Gençlikle ilgili vecizeleri sıralamaya gerek yok.
Gençliğin ne düşündüğüne bakmak gerek.
Mutlu olup olmadığını incelemek lazım.
Nelere sevinip nelerden hüzünlendiğini bilmeli.
*
Kindar bir nesil yetiştirdik.
Kendi takımını tutmayanları yabancılayan.
Partisini beğenmeyeni düşman bilen.
Sanatçılardan ve sporculardan sevgili edinip başkasının beğenmesini yasaklayan.
Sevdiği renkleri sevmeyenin aklını yorumlayan.
Kendisi gibi düşünmeyenlerin hasta olduğunu zanneden.
Garip bir nesil yetiştirdik.
*
Oynadığımız oyunları oynamalarını bekliyoruz.
Sevindiğimiz şeylere sevinmelerini, kızdıklarımıza kızmalarını istiyoruz.
Hep ders çalışmalarını, hiç boş durmamalarını istiyoruz.
Lakin biz boş dururken bunları istiyoruz.
Gençliği anlayamıyoruz.
Anlayamadığımız için beğenmiyoruz, beğenmediğimiz için de ihmal ediyoruz.
*
Yanlış yapıyoruz.
Onları sokakların insafına bırakıyoruz.
Onların duygularını internete salıveriyoruz.
Eğitmeye beceremediğimiz neslimizi, twitter ve facebook istediği gibi eğitiyor.
Çocuklarımızı fişte unuttuk.
Eve geldiklerinde odalarında yalnızlaştırdık.
Telefonların en pahalısını, elbiselerin en markalısını(!) aldık da, onlara sevgili olacak ana, baba ve kardeş olamadık.
Biz, gençtir yapar dedik; onlar da, yaşlıdır anlamaz dediler. Aynı mekânda farklı dünyalar kurduk. Sonra da bizim gibi düşünmedikleri için eleştirmekten başka bir şey yapamadık.
*
Bedenlerini eğitemeyip yönetemediğimiz neslin duygularını da kimsesiz bıraktık. Sonra da kendi maharetleriyle edindikleri kimseleri eleştirerek büyüklük yaptığımızı zannettik.
*
Şimdi ne mi oldu?
Evde adil olmayan ebeveynini eleştiremediği için, içine attı kin beslediler.
Adil olamadık.
Okulda adaletsiz ve itilmiş öğrenci rolünü beğenmeyip isyan etmek istediler. İsyanı sert bir şekilde bastırdık ama nefretle dolup içine attılar.
Adil olamadık.
Resmi dairelerde adamına göre muamele ettik. Numaramızı yemediler, itiraz ettiler. “Sen devlete isyan mı ediyorsun?” diyerek korkuttuk. Sustular ama, inanmadılar ve intikam hislerini içlerine gömdüler, kinle doldular.
Adil olamadık.
*
Yeni nesil baktı ki; evde torpil, okulda torpil, sporda torpil, adalette torpil, işte torpil…
Ardından mutsuz bir dünya…
Yaltaklık yapanın kazandığını fark edenlerden içine sindirenler “yaltaklığı maharet” olarak kabullendiler. Fakat içlerindeki nefret ateşini söndüremediler.
Bu mahareti(!) kabullenemeyenlerin ellerini ateşten, başlarını dertten kurtarmayıp bastırdık. Ya da bastırdığımızı zannettik. Onların da nefret ateşini körükleyen bir sistem geliştirdik. Onları da yaktıkça yaktık. Ya da yaktığımızı zannettik.
Kindar bir nesil yetiştirdik.
*
Hep hesap soracağını zannedenler yanıldığını fark edecek ve hesap verir hale geleceklerdir. İsteriz ki; vakit geçmeden dertlerimizi çözelim ve bahtiyar olalım.
17 devlet kurmakla övünmenin anlamı yok beyler. 16 devleti de kendi ellerimizle nasıl yıktığımızın hesabını yapmanın zamanıdır. İnsan aynı hatayı 16 defa tekrar eder mi?
*
Yeni nesil bizi alkışlamıyor, bilesiniz.
Çünkü bu kindar nesil bizim eserimiz.
Tarih şahittir ki; adil olamayanlar haindir, en hafif ifadeyle gafildir.
Ektiğimiz nefret tohumlarından gülücükler filizlenmeyecektir.
Çocuklarını mutlu edemeyen milletlerin cehennem yangını yüreklerinden başlayacaktır.
Kindar nesil yetiştirmenin hesabını vermeye bile zaman bulamayacağız.
*
Yanılmayı ne kadar çok isterdim.