışında harcama yok denecek kadar azaldı. Hafta sonlarında uygulanan sokağa çıkma yasakları, genel olarak alış-veriş işlerini hafta sonlarına bırakıldığı ülkemizde esnafı zor durumda bıraktı.
Restoran, lokanta, kafe, çay bahçesi gibi işletmeler uzun süredir kapalı iken yakın zamanda belirli şartlar ve süreler dahilinde açıldı. Genelde akşam yemek saatinde yoğun olarak çalışan lokanta ve restoranlar akşam saat 7’de kapatmak zorunda. Yüzde elli müşteri kapasitesi ile çalışıyorlar. Bir çok esnaf uzun süredir kapalı olduğu için ne vergisini ödeyebiliyor, ne kirasını. Üstüne üstlük kapalı kaldığı sürece geçimini sağlayabilmek için aldıkları kredileri, kredi kartı borçlarını bu kısıtlı iş imkanları ile kapatmaları mümkün görünmüyor.
Bu süreçte işyerleri kapanmayan esnafın durumu da çok farklı değil. Azalan satışlar, alım gücünün düşmesi, sürekli zamlanan fiyatlar; esnafın, tüccarın belini bükmüş durumda.
Bunun yanında dengesiz kur seyri de vatandaşın alım gücüne yansıyor. Benim döviz ile işim yok demesin kimse. Artan kurlar, faizler cebimizde ki Türk Lirası’nın değerini günden güne eritiyor.
Esnaf ve vatandaşın büyük kısmı pandemi koşullarına riayet etmeye çalışıyor.
Fakat dertliler.
Kısıtlamalar, ekonomik zorluklar sıkıntı veriyor. İş yerini yüzde elli kapasiteye düşürmüş durumdalar. Uygulamalara anlam vermekte zorlanıyorlar. Bir kafeteryada yada bir restoranda 3-4 kişi bir arada oturduğunuzda virüs bulaşıyor ama; bir çok konu da da serzenişte bulunuyorlar.
Pandemiden dolayı yapılan cenaze namazlarında bile sıradan bir vatandaşın cenazesine en fazla 30 kişinin katılmasına müsaade edilmezken, bir sanayici, iş adamı, veya bir siyasi yakının cenazesinde hayli kalabalık bir topluluk bir araya geliyor ve ne hikmetse virüs orada yayılmıyor.
Velhasıl küçük ve orta halli esnaf, tüccar zor durumda. Herkes bir şekilde dişini sıkıyor bu illet ortadan kalkacak işler düzene girecek diye bekliyor ama; enkazın boyutu henüz belli değil.
Zaten bugünkü gidişat ise hiç iç açıcı değil.
Yetkililer enkaza iş bittikten sonra mı bakacak? Yoksa bir takım eylemleri vakit geçmeden uygulayacak mı?
Zaman içerisinde bunları hep birlikte göreceğiz.
İnşallah sonumuz hayırlı olur....!