Yaşadığı süre içerisinde kirli yaşayıp, temiz geçinenler var ki; şu toplum içinde!...
Ancak her nedense, bir türlü kirli olduğunu kabul etmez. Ancak yaşadığımız hayatın hemen her safhasında bir takım kirliliklerle karşılaşıyoruz. Çünkü bu kirlilikler üzerimize bir şekilde sirayet etmektedir!...
İsterseniz bu kirliliklerin neler olduğuna kısaca değinelim:
SOSYAL BEDENİ KİRLİLİKLER: Suya sabuna dokunmadan bu kirlilikten kurtulmak imkansızdır. Ağız kokusu, yaz geldi ayak kokusu, üst-baş kirliliği vs…
BİLGİ KİRLİLİĞİ: Her nedense bir türlü rayına oturmayan eğitim ve eğitimdeki kargaşadan kaynaklanan kirlilik ki, nerdeyse bir ömür iz bırakan cinsten bir kirliliktir… Çok şükür ki; son yıllarda düzelme eğilimine girmiş bulunmaktadır.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ: Millet olarak çevre duyarlılığımız yeterince diyemem, çünkü hiç gelişmemiş. Çünkü şu sokaklarda eğer her sigara içen insan izmaritini yerlere gelişigüzel atıyorsa, elindeki her hangi bir maddeyi istediği gibi istediği yere atabiliyorsa, kesinlikle ne insanlıktan nasibini almış , ne de toplumun saygın insanları olabilirler. Onlardan hiçbir şey olmaz. İşte temiz bir çevre isteyen bizler, maalesef kirletenin de bizler olduğumuzu hesaba katmıyoruz.
TEKNOLOJİK KİRLİLİK: Son yıllarda bu tamamen zirve yapmış. Nasıl mı? Gerk TV, gerek telefon, sosyal paylaşımların yapıldığı bilgisayar ve internet gibi teknolojik araç gereçlerin özellikle de baz istasyonlarının insan sağlığı ve ahlaki çöküntü üzerindeki olumsuzlukları ben şahsen saymakla bitiremem. Bitmez!...Hangi birinden nasıl kurtulacaksınız ki?...
TOPRAK KİRLİLİĞİ: ONA ÇOK KISA DEĞİNEYİM: Milli ürünümüz çayın durumu ortada. Verim ve kalite maalesef topraklarımızın kirliliği nedeniyle yok. Sebze meyve yetiştiriciliği hiç kalmadı. Dışa bağımlılık ve hazır hormonlu varken niye yetiştirelim ki?
SİYASİ KİRLİLİK: Bir çok siyasi oluşumların en iyisinin kendileri olduğunu iddia ederek halka refahı yaşatacağını ve memleketi düze çıkaracağını iddia etmesi vatandaşların kafasını beter bir vaziyette karıştırmaktadır!.. Seçime uçuk kaçık vaatlerin havaya uçuştuğu bir komedya oynanmaktadır.
SES KİRLİLİĞİ: Araçlardan yayılan ve zaman zaman rahatsız edici anons ve yüksek sesli müzikler bir diğer kirliliklerdir. Ancak bugünlerde gürültünün çokça olmaması sevindirici. Yani öyle çok ciddi kimse rahatsız edilmiyor. Ancak düğünlerdeki korna sesleri ve asker uğurlamadaki aşırılıklar hiç hoş görülebilecek davranışlar değildir.
AHLAKİ KİRLİLİK: Dürüstlüğün, efendiliğin, edep ve hayanın prim yapmadığı bir zamanda yaşıyoruz!.. Bunu her bir birime uyarladığınızda aksamaların nerelerden, niçin kaynaklandığını görebilirsiniz!.. Peygamber Efendimiz (S.A.V.’in ‘’Utanmadığın taktirde dilediğini yap’’ ikazı çerçevesinde meseleye yaklaşırsak toplumdaki ahlaki çöküntünün arka planını daha iyi anlamış oluruz. Şüphesiz ki ahlaki erdemler, daha çok maneviyatla kazanılıp olgunlaşır.!.. Kalplerdeki boşluklar bir an önce fıtrata uygun bir şekilde doldurulmalıdır.
Aslında maddi ve manevi kirlilik diye temelde ikiye ayırabileceğimiz kirliliklerin nasıl da üreyip türediğini görünce şaşırıyoruz.
Maddi kirlerden suya sabuna dokunarak, ovarak, kazıyarak belki yakarak kurtulmak mümkündür!.. Manevi kirlerden ise, tövbe ederek, af dileyerek ve helallik alarak kurtulmak söz konusudur.
Sonuç olarak bunlar da olmayınca nedense kirli yaşamaya devam ediyoruz: Tabii ki toplum olarak…
Orhan Yazıcılar