Bizim kuşak 70’li yılların kavgalarıyla büyüdü.
“Sağcı”ların bizi kapitalizme esir edeceğini anlattılar.
O zamanlar kapitalizmin ne demek olduğunu bile bilmiyorduk.
“Solcu”ların da bizi Rusya’ya bağlayacağını anlattılar.
Rusya’ya niye bağlanacağımızı bile bilmiyorduk.
Kavgalar… Çatışmalar… Cinayetler… Cenazeler…
Duvarlara kırmızı yağlı boyalarla yazılmış sol eksenli sloganlar.
Bu sloganları beyaz boyalarla boyayan sağ eylemciler.
Bir Cuma sabahı 80’in Eylülünde darbe ile uyandık.
Eylemler bitti…
Solcular, sağcılar sustu.
Kavga bitti diye sevinmiştik ki; bu sefer, asker-sivil kavgasıyla tanıştık.
Yaklaşık 20 yıl “militarizmle özgürlüğün kavgasını” izledik.
Ne demek olduğunu bilmediğimiz “derin devlet-seçilmiş yönetim” sürtüşmelerini ezberlettiler bize.
Öyle kavgalar izledik ki; herkes yumruğu vatan sevdasıyla sallıyordu!
Bu 20 yıl başka bir kavgayı da ezberlettiler bize: Kürt-devlet kavgası.
Çanakkale’de, Kürt, Türk, Laz, Çerkez.. tüm ırkların kol kola ve koyun koyuna öldüğünden kimse bahsetmedi.
Maddi kaybın 500 milyar dolar, can kaybının 40 bin kişi olduğunu da yine onlardan öğrendik.
***
Yıkılmış 16 Türk devletinin yıkılış sebebine baktım; tamamını biz yıkmışız. Hepsini de taht kavgalarıyla yıkmışız. Hepsinin yıkılışında içimizdeki birilerinin dışımızdaki birileriyle ortaklığını yaşamışız. Ne kadar “saf” milletiz Allah aşkına. İnsan aynı hatayı 16 defa tekrar eder mi?
Her tarih okuyuşumuzda lanet okuyacak bir dede buluyoruz.
***
Torunlarımız da bize lanet okuyacak.
Son ayların kavgalarına bakıyoruz da; laneti çoktan hak ettiğimizi görebiliyoruz, değil mi?
Nedir bu kavga.
Bozulan “müebbet”ler…
Kasetler…
Paraleller…
Paketler…
Her gün değişen kanunlar…
Tarafgirlikler…
Küfürler, ithamlar, mağarası aranacaklar…
Daha neler neler…
Öğrencilerin sorduğu sorulara cevap veremez olduk.
***
İlkel taht kavgası mıdır, nedir?
Vatan mücadelesi midir, nedir?
Hep başkalarını mı güldüreceğiz. Bizim gülme zamanlarımız gelmeyecek mi?
***
Susmayacak mısınız?