Millete vekillik etmek isteyen diyor ki: “Kendim için bir şey istemiyorum. Hizmet için adayım. Aslolan millete efendilik değil, hizmetkârlıktır.”
Ne kadar güzel, değil mi?
Bakıyorsun vekillik boyunca (faraza) 200 lira kazanacak, 1200 lira harcama yapıyor. Her şey bizim için olduğundan seviniyoruz(!).
Boş mu konuşuyoruz? Boş mu düşünüyoruz?
Kimler inanıyor?
Her şey vatan için diyenin vatanı neresi belli değil.
Resmi siyasetin dışında gizli siyasi manevralar hissediyoruz. Resmi siyasetçileri yöneten gayri resmi siyasi duayenlerden haberimiz oluyor, üzülüyoruz.
Devletten bir şeyler mi gizliyoruz?
***
150 bin imam, din anlatıyor. Onları sadece dinliyoruz. Resmi olarak anlatılan dinin dışında kendimize özel dinimizin olduğunu düşünüyoruz. Resmi diyanet erbabının değil de cemaatimizin söylediklerine inanıyoruz. Devletten gizli bir dinimizin olduğunu da kimseye açıklamıyoruz(!).
Boş mu konuşuyoruz? Boş mu düşünüyoruz?
Devletten bir şeyler mi gizliyoruz?
***
600 bin öğretmen milli öğretim icra ediyor. Herkes mecbur olduğu için okullara gidiyor. Esas öğretimini özel derslerle ve dershanelerle alarak yoluna devam ediyor. Öğretim işini devlet yapamıyor mu? Öğretmenlerin resmi okullarda çocuklardan gizlediği bilgi mi var? Özel derssiz ve dershanesiz niye olmuyor? Devletten dinlerken zorunlu bir dinleme, özel adamımızdan dinlerken gönüllü bir dinleme!
Boş mu konuşuyoruz? Boş mu düşünüyoruz?
Devletten bir şeyler mi gizliyoruz?
***
Her esnafın resmi ve gayri resmi geliri var. Resmi geliri vergiye tabi, diğeri her şeyden muaf oluyor. Bunu devleti yönetenlerin bilmemesi aklımızın ucundan bile geçmiyor. Devlet de bilmezlikten mi geliyor? “Devletim” diyen siyasetçinin veya vatandaşın devletinin sınırlarının nereler olduğunu kestiremiyoruz. “Milletim” diyenin hangi milleti kastettiğini anlayamıyoruz.
Boş mu konuşuyoruz? Boş mu düşünüyoruz?
Devletten bir şeyler mi gizliyoruz?
***
Böyle bir devletin ilelebet payidar olamayacağını biliyorum da, ne zaman tarumar olacağını kestiremiyorum.
Her zaman sıfırdan başlamaktan nefret ediyorum.